1 |
lightly |
hafifçe |
adv. |
|
- We cannot skate over it too lightly.
- Bunun üzerinden çok hafifçe geçemeyiz.
- Brake lightly before making a turn.
- Dönmeden önce hafifçe fren yap.
- Tom kissed Mary lightly on the cheek.
- Tom Mary'yi yanağından hafifçe öptü.
- He takes everything lightly.
- O her şeyi hafifçe alır.
- He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.
- Alt katta kürk ceketini çıkardı, yukarı çıktı ve kapıyı hafifçe çaldı.
- Tom kissed Mary lightly on the lips.
- Tom Mary'yi dudaklarından hafifçe öptü.
- Tom punched Mary's arm lightly.
- Tom, Mary'nin koluna hafifçe vurdu.
- Tom knocked lightly.
- Tom hafifçe vurdu.
- Brake lightly before making a turn.
- Dönüş yapmadan önce hafifçe fren yap.
- Tom punched Mary's arm lightly.
- Tom, Mary'nin kolunu hafifçe yumrukladı.
- He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.
- O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.
Show More (8)
|
2 |
lightly |
kolayca |
adv. |
|
- The decision to proceed with Galileo was not taken lightly.
- Galileo ile devam etme kararı kolay alınmadı.
- I didn't make this decision lightly.
- Bu kararı kolay vermedim.
- Tom doesn't give advice lightly.
- Tom kolay kolay tavsiye vermez.
Show More (0)
|
3 |
lightly |
hafif |
adv. |
|
- I regretted, too, America's decision to resile so lightly from the Anti-Ballistic Missile Treaty.
- Amerika'nın Anti-Balistik Füze Anlaşması'ndan bu kadar hafif bir şekilde çekilme kararını ben de esefle karşıladım.
- We then walk more lightly on the earth.
- O zaman zeminde daha hafif yürürüz.
Show More (-1)
|
4 |
lightly |
umursamazca |
adv. |
|
- Don't behave lightly.
- Umursamaz davranma.
Show More (-2)
|
5 |
lightly |
düşünmeden |
adv. |
|
- Don't behave lightly.
- Düşünmeden hareket etme.
Show More (-2)
|