1 |
involuntary |
istemsiz |
adj. |
|
- Breathing is an involuntary bodily process.
- Nefes almak istemsiz bir bedensel süreçtir.
- Breathing is an involuntary bodily process.
- Solunum istemsiz bir bedensel süreçtir.
- Any emotion, if it is sincere, is involuntary.
- Her duygu, eğer samimiyse, istemsizdir.
- Do you ever have involuntary urination?
- Hiç istemsiz idrar yaptın mı?
Show More (1)
|
2 |
involuntary |
gönülsüz |
adj. |
|
- Paid or involuntary donations within the European Union should be rejected unequivocally.
- Avrupa Birliği içinde ücretli ya da gönülsüz bağışlar kesin olarak reddedilmelidir.
Show More (-2)
|
3 |
involuntary |
istem dışı |
adj. |
|
- Any emotion, if it is sincere, is involuntary.
- Herhangi bir duygu, eğer samimi ise, istem dışıdır.
Show More (-2)
|