|
- The great food crises are always based on non-compliances with Community legislation.
- Büyük gıda krizleri her zaman Topluluk mevzuatına uyulmamasına dayanmaktadır.
- The food crisis in Zimbabwe is the worst in southern Africa.
- Zimbabve'deki gıda krizi Güney Afrika'daki en kötü krizdir.
- In some of these countries or regions, the food crisis is not a general crisis.
- Bu ülkelerin ya da bölgelerin bazılarında gıda krizi genel bir kriz değildir.
- A year ago today a food crisis was unleashed as a result of the presence of alphabenzopyrenes in olive pomace oil.
- Bir yıl önce bugün, prina yağında alfabenzopiren bulunması nedeniyle bir gıda krizi ortaya çıkmıştı.
- The newscaster puts too much emphasis on the food crisis.
- Haber spikeri gıda krizine çok fazla vurgu yapıyor.
Show More (2)
|