The actual historic import of the Convention's work will depend, not least, on the Italian Presidency.
Konvansiyon'un çalışmalarının gerçek tarihi önemi, en azından İtalya Dönem Başkanlığı'na bağlı olacaktır.
We already import into the European Union 35 million tonnes of soya every year.
Halihazırda Avrupa Birliği'ne her yıl 35 milyon ton soya ithal ediyoruz.
This is the best way to steer clear of any trade wars and economic instability imported from outside Europe.
Avrupa dışından ithal edilen ticaret savaşlarından ve ekonomik istikrarsızlıktan uzak durmanın en iyi yolu budur.
It must be acknowledged that the import of tissues and cells from third countries is on the increase.
Üçüncü ülkelerden doku ve hücre ithalatının artmakta olduğu kabul edilmelidir.
This paragraph really refers to import taxes in developing countries.
Bu paragraf aslında gelişmekte olan ülkelerdeki ithalat vergilerine atıfta bulunmaktadır.
Neither is there anything in competition law to argue against parallel imports.
Rekabet hukukunda da paralel ithalata karşı çıkılmasını gerektirecek herhangi bir husus bulunmamaktadır.
Odd, if we realise that the European Union actually imports meat from vaccinated cattle from Argentina.
Eğer Avrupa Birliği'nin Arjantin'den aşılanmış sığır eti ithal ettiğini fark edersek.