Tureng - fried - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	fried	kızarmış	adj.
	We ate some fried meat. Biraz kızarmış et yedik. I can smell fried food. Kızarmış yemek kokusu alabiliyorum. Fried spiders are a regional delicacy in Cambodia. Kızarmış örümcekler Kamboçya'da yöresel bir lezzettir. I don't like fried food. Ben kızarmış yiyecek sevmem. Fried banana is a favorite snack here. Kızarmış muz burada favori bir aperatif. I love fried bananas. Kızarmış muza bayılırım. I like my shrimps fried. Karideslerimi kızarmış severim. I don't like fried food. Ben kızarmış yemek sevmem. I ate fried rice and drank some beer. Kızarmış pirinç yedim ve biraz bira içtim. Emilien wants to eat fried prickly pears. Emilien kızarmış dikenli armut yemek istiyor. I don't like fried fish. Kızarmış balık sevmem. I love to eat fried squid. Kızarmış kalamar yemeyi severim. I don't like fried fish. Kızarmış balığı sevmem. I love to eat fried squid. Kızarmış kalamar yemeyi çok severim. Fried banana is a favorite snack here. Kızarmış muz burada çok sevilen bir atıştırmalıktır. Fried food does not agree with me. Kızarmış yemek bana göre değil. Show More (13)
2	fried	kızartılmış	adj.
	The pork is diced and fried. Domuz eti doğranmış ve kızartılmış. The pork is diced and fried. Domuz doğranmış ve kızartılmış. Halloumi is a salty cheese that can be fried or grilled. Hellim kızartılabilen veya ızgara yapılabilen tuzlu bir peynirdir. I love fried bananas. Ben kızartılmış muzu seviyorum. Halloumi is a salty cheese that can be fried or grilled. Hellim, kızartılabilen veya ızgara yapılabilen tuzlu bir peynirdir. Show More (2)