| 1 |
freelance |
serbest çalışmak |
v. |
|
- He's a freelance journalist.
- Serbest çalışan bir gazeteci.
- I am a freelance photographer.
- Serbest çalışan bir fotoğrafçıyım.
- Tom has started freelancing.
- Tom serbest çalışmaya başladı.
- Tom is a freelance computer programmer.
- Tom serbest çalışan bir bilgisayar programcısı.
- I'm a freelance journalist.
- Serbest çalışan bir gazeteciyim.
- Tom is a freelance photographer.
- Tom serbest çalışan bir fotoğrafçı.
- Tom is a freelance computer programmer.
- Tom serbest çalışan bir bilgisayar programcısıdır.
- I am a freelance photographer.
- Ben serbest çalışan bir fotoğrafçıyım.
- Tom is a freelance journalist.
- Tom serbest çalışan bir gazeteci.
- I'm a freelance journalist.
- Ben serbest çalışan bir gazeteciyim.
Show More (7)
|
| 2 |
freelance |
serbest yazar |
n. |
|
- Tom is a freelance writer.
- Tom serbest yazar.
- Tom is a freelance writer in Boston.
- Tom, Boston'da bir serbest yazar.
Show More (-1)
|
| 3 |
freelance |
serbest |
adv. |
|
- In this modern age, I prefer working freelance.
- Bu modern çağda serbest çalışmayı tercih ederim.
Show More (-2)
|
