fulfilled - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
fulfilled yerine getirilmiş adj.
  • The development of an efficient computerised system is also essential to fulfilling this task.
  • Etkin bir bilgisayar sisteminin geliştirilmesi de bu görevin yerine getirilmesi için gereklidir.
  • They are therefore natural partners for the EU in fulfilling these tasks.
  • Dolayısıyla AB için bu görevlerin yerine getirilmesinde doğal ortaklardır.
  • Why should absolute priority be given to fulfilling the capabilities requirement of the EDSP?
  • Neden EDSP'nin yetenek gerekliliklerinin yerine getirilmesine mutlak öncelik verilmelidir?
Show More (3)
fulfilled tatmin olmuş adj.
  • Finn wasn't fulfilled with her reply at all.
  • Fin onun cevabından asla tatmin olmamıştı.
Show More (-2)