|
- I wonder why Washington does not see that these two issues are in some way interrelated.
- Washington'un bu iki konunun bir şekilde birbiriyle ilişkili olduğunu neden görmediğini merak ediyorum.
- Reporting on the objectives and the detailed work programme will take account of these issues, which are interrelated.
- Hedefler ve ayrıntılı çalışma programına ilişkin raporlar, birbiriyle ilişkili olan bu hususları dikkate alacaktır.
- These are all complex and interrelated issues.
- Bunların hepsi karmaşık ve birbiriyle ilişkili konulardır.
- The understanding is that these three challenges are interrelated.
- Bu üç zorluğun birbiriyle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.
- Human rights are universal, indivisible and interrelated.
- İnsan hakları evrensel, bölünmez ve birbiriyle ilişkilidir.
- All forms of energy are interrelated and can affect one another.
- Tüm enerji türleri birbiriyle ilişkilidir ve birbirini etkileyebilir.
Show More (3)
|