giggle - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
giggle kıkırdamak v.
  • Polly was giggling so much that she could hardly speak.
  • Polly o kadar çok kıkırdıyordu ki konuşmakta zorluk çekiyordu.
  • Tom laughed and Mary giggled.
  • Tom güldü ve Mary kıkırdadı.
  • She giggled.
  • Kıkırdadı.
Show More (26)
giggle kıkır kıkır gülmek v.
  • I couldn't stop giggling.
  • Kıkır kıkır gülmekten kendimi alamadım.
  • She giggled.
  • Kıkır kıkır güldü.
  • Some of the women giggled.
  • Kadınlardan bazıları kıkır kıkır güldü.
Show More (1)
giggle kıkırdama n.
  • All had giggles when the lecturer made a joke.
  • Öğretim üyesi espri yaptığında hepsi kıkırdadı.
Show More (-2)