The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Anglais	Turc
1	get involved (in or with something)	(bir şeye) karışmak	v.
	It is interesting to hear the Commission say that they should not get involved. Komisyon'un bu işe karışmamaları gerektiğini söylemesi ilginçtir. It is interesting to hear the Commission say that they should not get involved. Komisyon'un kendilerinin bu işe karışmaması gerektiğini söylemesi de ilginçtir. Why is the prime minister getting involved? Başbakan neden karışıyor? I don’t get involved with that side. Ben o tarafa karışmıyorum. I can't get involved. Ben karışamam. I can't get involved. Bu işe karışamam. Tom is afraid to get involved. Tom karışmaktan korkuyor. Tom didn't need to get involved. Tom'un bu işe karışmasına gerek yoktu. Tom didn't need to get involved. Tom'un karışmasına gerek yoktu. Tom doesn't want Mary to get involved. Tom, Mary'nin bu işe karışmasını istemiyor. Tom won't get involved. Tom karışmayacak. Tom refused to get involved. Tom karışmayı reddetti. Tom refuses to get involved. Tom karışmayı reddediyor. We don't like to get involved. Karışmayı sevmeyiz. Tom got involved in politics again. Tom yine politikaya karıştı. Tom got involved in the brawl. Tom bir kavgaya karıştı. Don't get involved with those people. O insanların işine karışma. Fadil didn't want to get involved. Fadıl işe karışmak istemedi. He doesn't want to get involved. O karışmak istemiyor. I don't want to get involved in that business. O işe karışmak istemiyorum. I don't want to get involved in that sort of thing. O tür bir şeye karışmak istemem. I don't want to get involved in this. Bu işe karışmak istemiyorum. I don't want to get involved. Bu işe karışmak istemiyorum. I thought you didn't want to get involved. Bu işe karışmak istemediğini sanıyordum. I shouldn't have gotten involved. Bu işe karışmamalıydım. I don't think we should get involved. Bence bu işe karışmamalıyız. I think we shouldn't get involved. Bence bu işe karışmamalıyız. We got involved in a traffic accident. Bir trafik kazasına karıştık. I think we shouldn't get involved. Karışmamamız gerektiğini düşünüyorum. I didn't want you to get involved. Bu işe karışmanı istemedim. I don't want you to get involved. Bu işe karışmanı istemiyorum. Tom got involved in the brawl. Tom kavgaya karıştı. We got involved in a traffic accident. Biz bir trafik kazasına karıştık. Why should we get involved? Neden karışalım? Why are you getting involved with Tom? Neden Tom'a karışıyorsun? Why do you always have to get involved? Neden her zaman karışmak zorundasın? Why do you constantly have to get involved? Neden sürekli karışmak zorundasın? You have to get involved. Sen de karışmalısın. You shouldn't get involved with this. Buna karışmaman gerekirdi. You got involved in something bad, huh? Kötü bir şeye karıştın, ha? I didn't want Tom to get involved. Tom'un bu işe karışmasını istemedim. I didn't want Tom to get involved. Tom'un karışmasını istemedim. I am not getting involved. Bu işe karışmayacağım. I am not getting involved. Ben karışmıyorum. Fadil got involved in drug trade. Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı. Fadil got involved in this horrific crime. Fadil bu korkunç suça karıştı. Fadil got involved in this horrific crime. Fadıl bu korkunç suça karıştı. How did Tom get involved in this? Tom buna nasıl karıştı? How did Tom get involved? Tom bu işe nasıl karıştı? It's best not to get involved in this problem. Bu soruna karışmamak en iyisi. Layla didn't dare get involved. Layla karışmaya cesaret edemedi. Layla didn't dare get involved. Leyla karışmaya cesaret edemedi. I won't get involved. Ben karışmayacağım. I'm not going to get involved. Ben karışmayacağım. I wouldn't get involved. Ben olsam karışmazdım. They did not want to get involved in the fighting. Kavgaya karışmak istemediler. Tom didn't have to get involved. Tom karışmak zorunda değildi. Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice. Tom kavgaya karışmak istemedi ama başka seçeneği yoktu. Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice. Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu. Tom didn't want to get involved. Tom bu işe karışmak istemedi. My mother always gets involved in my private life. Annem her zaman özel hayatıma karışır. I'd rather not get involved at the moment, thanks. Şu an ben karışmak istemiyorum, teşekkürler. She didn't want to get involved. Olaya karışmak istemiyordu. She doesn't want to get involved. O karışmak istemiyor. Politics is the art of preventing people from getting involved in what concerns them. Politika, insanların kendilerini ilgilendiren şeylere karışmalarını engelleme sanatıdır. I won't get involved. Ben karışmam. Tom didn't want to get involved. Tom karışmak istemiyordu. Tom doesn't want to get involved. Tom bu işe karışmak istemiyor. Tom is afraid to get involved. Tom bu işe karışmaktan korkuyor. I can't get involved in this. Bu işe karışamam. Show More (67)
2	get involved (in or with something)	(bir şeye) burnunu sokmak	v.
	My mother always gets involved in my private life. Annem her zaman özel hayatıma burnunu sokar. Show More (-2)