|
- In that case, the tax could lead to a net loss of total economic prosperity.
- Bu durumda vergi, toplam ekonomik refahta net bir kayba yol açabilir.
- Mr Mugabe is a figure who has survived the loss of two elections , the moral victor being the opposition.
- Bay Mugabe, ahlaki galibi muhalefet olan iki seçim kaybından sonra hayatta kalmayı başarmış bir şahsiyettir.
- Time will tell whether this is proportionate to the loss of custom-made solutions for the Member States.
- Bunun Üye Devletler için ısmarlama çözümlerin kaybıyla orantılı olup olmadığını zaman gösterecektir.
- We, Euskal Herritarrok, have regretted many times the loss of human lives.
- Biz, Euskal Herritarrok, insan hayatlarının kaybından dolayı birçok kez üzüntü duyduk.
- What is more, causing loss of interests ?
- Dahası, çıkar kaybına neden oldu?
- Distorted competition in markets leads to the loss of jobs and income.
- Piyasalardaki çarpık rekabet, iş ve gelir kaybına yol açar.
- Much more discussion is needed with the United States, where the main fear is loss of jobs.
- Asıl korkunun iş kaybı olduğu Amerika Birleşik Devletleri ile çok daha fazla tartışmaya ihtiyaç var.
- The reform process has slowed, there has been a loss of momentum and Albania is not in the position to afford this.
- Reform süreci yavaşladı, ivme kaybı yaşandı ve Arnavutluk bunu kaldırabilecek durumda değil.
- The collective failure amounts to a loss of credibility.
- Kolektif başarısızlık güvenilirlik kaybı anlamına gelir.
- Distorted competition in markets leads to the loss of jobs and income.
- Piyasalarda bozulan rekabet, iş ve gelir kaybına yol açmaktadır.
- There was also the loss of the , the anniversary of which falls tomorrow, 19 November 2002.
- Yıldönümü yarın 19 Kasım 2002'ye denk gelenin kaybı da söz konusuydu.
- The loss of the legislative council is the loss of a partner for this Parliament in making legislation.
- Yasama konseyinin kaybı, Parlamentonun yasa yapma sürecinde bir ortağını kaybetmesi anlamına gelmektedir.
- Most recently, we reacted to the tragic loss of the oil tanker Prestige.
- Son olarak Prestige adlı petrol tankerinin trajik kaybına tepki gösterdik.
- Poor water leads to disease and disability and to death and, of course, the loss of a productive workforce.
- Kötü su hastalıklara, sakatlıklara, ölümlere ve tabii ki üretken işgücünün kaybına yol açar.
- The Iraqi people will doubtless not mourn the loss of their dictator.
- Irak halkı şüphesiz diktatörlerinin kaybının yasını tutmayacaktır.
- Like all Members present, I am saddened by this loss of jobs.
- Burada bulunan tüm Üyeler gibi ben de bu iş kaybından dolayı üzüntü duyuyorum.
- We are talking about tinnitus and permanent loss of hearing.
- Kulak çınlaması ve kalıcı işitme kaybından bahsediyoruz.
- Might not the loss of certain capacities expose our soldiers to danger?
- Belirli kapasitelerin kaybı askerlerimizi tehlikeye maruz bırakmaz mı?
- Worst of all is the loss of animal fodder, mainly as the result of the grain lost.
- En kötüsü de kaybedilen tahılın bir sonucu olarak hayvan yemi kaybıdır.
- There was also the loss of the , the anniversary of which falls tomorrow, 19 November 2002.
- Ayrıca, yıldönümü yarın, 19 Kasım 2002'ye denk gelen geminin kaybı da söz konusuydu.
- The loss of customs taxes could have significant consequences for useful public spending.
- Gümrük vergilerinin kaybı, faydalı kamu harcamaları açısından önemli sonuçlar doğurabilir.
- Hence it is necessary to find a solution to compensate beekeepers who are suffering major losses of bees.
- Bu nedenle, büyük arı kayıplarına uğrayan arıcıların zararlarını telafi edecek bir çözüm bulunması gerekmektedir.
- If, moreover, divisions are created in the EU, there is also a loss of influence.
- Dahası, AB'de bölünmeler yaratılırsa, etki kaybı da söz konusu olur.
- When it begins to pass, the body might feel cold due to the loss of heat.
- Geçmeye başladığında kişi ısı kaybı nedeniyle üşüme hissedebilir.
- No loss of pigment since yesterday and vital signs are steady.
- Dünden beridir pigment kaybı yok ve hayati belirtilerde bir ilerleme yok.
- When it begins to pass, the body might feel cold due to the loss of heat.
- Geçmeye başladığında, ısı kaybı nedeniyle vücut soğuk hissedebilir.
- The web browser can be closed offline without loss of data.
- Web tarayıcısı veri kaybı olmadan çevrimdışı olarak kapatılabilir.
- A single fault does not lead to a loss of the safety function.
- Tek bir arıza güvenlik işlevinin kaybına yol açmaz.
- No loss of pigment since yesterday and vital signs are steady.
- Dünden beri pigment kaybı yok ve yaşam belirtileri sabit.
- When it begins to pass, the body might feel cold due to the loss of heat.
- Geçmeye başladığında vücut, ısı kaybından dolayı soğuk hissedebilir.
- No loss of pigment since yesterday and vital signs are steady.
- Dünden beri pigment kaybı yok ve hayati belirtiler stabil.
- Sami struggled with the loss of his mother.
- Sami annesinin kaybıyla mücadele etti.
- The loss of her mother brought upon him pains and regrets.
- Annesinin kaybı ona acı ve pişmanlık getirdi.
- We suffered a loss of 10,000 dollars.
- 10,000 dolarlık bir kaybımız oldu.
- The company suffered a loss of one billion yen last year.
- Şirket geçen yıl bir milyar yen kayba uğradı.
- The loss of her mother brought upon him pains and regrets.
- Annesinin kaybı ona acılar ve pişmanlıklar getirdi.
- Language death is loss of precious scientific data.
- Dillerin ölümü, değerli bilimsel verilerin kaybı demektir.
- The loss of their mother grieved them very much.
- Annelerinin kaybı onları çok üzdü.
- Don't mourn over the loss of your loved one too long.
- Sevdiğiniz kişinin kaybı için çok uzun süre yas tutmayın.
- Layla slipped into a deep depression over the loss of her best friend, Salima.
- Leyla, en yakın arkadaşı Salima'nın kaybı üzerine derin bir depresyona girdi.
- Experts are worried about the loss of sea ice in the Arctic.
- Uzmanlar Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzu kaybından endişeli.
- The loss of his sense of smell was due to a head injury.
- Koku duygusu kaybı bir kafa travması nedeniyle oldu.
- Money cannot pay for the loss of happiness.
- Para mutluluk kaybını telafi edemez.
- The loss of their mother affected them greatly.
- Annelerinin kaybı onları çok etkiledi.
- The loss of her husband was a great blow for Mary.
- Kocasının kaybı Mary için büyük bir darbeydi.
- The loss of his mother brought him sorrow and regret.
- Annesinin kaybı ona üzüntü ve pişmanlık getirdi.
- He was weak from the loss of blood.
- Kan kaybından zayıf düşmüştü.
- Money cannot pay for the loss of happiness.
- Para mutluluğun kaybını ödeyemez.
- The loss of money made it impossible for him to go abroad.
- Para kaybı onun yurt dışına gitmesini imkansız hale getirdi.
- Brain cells are particularly sensitive to a loss of oxygen.
- Beyin hücreleri oksijen kaybına karşı özellikle hassastır.
- Don't mourn over the loss of your loved one too long.
- Sevdiğin birinin kaybına çok uzun süre ağlama.
- A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol hapının olası bir yan etkisi cinsel dürtü kaybıdır.
- Brain cells are particularly sensitive to a loss of oxygen.
- Beyin hücreleri oksijen kaybına karşı özellikle duyarlıdır.
Show More (50)
|
