|
- His generosity towards the poor was well-known.
- Yoksullara karşı cömertliği herkes tarafından bilinirdi.
- The message we must send here and now to donors and recipients is one of generosity and solidarity.
- Burada ve şimdi bağışçılara ve alıcılara göndermemiz gereken mesaj cömertlik ve dayanışmadır.
- Once again, commercial concerns are being portrayed as acts of generosity.
- Bir kez daha ticari kaygılar cömertlik eylemleri olarak gösteriliyor.
- While this is happening, while we are evolving, we should have the generosity to do it together and to do it well.
- Bu gerçekleşirken, bizler değişip gelişirken, bunu birlikte ve iyi bir şekilde yapma cömertliğine sahip olmalıyız.
- We will continue the generosity that the European Union has always shown.
- Avrupa Birliği'nin her zaman göstermiş olduğu cömertliği sürdüreceğiz.
- While this is happening, while we are evolving, we should have the generosity to do it together and to do it well.
- Bu gerçekleşirken, evrim geçirirken, bunu birlikte yapma ve iyi yapma cömertliğine sahip olmalıyız.
- These words echo the vision and generosity that marked the founding of our Union.
- Bu sözler Birliğimizin kuruluşuna damgasını vuran vizyon ve cömertliği yansıtmaktadır.
- He had hoped, with his skill, his experience and generosity, for greater cooperation.
- Yeteneği, deneyimi ve cömertliğiyle daha büyük bir işbirliği ummuştu.
- Development aid is not just due to generosity tinged with paternalism.
- Kalkınma yardımları sadece paternalizmle karışık bir cömertlikten kaynaklanmıyor.
- Secondly, I would like to stress the generosity of the European Parliament.
- İkinci olarak Avrupa Parlamentosunun cömertliğini vurgulamak isterim.
- Wealthy Europe must be more generous and the governments must be the vehicles of this generosity.
- Zengin Avrupa daha cömert olmalı ve hükûmetler bu cömertliğin araçları olmalıdır.
- So please let there be some generosity towards this sector in Estonia.
- Bu yüzden lütfen Estonya'da bu sektöre karşı biraz cömertlik gösterilsin.
- If Seville shows some generosity from our political leaders, our citizens will emulate that generosity in return.
- Eğer Sevilla siyasi liderlerimizden biraz cömertlik görürse, vatandaşlarımız da bu cömertliğe karşılık verecektir.
- Secondly, I would like to stress the generosity of the European Parliament.
- İkinci olarak, Avrupa Parlamentosu'nun cömertliğini vurgulamak isterim.
- So please let there be some generosity towards this sector in Estonia!
- Bu yüzden lütfen Estonya'da bu sektöre karşı biraz cömertlik gösterilsin!
- These words echo the vision and generosity that marked the founding of our Union.
- Bu sözler, Birliğimizin kuruluşuna damgasını vuran vizyon ve cömertliği yansıtmaktadır.
- Speaking of generosity, check out what I got, Chelsea.
- Cömertlikten bahsetmişken, bak bende ne var Chelsea.
- Your generosity is appreciated.
- Cömertliğiniz takdire şayan.
- I had great admiration for his generosity.
- Onun cömertliğine büyük hayranlık duyuyordum.
- Your generosity is appreciated.
- Cömertliğin takdir ediliyor.
- Generosity is a trait of the people of Baku.
- Cömertlik Bakü halkının bir özelliğidir.
- Thank you very much for your generosity.
- Cömertliğiniz için size çok teşekkür ederim.
- We should not take advantage of the generosity of a friend.
- Biz bir arkadaşın cömertliğinden yararlanmamalıyız.
- The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk, başkanın cömertliğini hiç unutmadı.
- Generosity is a trait of the people of Baku.
- Cömertlik Bakü halkının karakteristik bir özelliğidir.
- We thank you for your generosity.
- Cömertliğiniz için teşekkür ederiz.
- Generosity is an important trait in today's selfish society.
- Cömertlik bugünün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
- I love your generosity.
- Cömertliğini seviyorum.
- We thank you for your generosity.
- Cömertliğin için sana teşekkür ederiz.
- Thank you very much for your generosity.
- Cömertliğiniz için çok teşekkür ederim.
- I had great admiration for his generosity.
- Onun cömertliğine büyük bir hayranlığım vardı.
- We should not take advantage of the generosity of a friend.
- Bir arkadaşımızın cömertliğinden faydalanmamalıyız.
- The populace have never forgotten the president's generosity.
- Halk başkanın cömertliğini asla unutmadı.
- Generosity is an important trait in today's selfish society.
- Cömertlik günümüzün bencil toplumunda önemli bir özelliktir.
- Their generosity is much appreciated.
- Cömertlikleri çok takdire şayan.
- Sami appreciated Layla's generosity.
- Sami, Layla'nın cömertliğini takdir etti.
- Generosity is innate in some people.
- Cömertlik bazı insanlarda doğuştan vardır.
- Generosity is innate in some people.
- Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır.
- Their generosity is much appreciated.
- Onların cömertliği çok takdir edilmektedir.
Show More (36)
|
