lost - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
lost kaybolmuş adj.
  • They were lost in the rainforest.
  • Yağmur ormanında kaybolmuşlardı.
  • Tom seems to be lost.
  • Tom kaybolmuş gibi görünüyor.
  • Tom seems lost.
  • Tom kaybolmuş görünüyor.
Show More (103)
lost kayıp adj.
  • Damaged stock caused lost sales, and lost sales caused less profit.
  • Hasarlı stoklar satış kaybına, kayıp satışlar da daha az kâra yol açtı.
  • He spent his morning searching for the lost keys.
  • Sabahı kayıp anahtarları arayarak geçirdi.
  • This applies to the proposal to extend access to data on missing, stolen or lost identity documents.
  • Bu, kayıp, çalıntı veya kaybolan kimlik belgelerine ilişkin verilere erişimin genişletilmesi önerisi için de geçerlidir.
Show More (99)
lost kendini kaybetmiş adj.
  • We thought we lost it.
  • Kendimizi kaybettiğimizi sandık.
  • He lost his temper.
  • Kendini kaybetti.
  • You've lost it.
  • Kendini kaybettin.
Show More (3)
lost düşünceye dalmış adj.
  • James just sat in the chair, lost in thinking about his depts.
  • James sandalyede oturmuş, departmanları hakkında düşüncelere dalmıştı.
  • Tom looked a little lost.
  • Tom biraz düşünceye dalmış gibi görünüyordu.
Show More (-1)
lost lost (dizi) n.
  • The TV series Lost won two major awards.
  • Lost dizisi iki büyük ödül kazandı.
Show More (-2)
lost artık var olmayan adj.
  • These bones are the only evidence of the existence of a lost species.
  • Bu kemikler, artık var olmayan bir türün varlığına dair tek kanıttır.
Show More (-2)
lost kaybedilmiş adj.
  • Don't spend your energy moaning about the lost opportunities.
  • Kaybedilmiş fırsatlara sızlanarak enerjinizi boşa harcamayın.
Show More (-2)
lost dalgın adj.
  • Tom looks a little lost.
  • Tom biraz dalgın görünüyor.
Show More (-2)