The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
Anglais |
Turc |
|
| 1 |
imaginary |
hayali |
adj. |
|
- The novel's imaginary characters have colourful personalities.
- Romandaki hayali karakterlerin renkli kişilikleri vardır.
- The danger may be real or imaginary.
- Tehlike gerçek veya hayali olabilir.
- According to Darwin, man was the most developed outcome of this imaginary mechanism.
- Darwin'e göre insan, bu hayali mekanizmanın en gelişmiş sonucuydu.
- Be wary of ideas that anticipate imaginary things that you think could happen in the future.
- Gelecekte olabileceğini düşündüğünüz hayali şeyleri öngören fikirlere karşı dikkatli olun.
- Imaginary play is crucial at this stage.
- Bu aşamada hayali oyun çok önemlidir.
- Our world is called an imaginary world, a world we imagine.
- Dünyamıza hayali bir dünya, hayal ettiğimiz bir dünya denir.
- Each cup of tea represents an imaginary voyage.
- Her bir fincan çay hayali bir yolculuğu temsil eder.
- Peter Tzanev explores the boundary between physical and imaginary reality.
- Peter Tzanev fiziksel ve hayali gerçeklik arasındaki sınırı araştırıyor.
- Take an imaginary shot and watch your form.
- Hayali bir atış yapın ve formunuzu izleyin.
- The splendid 3D effect scene enables you to experience imaginary traps and barriers.
- Muhteşem 3D efekt sahnesi, hayali tuzakları ve engelleri deneyimlemenizi sağlar.
- The splendid 3D effect scene enables you to experience the imaginary traps and barriers.
- Muhteşem 3D efekt sahnesi, hayali tuzakları ve engelleri deneyimlemenizi sağlar.
- This supposed imaginary heart condition was actually atrial fibrillation.
- Bu sözde hayali kalp rahatsızlığı aslında atriyal fibrilasyondu.
- This supposedly imaginary heart condition was actually atrial fibrillation.
- Bu sözde hayali kalp rahatsızlığı aslında atriyal fibrilasyondu.
- Using imaginary currents and real numbers helps those working with AC electricity do the calculations and avoid electrocution.
- Hayali akımları ve gerçek sayıları kullanmak, AC elektrikle çalışanların hesaplamaları yapmasına ve elektrik çarpmasından kaçınmasına yardımcı olur.
- And the freedom they feel is imaginary.
- Ve hissettikleri özgürlük hayalidir.
- Dragons are imaginary animals.
- Ejderhalar hayali hayvanlardır.
- I don't believe that Santa Claus is imaginary.
- Noel Baba'nın hayali olduğuna inanmıyorum.
- Mary has an imaginary friend.
- Mary'nin hayali bir arkadaşı var.
- My daughter has an imaginary friend.
- Kızımın hayali bir arkadaşı var.
- Sami had an imaginary friend.
- Sami'nin hayali bir arkadaşı vardı.
- Some scientists believe that the greenhouse effect is imaginary.
- Bazı bilim adamları sera etkisinin hayali olduğuna inanıyor.
- The dragon is an imaginary creature.
- Ejderha hayali bir yaratıktır.
- The Earth rotates on an imaginary axis which is tilted at a 23.5 degree angle.
- Dünya, 23,5 derecelik bir açıyla eğik olan hayali bir eksen üzerinde döner.
- The equator is an imaginary line which divides the globe into two equal parts.
- Ekvator, dünyayı iki eşit parçaya bölen hayali bir çizgidir.
- The equator is an imaginary line which divides the globe into two equal parts.
- Ekvator dünyayı iki eşit parçaya bölen hayali bir çizgidir.
- Tom has an imaginary friend.
- Tom'un hayali bir arkadaşı var.
- Tom lives in an imaginary world.
- Tom hayali bir dünyada yaşıyor.
Show More (24)
|
| 2 |
imaginary |
hayal ürünü |
adj. |
|
- It's just imaginary.
- Bu sadece hayal ürünü.
- All the characters in this book are imaginary.
- Bu kitaptaki tüm karakterler hayal ürünüdür.
- All the events described in this story are imaginary.
- Bu hikayede anlatılan tüm olaylar hayal ürünüdür.
Show More (0)
|