Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | insight n. | anlayış | ||
The PPE-DE Group believes that such insights should set a precedent. PPE-DE Grubu bu tür anlayışların bir emsal teşkil etmesi gerektiğine inanmaktadır. More Sentences |
||||
General | insight n. | içgörü | ||
In many ways, they share the same interests and the same insights. Birçok yönden aynı ilgi alanlarını ve aynı içgörüleri paylaşıyorlar. More Sentences |
||||
General | insight n. | kavrayış | ||
She is known for her impressive insight. Etkileyici kavrayışıyla bilinmektedir. More Sentences |
||||
General | insight n. | sezgi | ||
She pretended to value my insights, and the whole time Heidi was investigating me. Sezgilerime değer veriyormuş gibi yaptı ve onca zaman Heidi beni araştırıyormuş. More Sentences |
||||
General | insight n. | fikir | ||
I finally have an insight into how to express my argument. Sonunda argümanımı nasıl ifade edeceğime dair bir fikir edindim. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psychology | insight n. | içgörü | ||
The shop floor has great insight into what goes wrong and how things can be improved. Üretim bölümü, neyin yanlış gittiği ve işlerin nasıl iyileştirilebileceği konusunda büyük bir içgörüye sahiptir. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Common Usage | insight n. | içyüzünü anlama | ||
General | ||||
General | insight n. | içyüzünü anlama | ||
General | insight n. | sezme | ||
General | insight n. | bir şeyin iç yüzünü çabuk kavrama yeteneği | ||
General | insight n. | bir şeyin iç yüzünü kavrama | ||
General | insight n. | anlama | ||
General | insight n. | kavrama | ||
General | insight adj. | nüfuzu nazar | ||
Advertising | ||||
Advertising | insight n. | ürün veya markanın daha iyi performans gösterip daha ilgi çekici olması için şirketin (tüketiciden elde edip) kullandığı bilgi | ||
Technical | ||||
Technical | insight n. | kavrama | ||
Technical | insight n. | kavrayış | ||
Ottoman Turkish | ||||
Ottoman Turkish | insight n. | feraset | ||
Ottoman Turkish | insight n. | irfan | ||
Ottoman Turkish | insight n. | vukuf | ||
Engineering | ||||
Engineering | insight n. | model, bağlam veya senaryo içindeki ilişki ve davranışların tanımlanmasıyla konunun kapsamlıca anlaşılması |