|
- I went surfing yesterday.
- Dün sörf yapmaya gittim.
- Tom usually wears a wetsuit when he goes surfing.
- Tom sörf yapmaya gittiğinde genellikle dalgıç kıyafeti giyer.
- Sami went surfing in Hawaii.
- Sami Hawaii'de sörf yapmaya gitti.
- Where can I go surfing around here?
- Buralarda nerede sörf yapabilirim?
- Tom might've gone surfing with Mary.
- Tom, Mary ile sörf yapmaya gitmiş olabilir.
- Have you ever gone surfing with Tom?
- Hiç Tom'la sörf yaptın mı?
- I went surfing with them.
- Ben onlarla sörf yapmaya gittim.
- Do you ever go surfing with Tom?
- Hiç Tom'la sörf yapıyor musun?
- I went surfing every day last summer.
- Geçen yaz her gün sörf yapmaya gittim.
- Do you ever go surfing with Tom?
- Tom'la hiç sörf yapmaya gittin mi?
- Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.
- Christopher Columbus, Pirate Bay'in torrentlerini severdi ve sık sık orada sörf yapardı.
- Tom went surfing.
- Tom sörf yapmaya gitti.
- Can I go surfing?
- Sörf yapmaya gidebilir miyim?
- How many times did you go surfing last summer?
- Geçen yaz kaç kez sörf yapmaya gittin?
- Who do you usually go surfing with?
- Genelde kiminle sörf yapmaya gidiyorsun?
- I went surfing with them.
- Ben de onlarla sörf yapmaya gittim.
- Who did you go surfing with?
- Kiminle sörf yapmaya gittin?
- Tom might've gone surfing with Mary.
- Tom Mary ile sörf yapmaya gitmiş. olabilir.
- Tom and I went surfing this morning.
- Tom ve ben bu sabah sörf yapmaya gittik.
- I went surfing this morning.
- Bu sabah sörf yapmaya gittim.
- They went surfing.
- Onlar sörf yapmaya gittiler.
- I went surfing with Tom.
- Tom'la sörf yapmaya gittim.
- Have you ever gone surfing with Tom?
- Hiç Tom'la sörf yapmaya gittin mi?
- He went surfing.
- O sörf yapmaya gitti.
- Let's go surfing.
- Hadi sörf yapalım.
- She went surfing.
- O sörf yapmaya gitti.
- How many times did you go surfing last summer?
- Geçen yaz kaç kere sörf yaptın?
- Let's go surfing.
- Sörf yapmaya gidelim.
- Mary went surfing this morning.
- Mary bu sabah sörf yapmaya gitti.
- I thought Tom would go surfing with Mary.
- Tom'un Mary ile sörf yapacağını düşündüm.
- Tom may have gone surfing with Mary.
- Tom Mary ile sörf yapmaya gitmiş olabilir.
- Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.
- Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.
- Tom went surfing this morning.
- Tom bu sabah sörf yapmaya gitti.
- You went surfing this morning, didn't you?
- Bu sabah sörf yapmaya gittin, değil mi?
- Have you ever gone surfing with Tom?
- Tom'la hiç sörf yaptın mı?
- Tom may have gone surfing with Mary.
- Tom, Mary ile sörf yapmaya gitmiş olabilir.
- When was the last time you went surfing?
- En son ne zaman sörf yapmaya gittin?
Show More (34)
|
