|
- Let us get rid of the inconsistencies, but let us get rid of them in the right direction.
- Tutarsızlıklardan kurtulalım ama doğru yönde kurtulalım.
- There are three different votes for a single decision, which may lead to inconsistencies between the three.
- Tek bir karar için üç farklı oylama söz konusudur, bu da üçü arasında tutarsızlıklara yol açabilir.
- Secondly, it is imperative that we iron out some of the contradictions and inconsistencies in the report.
- İkinci olarak, rapordaki bazı çelişkileri ve tutarsızlıkları gidermemiz şarttır.
- There are three different votes for a single decision, which may lead to inconsistencies between the three.
- Tek bir karar için üç farklı oylama söz konusudur ve bu da üçü arasında tutarsızlıklara yol açabilir.
- Such inconsistencies are unjustified and unjustifiable.
- Bu tür tutarsızlıklar gerekçesiz ve haksızdır.
- His argument has many inconsistencies.
- Argümanında birçok tutarsızlık var.
- There were too many inconsistencies in Tom's project.
- Tom'un projesinde çok fazla tutarsızlık vardı.
Show More (4)
|
