|
- Do little things, like bring her a cup of coffee in bed.
- Küçük şeyler yap, mesela yatağına bir bardak kahve getir.
- Enjoy the little things!
- Küçük şeylerin tadını çıkar!
- Enjoy the little things!
- Küçük şeylerin tadına var!
- He always sees beauty in the little things.
- Küçük şeylerdeki güzelliği her zaman fark eder.
- Do little things matter?
- Küçük şeylerin önemi var mı?
- Be thankful, even for the little things in life.
- Hayattaki küçük şeyler için bile minnettar olun.
- I know little things mean a lot.
- Küçük şeylerin çok şey ifade ettiğini biliyorum.
- They appreciate the little things.
- Küçük şeyleri takdir ediyorlar.
- Little thing please little minds.
- Küçük şey küçük akılları memnun eder.
- He always sees beauty in the little things.
- Güzelliği hep küçük şeylerde görür o.
- Be thankful, even for the little things in life.
- Hayatta küçük şeyler için bile şükret.
- All you do is worry about silly, little things!
- Tek yaptığınız aptalca, küçük şeyler için endişelenmek!
- I know little things mean a lot.
- Küçük şeylerin çok şey demek olduğunu biliyorum.
- Little thing please little minds.
- Küçük şeyler küçük zihinleri memnun eder.
- He always sees beauty in the little things.
- O her zaman küçük şeylerin güzelliğini görür.
- Enjoy the little things!
- Küçük şeylerin tadını çıkarın!
- Little things often have big consequences.
- Küçük şeyler genellikle büyük sonuçlar doğurabilir.
- Little things often have big consequences.
- Küçük şeylerin genellikle büyük sonuçları olur.
- They appreciate the little things.
- Küçük şeylerin kıymetini biliyorlar.
- Do little things matter?
- Küçük şeyler önemli midir?
- Little things often have big consequences.
- Küçük şeylerin genellikle büyük sonuçları vardır.
Show More (18)
|