know-how - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
know-how bilgi birikim n.
  • That policy must include, as a priority, political help with the passing on of administrative know-how.
  • Bu politika, öncelikli olarak, idari bilgi birikiminin aktarılmasına yönelik siyasi yardımı içermelidir.
  • The commitment of SMEs and skills and know-how to projects is an important priority.
  • KOBİ'lerin ve beceri ve bilgi birikiminin projelere bağlılığı önemli bir önceliktir.
  • Another point is the know-how in the EU delegations.
  • Bir diğer nokta ise AB delegasyonlarındaki bilgi birikimidir.
Show More (4)
know-how teknik bilgi n.
  • Knowledge and know-how are the basis of economic competitiveness and of the well-being of society as a whole.
  • Bilgi ve teknik bilgi, ekonomik rekabet gücünün ve bir bütün olarak toplumun refahının temelidir.
  • Finally, aid can enable restructuring, offer training, save jobs and thus, know-how.
  • Son olarak yardım yeniden yapılanmayı sağlayabilir, eğitim sunabilir, işleri ve dolayısıyla teknik bilgiyi kurtarabilir.
  • It is absolutely essential that companies in areas developing more slowly adopt the latest technology and know-how.
  • Daha yavaş gelişen bölgelerdeki şirketlerin en son teknoloji ve teknik bilgiyi benimsemeleri kesinlikle çok önemlidir.
Show More (1)