handy - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
handy kullanışlı adj.
  • An adjustable spanner is quite a handy tool.
  • Ayarlanabilir bir anahtar oldukça kullanışlı bir alettir.
  • Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument.
  • Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme çok kullanışlı bir araç gibi görünmektedir.
  • Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument.
  • Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme, çok kullanışlı bir araç olarak görünmektedir.
Show More (15)
handy el altında adj.
  • Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
  • Yangın ihtimaline karşı her zaman elinizin altında bir kova su bulundurun.
  • Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
  • Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
  • Always keep this dictionary handy.
  • Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
Show More (2)
handy becerikli adj.
  • Emily is handy with any tools you imagine.
  • Emily aklınıza gelebilecek her türlü alet edevat konusunda beceriklidir.
  • She's very handy with a saw.
  • Testere kullanmakta çok becerikli.
Show More (-1)
handy yakın adj.
  • The building in the centre is very handy for a hospital.
  • Merkezdeki bina hastaneye çok yakın.
Show More (-2)
handy yatkın adj.
  • She's very handy with a saw.
  • Onun eli testereye yatkındır.
Show More (-2)