fussy - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
fussy telaşlı adj.
  • He checked his emails in a fussy way.
  • E-postalarını telaşlı bir şekilde kontrol etti.
  • Tom seems to be fussy.
  • Tom telaşlı görünüyor.
  • Tom is quite fussy, isn't he?
  • Tom çok telaşlı, değil mi?
Show More (23)
fussy titiz adj.
  • Teresa is very fussy about her clothes.
  • Teresa kıyafetleri konusunda çok titizdir.
  • Tom isn't as fussy as he used to be.
  • Tom eskisi kadar titiz değil.
  • I know Tom is fussy.
  • Tom'un titiz olduğunu biliyorum.
Show More (9)
fussy çok titiz adj.
  • Tom is very fussy.
  • Tom çok titizdir.
  • Tom is a fussy eater, isn't he?
  • Tom yemek konusunda çok titiz, değil mi?
  • Tom is very fussy about what he eats.
  • Tom yedikleri hakkında çok titizdir.
Show More (4)
fussy mızmız adj.
  • Tom isn't very fussy.
  • Tom çok mızmız değil.
  • Tom is extremely fussy.
  • Tom aşırı mızmızdır.
  • I'm fussy.
  • Ben mızmızım.
Show More (2)
fussy gösterişli adj.
  • The decoration of the hall was fussy.
  • Salonun dekorasyonu gösterişliydi.
Show More (-2)
fussy müşkülpesent adj.
  • I think Tom is fussy.
  • Bence Tom çok müşkülpesent.
Show More (-2)
fussy detaycı adj.
  • A fussy referee can ruin a bout.
  • Detaycı bir hakem maçı bozabilir.
Show More (-2)