|
- The fact remains, however, that this scar, this wound, on Europe's body has now healed.
- Ancak gerçek şu ki, Avrupa'nın vücudundaki bu yara artık iyileşmiştir.
- How can we emerge not just healed but strengthened from the trials of the last few weeks?
- Son birkaç haftanın sınavlarından sadece iyileşmiş değil, güçlenmiş olarak nasıl çıkabiliriz?
- In principle, if they are aged, these fractures are no longer open, and are therefore healed.
- Prensip olarak, eğer yaşlandılarsa, bu kırıklar artık açık değildir ve bu nedenle iyileşirler.
- In principle, if they are aged, these fractures are no longer open, and are therefore healed.
- Prensip olarak, eğer yaşlandırılmışlarsa, bu kırıklar artık açık değildir ve bu nedenle iyileşmişlerdir.
- There are scars and wounds that have not healed.
- İyileşmemiş yara izleri ve yaralar var.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yarası iyileşmişe benziyor.
- The wound has not yet healed.
- Yara henüz iyileşmedi.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yarası iyileşmiş gibi görünüyor.
- The wound is not yet healed.
- Yara henüz iyileşmedi.
- Tom's wounds have healed.
- Tom'un yaraları iyileşti.
- After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again.
- Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.
- The wound has not healed yet.
- Yara henüz iyileşmedi.
- The wound healed.
- Yara iyileşti.
- Fortunately, Kylie Minogue healed.
- Neyse ki Kylie Minogue iyileşti.
- After eight months passed and his broken heart healed, George eventually started dating girls again.
- Sekiz ay geçtikten ve kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla çıkmaya başladı.
- My wounds have healed.
- Yaralarım iyileşti.
- Tom's injury seems to have healed.
- Tom'un yaraları iyileşmiş görünüyor.
- After a six month period, his leg was healed and is normal again.
- Altı aylık bir dönemden sonra bacağı iyileşti ve tekrar normale döndü.
- The wound healed almost completely.
- Yara neredeyse tamamen iyileşti.
- After a six month period, his leg was healed and is normal again.
- Altı aylık bir sürenin ardından bacağı iyileşti ve tekrar normale döndü.
- Tom has healed from his wounds.
- Tom yaralarını iyileştirdi.
- Her broken leg has not healed yet.
- Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
- If you take this medicine, the stomach ache will be healed.
- Bu ilacı alırsan, mide ağrın iyileşir.
- Fortunately, Kylie Minogue healed.
- Neyse ki, Kylie Minogue iyileşti.
- Her broken leg has not healed yet.
- Kırık bacağı henüz iyileşmedi.
Show More (22)
|