|
- Who did you have lunch with?
- Kimle öğle yemeği yedin?
- I plan to have lunch with him.
- Onunla öğle yemeği yemeyi planlıyorum.
- We have lunch at about noon.
- Biz yaklaşık olarak öğleyin öğle yemeği yeriz.
- I'm scheduled to have lunch with him.
- Onunla birlikte öğle yemeği yemeği planlıyorum.
- He has lunch.
- O öğle yemeği yiyor.
- Tom goes home and has lunch with his wife every day.
- Tom her gün eve gidiyor ve her karısıyla öğle yemeği yiyor.
- Sami and Layla had lunch in Cairo.
- Sami ve Layla Kahire'de öğlen yemeği yediler.
- I'll be having lunch with Tom.
- Ben Tom'la öğle yemeği yiyor olacağım.
- Tom and I had lunch together.
- Tom ve ben birlikte öğle yemeği yedik.
- Would you like to have lunch together?
- Birlikte öğle yemeği yemek ister misin?
- Once a month, she has lunch with her father.
- Ayda bir kez babasıyla öğle yemeği yiyor.
- I wanted to have lunch with Tom tomorrow, but he told me he'd be out of town.
- Yarın Tom'la öğle yemeği yemek istedim ama o bana şehir dışında olacağını söyledi.
- We sat down to have lunch.
- Biz öğle yemeği yemek için oturduk.
- I had lunch with Tom yesterday.
- Dün Tom'la öğle yemeği yedim.
- Have you had lunch?
- Öğle yemeği yedin mi?
- He is having lunch.
- O öğle yemeği yiyor.
- Tom and Mary had lunch at the Ikea restaurant.
- Tom ve Mary Ikea restoranında öğle yemeği yediler.
- Some students were sitting on the bench and having lunch.
- Bazı öğrenciler bankta oturmuş öğle yemeği yiyordu.
- She is having lunch now.
- Şimdi öğle yemeği yiyor.
- Tom is at a restaurant having lunch.
- Tom bir restoranda öğle yemeği yiyor.
- She is having lunch now.
- O şimdi öğle yemeği yiyor.
- Sami and Layla had lunch in Cairo.
- Sami ve Leyla, Kahire'de öğle yemeği yediler.
- Let's have lunch here.
- Burada öğle yemeği yiyelim.
- Tom doesn't want to have lunch with me today.
- Tom bugün benimle öğle yemeği yemek istemiyor.
- The mason is having lunch in his truck.
- Duvarcı ustası kamyonunda öğle yemeği yiyor.
- This is the first time I've ever had lunch out.
- İlk defa dışarıda öğle yemeği yedim.
- I had lunch at a bakery.
- Bir fırında öğle yemeği yedim.
- I've already had lunch.
- Zaten öğle yemeği yedim.
- I am very busy today, but tomorrow I should like very much to have lunch with you.
- Bugün çok yoğunum ama yarın seninle öğle yemeği yemeyi çok isterim.
- You had lunch, didn't you?
- Öğle yemeği yedin, değil mi?
- I had lunch with Tom at a restaurant near the office.
- Tom'la ofise yakın bir restoranda öğle yemeği yedim.
- We had lunch in the meeting room.
- Toplantı odasında öğle yemeği yedik.
- We're having lunch.
- Öğle yemeği yiyoruz.
- We had lunch at noon.
- Biz öğleyin öğle yemeği yedik.
- Would you like to have lunch together sometime?
- Bir ara birlikte öğle yemeği yemek ister misin?
- Tom has lunch every day at noon.
- Tom her gün öğlen yemek yiyor.
- Do you know a good place to have lunch?
- Öğle yemeği yemek için iyi bir yer biliyor musunuz?
- I had lunch with Tom today.
- Bugün Tom'la öğle yemeği yedim.
- Do you know what restaurant Tom has lunch at?
- Tom'un hangi restoranda öğle yemeği yediğini biliyor musun?
- I plan to have lunch with him.
- Onunla öğle yemeği yemeği planlıyorum.
- We had lunch in the meeting room.
- Biz toplantı odasında öğle yemeği yedik.
- He is having lunch.
- Öğle yemeği yiyor.
- Have you had lunch yet?
- Öğle yemeği yedin mi?
- Tom said that you and he had lunch.
- Tom seninle öğle yemeği yediğini söyledi.
- Did you have lunch after me?
- Benden sonra öğle yemeği yedin mi?
- We have lunch at about noon.
- Öğlen saatlerinde öğle yemeği yiyoruz.
- Tom is having lunch now.
- Tom şu anda öğle yemeği yiyor.
- Tom didn't have lunch.
- Tom öğle yemeği yemedi.
- Why don't you have lunch with Tom?
- Niçin Tom'la öğle yemeği yemiyorsun?
- Will you have time to have lunch with me?
- Benimle öğle yemeği yemek için vaktiniz var mı?
- Tom is having lunch with the police chief.
- Tom polis şefiyle öğle yemeği yiyor.
- I'm not having lunch with her.
- Onunla öğle yemeği yemiyorum.
- We often have lunch together.
- Sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
- We could all have lunch, if you'd like.
- Eğer isterseniz hepimiz öğle yemeği yiyebiliriz.
- Tom is having lunch with Mary on the porch.
- Tom sundurma üzerinde Mary ile öğle yemeği yiyor.
- Tom goes home and has lunch with his wife every day.
- Tom her gün eve gidip karısıyla öğle yemeği yiyor.
- Would you like to have lunch with me?
- Benimle öğle yemeği yemek ister misin?
- Maybe we could get together sometime and have lunch.
- Belki bir ara buluşup öğle yemeği yiyebiliriz.
- Let's have lunch together.
- Birlikte öğle yemeği yiyelim.
- Let's go have lunch.
- Öğle yemeği yiyelim.
- I'm afraid I won't be able to have lunch with you today.
- Ne yazık ki bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim.
- He left after he had lunch.
- Öğle yemeğini yedikten sonra ayrıldı.
- We have lunch at midday.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.
- I entered the restaurant and had lunch.
- Restorana girdim ve öğle yemeği yedim.
- I had lunch three hours ago.
- Üç saat önce öğle yemeği yedim.
- I'm not having lunch with them.
- Onlarla öğle yemeği yemiyorum.
- We were supposed to have lunch together, remember?
- Birlikte öğle yemeği yememiz gerekiyordu, hatırlıyor musun?
- We had lunch together.
- Birlikte öğle yemeği yedik.
- Have lunch.
- Öğle yemeği yiyin.
- Have you had lunch yet?
- Henüz öğle yemeği yedin mi?
- Will you have time to have lunch with me?
- Benimle öğle yemeği yemek için zamanın var mı?
- Tom and I often have lunch together.
- Tom ve ben sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
- We had lunch.
- Öğle yemeği yedik.
- The professor with whom I had lunch is named Peter.
- Birlikte öğle yemeği yediğim profesörün adı Peter'di.
- At noon, I have lunch with my classmates.
- Öğlenleyin sınıf arkadaşlarımla öğle yemeği yiyorum.
- We are having lunch.
- Biz öğle yemeği yiyoruz.
- I had lunch with him today.
- Bugün onunla öğle yemeği yedim.
- I had lunch with Tom today.
- Bugün Tom ile öğle yemeği yedim.
- I had lunch with her.
- Onunla öğle yemeği yedim.
- We're having lunch here.
- Biz burada öğle yemeği yiyoruz.
- As I was having lunch, the phone rang.
- Öğle yemeği yerken telefon çaldı.
- I would like to have lunch.
- Öğle yemeği yemek istiyorum.
- I'm having lunch.
- Ben öğle yemeği yiyorum.
- Do you want to have lunch with me?
- Benimle öğle yemeği yemek ister misin?
- The phone rang when I was having lunch.
- Ben öğle yemeği yerken telefon çaldı.
- I've just had lunch.
- Daha yeni öğle yemeği yedim.
- We entered the restaurant and had lunch.
- Restorana girdik ve öğle yemeği yedik.
- He is having lunch now.
- Şimdi öğle yemeği yiyor.
- He left after he had lunch.
- Öğle yemeği yedikten sonra gitti.
- After she had lunch, she got ready to go out.
- Öğle yemeğini yedikten sonra dışarı çıkmaya hazırlandı.
- He was having lunch when I entered the room.
- Odaya girdiğimde öğle yemeği yiyordu.
- I had lunch with her today.
- Bugün onunla öğle yemeği yedim.
- Tom and Mary are having lunch.
- Tom ve Mary öğle yemeği yiyorlar.
- I'm not having lunch with you.
- Seninle öğle yemeği yemiyorum.
- I have lunch with the manager almost every day.
- Neredeyse her gün müdürle öğle yemeği yiyorum.
- I didn't have lunch today.
- Bugün öğle yemeği yemedim.
- If I hadn't had such a large breakfast, I would have loved to have lunch with you.
- O kadar büyük bir kahvaltı yapmamış olsaydım, seninle öğle yemeği yemeyi çok isterdim.
- I had lunch at the canteen.
- Kantinde öğle yemeği yedim.
- We had lunch at Chuck's Bar and Grill.
- Chuck's Bar and Grill'de öğle yemeği yedik.
- Tom left after he had lunch.
- Tom öğle yemeğini yedikten sonra ayrıldı.
- Let's have lunch.
- Öğle yemeği yiyelim.
- Did you have lunch with Tom?
- Tom'la öğle yemeği yedin mi?
- I wanted to have lunch with Tom tomorrow, but he told me he'd be out of town.
- Yarın Tom'la öğle yemeği yemek istiyordum ama bana şehir dışında olacağını söyledi.
- We had lunch at a roadside restaurant.
- Yol kenarındaki bir restoranda öğle yemeği yedik.
- I'm afraid I won't be able to have lunch with you today.
- Korkarım bugün seninle öğle yemeği yiyemeyeceğim.
- We're all having lunch.
- Hepimiz öğle yemeği yiyoruz.
- Tom didn't want to have lunch with me today.
- Tom bugün benimle öğle yemeği yemek istemedi.
- I'm having lunch with Tom today.
- Bugün Tom'la öğle yemeği yiyorum.
- Why don't the three of us have lunch together?
- Neden üçümüz birlikte öğle yemeği yemiyoruz?
- I'm hungry because I haven't had lunch.
- Açım çünkü öğle yemeği yemedim.
- I had lunch with them today.
- Bugün onlarla öğle yemeği yedim.
- Tom has lunch at home.
- Tom evde öğle yemeği yiyor.
- Tom was having lunch with Mary on the veranda.
- Tom, Mary ile verandada öğle yemeği yiyordu.
- We are having lunch in the garden.
- Bahçede öğle yemeği yiyoruz.
- Tom was having lunch with Mary on the veranda.
- Tom, verandada Mary ile öğle yemeği yiyordu.
- Where will you have lunch today?
- Bugün nerede öğle yemeği yiyeceksin?
- They are having lunch in the garden.
- Bahçede öğle yemeği yiyorlar.
- We are having lunch.
- Öğle yemeği yiyoruz.
- As I was having lunch, the phone rang.
- Öğle yemeği yerken, telefon çaldı.
- Tom and Mary are having lunch in the cafeteria.
- Tom ve Mary kafeteryada öğle yemeği yiyorlar.
- Tom is having lunch now.
- Tom şimdi öğle yemeği yiyor.
- Tom and Mary had lunch at the Ikea restaurant.
- Tom ve Mary, İkea restoranında öğle yemeği yediler.
- We had lunch at noon.
- Öğlen yemek yedik.
- We're having lunch here.
- Burada öğle yemeği yiyoruz.
- The phone rang when I was having lunch.
- Öğle yemeği yerken telefon çaldı.
- Today I'm having lunch with my sister.
- Bugün kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.
- Well, let's have lunch.
- Hadi öğle yemeği yiyelim.
- After she had lunch, she got ready to go out.
- Öğle yemeğini yedikten sonra, dışarı çıkmak için hazırlandı.
- Let's have lunch on the patio.
- Verandada öğle yemeği yiyelim.
- We could all have lunch, if you'd like.
- İstersen hep birlikte öğle yemeği yiyebiliriz.
- Where do you have lunch?
- Nerede öğle yemeği yiyorsun?
- I had lunch with Tom.
- Tom'la öğle yemeği yedim.
- I had lunch.
- Öğle yemeği yedim.
- We have lunch at noon.
- Öğle vaktinde öğle yemeği yiyoruz.
- Tom and Mary had lunch together in the cafeteria.
- Tom ve Mary kafeteryada beraber öğle yemeği yediler.
- I'm having lunch with my sister right now.
- Şu anda kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.
- I had lunch around eleven because I was hungry.
- Acıktığım için 11 gibi öğle yemeği yedim.
- It's been a while since we've had lunch together.
- Birlikte öğle yemeği yemeyeli uzun zaman oldu.
- Today I'm having lunch with my brother.
- Bugün erkek kardeşimle öğle yemeği yiyorum.
- We have lunch at midday.
- Öğlen yemek yiyoruz.
- You haven't had lunch yet?
- Hala öğle yemeği yemedin mi?
- I'm having lunch with my sister right now.
- Şu an kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.
- Why don't you have lunch with Tom?
- Neden Tom'la öğle yemeği yemiyorsunuz?
- Tom wanted to have lunch with me today.
- Tom bugün benimle öğle yemeği yemek istedi.
- Tom is having lunch.
- Tom öğle yemeği yiyor.
- Why don't we have lunch here?
- Neden burada öğle yemeği yemiyoruz?
- I plan to have lunch with Tom.
- Tom'la öğle yemeği yemeyi planlıyorum.
- He was having lunch when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde öğle yemeği yiyordu.
- I was having lunch.
- Öğle yemeği yiyordum.
- I was having lunch.
- Ben öğle yemeği yiyordum.
- Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
- Açıkçası Mary'ye benimle öğle yemeği yemesini teklif edecek kadar kendime güvenim yoktu.
- Tom and Mary had lunch together in the cafeteria.
- Tom ve Mary kafeteryada birlikte öğle yemeği yediler.
- Well, let's have lunch.
- Pekala, hadi öğle yemeği yiyelim.
- I've just had lunch.
- Az önce öğle yemeğini yedim.
- We have lunch at noon every day.
- Her gün öğlen yemek yiyoruz.
- Have you ever had lunch at this restaurant?
- Hiç bu restoranda öğle yemeği yedin mi?
- I have just half an hour to have lunch, take a dump and rest before I go back to work.
- İşe dönmeden önce öğle yemeği yemek, tuvaletimi yapmak ve dinlenmek için sadece yarım saatim var.
- We were having lunch.
- Biz öğle yemeği yiyorduk.
- He is having lunch now.
- O, şimdi öğle yemeği yiyor.
- I had lunch.
- Öğle yemeği yemiştim.
- Tom hasn't had lunch yet.
- Tom henüz öğle yemeği yemedi.
- We often have lunch together.
- Biz sık sık birlikte öğle yemeği yeriz.
- I had lunch with them.
- Onlarla öğle yemeği yedim.
- They had lunch.
- Öğle yemeği yediler.
- I had lunch with Tom at a restaurant near the office.
- Ofisin yanındaki bir restoranda Tom'la birlikte öğle yemeği yedim.
- I'm not having lunch with Tom.
- Tom'la öğle yemeği yemeyeceğim.
- We'll go to the lake to have lunch.
- Öğle yemeği yemek için göle gideceğiz.
- We were having lunch.
- Öğle yemeği yiyorduk.
- I have just half an hour to have lunch, take a dump and rest before I go back to work.
- İşe geri dönmeden önce öğle yemeği yemek, tuvalete gitmek ve dinlenmek için sadece yarım saatim var.
- Where can we have lunch?
- Nerede öğle yemeği yiyebiliriz?
- I'm surprised you agreed to have lunch with me.
- Benimle öğle yemeği yemeyi kabul etmene şaşırdım.
- I'm about to have lunch.
- Öğle yemeği yemek üzereyim.
- This done, we had lunch.
- Bu iş bitti, biz öğle yemeği yedik.
- I'm not having lunch with him.
- Onunla öğle yemeği yemiyorum.
- I had lunch with him.
- Onunla öğle yemeği yedim.
- Tom wants to have lunch with me today.
- Tom bugün benimle öğle yemeği yemek istiyor.
- Tom left after he had lunch.
- Tom öğle yemeği yedikten sonra gitti.
- I had lunch with Tom.
- Tom ile öğle yemeği yedim.
- Tomorrow I’ll go out with friends after having lunch.
- Yarın öğle yemeği yedikten sonra arkadaşlarımla dışarı çıkacağım.
- Let's go have lunch.
- Öğle yemeği yemeye gidelim.
- We stopped along the way to have lunch.
- Öğle yemeği yemek için yolda durduk.
- You haven't had lunch yet?
- Hala öğle yemeği yemediniz mi?
- I didn't have lunch.
- Öğle yemeği yemedim.
- Some students were sitting on the bench and having lunch.
- Bazı öğrenciler, bankta oturuyorlardı ve öğle yemeği yiyorlardı.
- Tom is having lunch with Mary on the porch.
- Tom, Mary ile verandada öğle yemeği yiyor.
- If I hadn't already eaten, I would love to have had lunch with you.
- Yemek yememiş olsaydım, seninle öğle yemeği yemeyi çok isterdim.
- I'm afraid I won't be able to have lunch with Tom today.
- Korkarım, bugün Tom'la öğle yemeği yiyemiyeceğim.
- I had lunch with Tom yesterday.
- Dün Tom ile öğle yemeği yedim.
- What time do you usually have lunch?
- Genellikle ne zaman öğle yemeği yersin?
- This done, we had lunch.
- Bu bitti, öğle yemeği yedik.
- I am very busy today, but tomorrow I should like very much to have lunch with you.
- Bugün çok meşgulüm, ama yarın sizinle öğle yemeği yemeyi çok isterim.
- I'm afraid I won't be able to have lunch with Tom today.
- Korkarım bugün Tom'la öğle yemeği yiyemeyeceğim.
- My father stopped reading to have lunch.
- Babam öğle yemeği yemek için okumayı bıraktı.
- Why don't we have lunch here?
- Burada öğle yemeği yesek ya.
- We had lunch at a roadside restaurant.
- Bir yolkenarı restoranında öğle yemeği yedik.
- I haven't had lunch.
- Öğle yemeği yemedim.
- Why don't we have lunch together?
- Niçin birlikte öğle yemeği yemiyoruz?
Show More (194)
|
