|
- It is interesting to hear the Commission say that they should not get involved.
- Komisyon'un bu işe karışmamaları gerektiğini söylemesi ilginçtir.
- It is interesting to hear the Commission say that they should not get involved.
- Komisyon'un kendilerinin bu işe karışmaması gerektiğini söylemesi de ilginçtir.
- You got involved in something bad, huh?
- Kötü bir şeye karıştın, ha?
- I didn't want Tom to get involved.
- Tom'un bu işe karışmasını istemedim.
- We got involved in a traffic accident.
- Bir trafik kazasına karıştık.
- I shouldn't have gotten involved.
- Bu işe karışmamalıydım.
- I don't think we should get involved.
- Bence bu işe karışmamalıyız.
- Fadil got involved in drug trade.
- Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.
- Why are you getting involved with Tom?
- Neden Tom'a karışıyorsun?
- Fadil got involved in this horrific crime.
- Fadıl bu korkunç suça karıştı.
- Layla didn't dare get involved.
- Leyla karışmaya cesaret edemedi.
- I didn't want you to get involved.
- Bu işe karışmanı istemedim.
- You shouldn't get involved with this.
- Buna karışmaman gerekirdi.
- Tom got involved with people he should never have gotten involved with.
- Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.
- How did Tom get involved?
- Tom bu işe nasıl karıştı?
- I am not getting involved.
- Ben karışmıyorum.
- Why do you constantly have to get involved?
- Neden sürekli karışmak zorundasın?
- She doesn't want to get involved.
- O karışmak istemiyor.
- How did Tom get involved in this?
- Tom buna nasıl karıştı?
- I am not getting involved.
- Bu işe karışmayacağım.
- We got involved in a traffic accident.
- Biz bir trafik kazasına karıştık.
- Tom didn't need to get involved.
- Tom'un bu işe karışmasına gerek yoktu.
- Why should we get involved?
- Neden karışalım?
- It's best not to get involved in this problem.
- Bu soruna karışmamak en iyisi.
- He doesn't want to get involved.
- O karışmak istemiyor.
- I don't want to get involved.
- Bu işe karışmak istemiyorum.
- Fadil got involved in this horrific crime.
- Fadil bu korkunç suça karıştı.
- I don't want to get involved in that sort of thing.
- O tür bir şeye karışmak istemem.
- Tom is afraid to get involved.
- Tom karışmaktan korkuyor.
- Tom didn't have to get involved.
- Tom karışmak zorunda değildi.
- Don't get involved with those people.
- O insanların işine karışma.
- I'm not going to get involved.
- Ben karışmayacağım.
- I won't get involved.
- Ben karışmam.
- I think we shouldn't get involved.
- Karışmamamız gerektiğini düşünüyorum.
- Tom didn't want to get involved.
- Tom bu işe karışmak istemedi.
- I don't want you to get involved.
- Bu işe karışmanı istemiyorum.
- I think we shouldn't get involved.
- Bence bu işe karışmamalıyız.
- I wouldn't get involved.
- Ben olsam karışmazdım.
- I'd rather not get involved at the moment, thanks.
- Şu an ben karışmak istemiyorum, teşekkürler.
- Tom is afraid to get involved.
- Tom bu işe karışmaktan korkuyor.
- They did not want to get involved in the fighting.
- Kavgaya karışmak istemediler.
- I didn't want Tom to get involved.
- Tom'un karışmasını istemedim.
- Tom refuses to get involved.
- Tom karışmayı reddediyor.
- I can't get involved in this.
- Bu işe karışamam.
- Tom didn't want to get involved.
- Tom karışmak istemiyordu.
- She didn't want to get involved.
- Olaya karışmak istemiyordu.
- Fadil didn't want to get involved.
- Fadıl işe karışmak istemedi.
- I can't get involved.
- Bu işe karışamam.
- Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice.
- Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.
- Tom got involved in the brawl.
- Tom kavgaya karıştı.
- Tom got involved in politics again.
- Tom yine politikaya karıştı.
- Tom didn't need to get involved.
- Tom'un karışmasına gerek yoktu.
- Tom refused to get involved.
- Tom karışmayı reddetti.
- I won't get involved.
- Ben karışmayacağım.
- Tom doesn't want Mary to get involved.
- Tom, Mary'nin bu işe karışmasını istemiyor.
- Politics is the art of preventing people from getting involved in what concerns them.
- Politika, insanların kendilerini ilgilendiren şeylere karışmalarını engelleme sanatıdır.
- Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice.
- Tom kavgaya karışmak istemedi ama başka seçeneği yoktu.
- Tom doesn't want to get involved.
- Tom bu işe karışmak istemiyor.
- I don't want to get involved in this.
- Bu işe karışmak istemiyorum.
- My mother always gets involved in my private life.
- Annem her zaman özel hayatıma karışır.
- Layla didn't dare get involved.
- Layla karışmaya cesaret edemedi.
- Tom won't get involved.
- Tom karışmayacak.
- Tom got involved in the brawl.
- Tom bir kavgaya karıştı.
- Why do you always have to get involved?
- Neden her zaman karışmak zorundasın?
- We don't like to get involved.
- Karışmayı sevmeyiz.
- You have to get involved.
- Sen de karışmalısın.
- I don't want to get involved in that business.
- O işe karışmak istemiyorum.
- I can't get involved.
- Ben karışamam.
- I thought you didn't want to get involved.
- Bu işe karışmak istemediğini sanıyordum.
Show More (66)
|
