| 1 |
gas station |
benzin istasyonu |
n. |
|
- I work at a gas station.
- Bir benzin istasyonunda çalışıyorum.
- A gas station is one kilometer ahead.
- Bir kilometre ileride bir benzin istasyonu var.
- Is the driver at the gas station?
- Şoför benzin istasyonunda mı?
- Where's the nearest gas station?
- En yakın benzin istasyonu nerede?
- On the way to the airport they stopped at a gas station.
- Havaalanına giderken bir benzin istasyonunda durdular.
- We need to fill up at the next gas station.
- Gelecek benzin istasyonunda dolum yapmalıyız.
- My brother is working at a gas station.
- Kardeşim bir benzin istasyonunda çalışıyor.
- Turning to the left, you will find the gas station.
- Sola dönerseniz, benzin istasyonu bulursunuz.
- Tom and Mary have a gas station together.
- Tom ve Mary'nin birlikte bir benzin istasyonu var.
- Is there a gas station near here?
- Buraya yakın bir benzin istasyonu var mı?
- I got a part-time job at a gas station.
- Bir benzin istasyonunda yarı zamanlı bir iş buldum.
- My brother is working at a gas station.
- Erkek kardeşim bir benzin istasyonunda çalışıyor.
- I used to work at a gas station.
- Ben de bir benzin istasyonunda çalışıyordum.
- They have charging robots at this gas station.
- Bu benzin istasyonunda şarj robotları var.
- Where is the gas station?
- Benzin istasyonu nerede?
- We need to fill up at the next gas station.
- Bir sonraki benzin istasyonunda depoyu doldurmamız gerekiyor.
- Tom worked as a gas station attendant.
- Tom bir benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.
- How many miles is it to the next gas station?
- Bir dahaki benzin istasyonu kaç mil uzakta?
- I need to find a gas station.
- Bir benzin istasyonu bulmam gerekiyor.
- I used to work at a gas station.
- Bir benzin istasyonunda çalışırdım.
- Do you think we have enough gas left to get to the next gas station?
- Sence bir sonraki benzin istasyonuna gidecek kadar benzinimiz kaldı mı?
- Sami was spotted by a police officer near a gas station.
- Sami bir benzin istasyonunun yakınında bir polis memuru tarafından görüldü.
- Where's the nearest gas station around here?
- Bu civarda en yakın benzin istasyonu nerede?
- Sami was spotted by police outside a gas station.
- Sami bir benzin istasyonunun dışında polis tarafından görüldü.
- Tom pulled into the gas station.
- Tom benzin istasyonuna girdi.
- This gas station's gas is good and cheap.
- Bu benzin istasyonunun benzini iyi ve ucuz.
- I need to find a gas station.
- Bir benzin istasyonu bulmam lazım.
- I bought the sandwich at the gas station.
- Sandviçi benzin istasyonundan aldım.
- Turning to the left, you will find the gas station.
- Sola döndüğünüzde benzin istasyonunu bulacaksınız.
- Where's the nearest gas station around here?
- Buraya en yakın benzin istasyonu nerede?
- Maybe we should stop at a gas station to ask for directions.
- Belki de yol sormak için bir benzin istasyonunda durmalıyız.
- Tom pulled into the gas station and turned off his engine.
- Tom benzin istasyonuna çekti ve motorunu kapattı.
- Tom worked as a gas station attendant.
- Tom benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.
- Do you think we have enough gas left to get to the next gas station?
- Bir sonraki benzin istasyonuna gidecek kadar yeterli benzinimiz olduğunu düşünüyor musun?
- How many miles is it to the next gas station?
- Bir sonraki benzin istasyonuna kaç mil var?
- Dan was left behind at the gas station.
- Dan benzin istasyonunda geride bırakıldı.
- Where is the nearest gas station?
- En yakın benzin istasyonu nerede?
- I'm going to pull over at the next gas station.
- Bir sonraki benzin istasyonunda arabayı sağa çekeceğim.
- Is there a gas station around here?
- Buralarda benzin istasyonu var mı?
- Tom and Mary have a gas station together.
- Tom ve Mary'nin birlikte bir benzin istasyonları var.
- I'm going to pull over at the next gas station.
- Bir sonraki benzin istasyonunda kenara çekeceğim.
- I pulled into the gas station for gas.
- Benzin almak için benzin istasyonuna girdim.
- Tom pulled into a gas station.
- Tom bir benzin istasyonuna girdi.
- Sami was standing outside a gas station.
- Sami bir benzin istasyonunun dışında duruyordu.
- On the way to the airport they stopped at a gas station.
- Havaalanı yolu üzerindeki bir benzin istasyonunda durdular.
- Tom pulled into the gas station and turned off his engine.
- Tom benzin istasyonuna girdi ve motoru kapattı.
- Tom pulled into a gas station.
- Tom benzin istasyonuna girdi.
- I work at a gas station.
- Ben bir benzin istasyonunda çalışıyorum.
- There is a gas station is one kilometer ahead.
- Bir kilometre ileride bir benzin istasyonu var.
- Let's stop at the next gas station.
- Bir sonraki benzin istasyonunda duralım.
Show More (47)
|
| 2 |
gas station |
benzinci |
n. |
|
- Is the driver at the gas station?
- Şoför benzincide mi?
Show More (-2)
|
| 3 |
gas station |
akaryakıt istasyonu |
n. |
|
- Where is the nearest gas station?
- En yakın akaryakıt istasyonu nerede?
Show More (-2)
|
| 4 |
gas station |
petrol istasyonu |
n. |
|
- Is there a gas station around here?
- Buralarda bir petrol istasyonu var mıdır?
Show More (-2)
|
