full of - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
full of dolu adj.
  • The parliamentary records are full of calls from this body for action on maritime safety.
  • Parlamento kayıtları bu organın deniz güvenliği konusunda harekete geçilmesi için yaptığı çağrılarla dolu.
  • You feel as if you are facing a wall full of binder files.
  • Sanki bir duvar dolusu dosyayla karşı karşıyaymışsınız gibi hissediyorsunuz.
  • To put it bluntly, they are full of lies.
  • Açıkça söylemek gerekirse yalanlarla doludurlar.
Show More (503)