fidelity - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
fidelity sadakat n.
  • Fidelity is a key factor in a proper marriage.
  • Sadakat, düzgün bir evlilik için kilit bir faktördür.
  • In a proactive approach, marital fidelity and celibacy are essential elements to be stressed when giving information.
  • Proaktif bir yaklaşımla, evlilikte sadakat ve bekarlık, bilgi verirken vurgulanması gereken temel unsurlardır.
  • I am convinced that marital fidelity is a much better means than all kinds of contraceptives.
  • Evlilikte sadakatin her türlü doğum kontrol yönteminden çok daha iyi bir araç olduğuna inanıyorum.
Show More (4)
fidelity bağlılık n.
  • Poor working conditions can cause employees to lose their fidelity to the company.
  • Kötü çalışma koşulları çalışanların şirkete olan bağlılıklarını kaybetmelerine neden olabilir.
Show More (-2)
fidelity aslına uygunluk n.
  • The fidelity of play to the book wasn't so much.
  • Oyunun kitapla olan aslına uygunluğu o kadar da fazla değildi.
Show More (-2)
fidelity vefa n.
  • Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.
  • En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır.
Show More (-2)