1 |
granddaughter |
torun |
n. |
|
- My granddaughter is listening to my wife.
- Torunum karımı dinliyor.
- Mary is Tom's granddaughter.
- Mary, Tom'un torunu.
- Tom has three granddaughters.
- Tom'un üç torunu var.
- I have a granddaughter about your age.
- Senin yaşlarında bir torunum var.
- The old lady smiled at her granddaughter.
- Yaşlı kadın torununa gülümsedi.
- Tom watched his granddaughters dance.
- Tom torunlarının dansını izledi.
- I dreamed that I was eating my granddaughter's wedding cake.
- Ben torunumun düğün pastasını yediğimi hayal ettim.
- I dreamed that I was eating my granddaughter's wedding cake.
- Rüyamda torunumun düğün pastasını yediğimi gördüm.
- I have bought an adorable doll for my granddaughter.
- Torunum için sevimli bir bebek aldım.
- Kate's granddaughter needed to study among the trees.
- Kate'in torununun ağaçların arasında çalışmaya ihtiyacı vardı.
- My granddaughter is skilled at photography.
- Torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir.
- Tom and Mary bought their granddaughter a bike for Christmas.
- Tom ve Mary torunlarına Noel için bisiklet satın aldı.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
- O kaçırılan torununu aradı.
- Our granddaughter was born two days ago.
- Torunumuz iki gün önce doğdu.
- The old man was accompanied by his granddaughter.
- Yaşlı adama torunu eşlik ediyordu.
- Tom and Mary bought their granddaughter a bike for Christmas.
- Tom ve Mary Noel için torunlarına bir bisiklet aldılar.
- This is Nina, your granddaughter.
- Bu Nina, torunun.
- I want to dance at my granddaughter's wedding.
- Torunumun düğününde dans etmek istiyorum.
- Mary is Tom's granddaughter.
- Mary Tom'un torunu.
- I have bought an adorable doll for my granddaughter.
- Torunum için çok güzel bir bebek satın aldım.
- This is Nina, your granddaughter.
- Bu Nina, senin torunun.
- That old woman smiled at her granddaughter.
- O yaşlı kadın torununa gülümsedi.
- She searched for her granddaughter who had been taken away.
- Kaçırılan torununu aradı.
Show More (20)
|
2 |
granddaughter |
kız torun |
n. |
|
- Tom and Mary have one grandson and three granddaughters.
- Tom ve Mary'nin bir torunu ve üç kız torunu var.
- Tom watched his granddaughters dance.
- Tom kız torunlarının dansını izledi.
- They each have half a dozen grandchildren, but Tom has more granddaughters, as Mary has only grandsons.
- Onların her birinin yarım düzine torunları var ama Mary'nin sadece erkek torunları varken Tom'un daha fazla kız torunları var.
- She has an equal number of grandsons and granddaughters.
- Onun erkek ve kız torunları eşit sayıdadır.
- That old woman smiled at her granddaughter.
- O yaşlı kadın kız torununa gülümsedi.
- My granddaughter is skilled at photography.
- Kız torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir.
- I have a grandson and three granddaughters.
- Bir oğlan torunum ve üç kız torunum var.
- The old man was accompanied by his granddaughter.
- Yaşlı adama kız torunu tarafından eşlik edildi.
- I have three beautiful granddaughters.
- Üç tane güzel kız torunum var.
- I have three beautiful granddaughters.
- Üç güzel kız torunum var.
- The daughter of a child is a granddaughter.
- Evladın kızı torundur.
- I have a grandson and three granddaughters.
- Bir torunum ve üç kız torunum var.
- The old woman was accompanied by her granddaughter.
- Yaşlı kadına kız torunu tarafından eşlik edildi.
- Tom has three granddaughters.
- Tom'un üç kız torunu var.
- Tom and Mary have one grandson and three granddaughters.
- Tom ve Mary'nin bir erkek torunu ve üç kız torunu var.
Show More (12)
|
3 |
granddaughter |
(kız) torun |
n. |
|
- His granddaughter surprised him with a handmade birthday card.
- Torunu adama el yapımı bir doğum günü kartı ile sürpriz yaptı.
Show More (-2)
|