|
- Europe's last chance could indeed be to create a genuinely European defence system.
- Avrupa'nın son şansı gerçekten de gerçek anlamda bir Avrupa savunma sistemi oluşturmak olabilir.
- We looked beyond that and we see the seventh amendment as the last chance.
- Biz ise geleceğe baktık ve yedinci değişikliği son şans olarak gördük.
- This could be your last chance for freedom and power.
- Bu, özgürlük ve güç elde etmek için son şansınız olabilir.
- It's your last chance to play the truth game.
- Bu, doğruluk oyununu oynamak için son şansın.
- This could be your last chance for freedom and power.
- Bu, özgürlük ve güç için son şansınız olabilir.
- It's your last chance to play the truth game.
- Doğruluk oyunu oynamak için son şansın.
- This could be your last chance for freedom and power.
- Bu, özgürlük ve güç için son şansın olabilir.
- It's your last chance to play the truth game.
- Doğruluk-cesaret oyununu oynamak için bu son şansınız.
- This is Fadil's last chance.
- Bu Fadıl'ın son şansı.
- This is my very last chance to see Tom.
- Bu Tom'u görmek için son şansım.
- This may be our last chance to do this.
- Bu, bunu yapmak için son şansımız olabilir.
- It's the last chance.
- Bu son şansımız.
- This is your last chance.
- Bu senin son şansın.
- Since Tom is leaving for Boston tomorrow, today is our last chance to give this to him.
- Tom yarın Boston'a gideceğine göre, bunu ona vermek için bugün son şansımız.
- This is your last chance.
- Bu son şansın.
- This is my last chance to see Tom.
- Bu Tom'u görmek için son şansım.
- This is your last chance to spend time with Tom.
- Bu Tom'la vakit geçirmek için son şansın.
- It was my last chance.
- O benim son şansımdı.
- This may be your last chance to see Tom.
- Bu, Tom'u görmek için son şansınız olabilir.
- It's your last chance.
- Bu senin son şansın.
- This is our last chance.
- Bu bizim son şansımız.
- This may be your last chance to see Tom.
- Bu Tom'u görmek için son şansın olabilir.
- It was my last chance.
- Bu benim son şansımdı.
- This is your last chance to spend time with Tom.
- Tom ile zaman geçirmek için bu senin son şansın.
- This may be your last chance.
- Bu senin son şansın olabilir.
- It's the last chance.
- Bu son şans.
- You were my last chance.
- Sen benim son şansımdın.
- This may be your last chance.
- Bu sizin son şansınız olabilir.
- This is Fadil's last chance.
- Bu, Fadıl'ın son şansı.
- It's your last chance.
- Senin son şansın.
Show More (27)
|
