| 1 |
manners |
terbiye |
n. |
|
- Where are my manners?
- Nerede benim terbiyem?
- What about your manners!
- Terbiyen nerede senin?
- Where are your manners?
- Terbiyen nerede senin?
- Your manners aren't very good.
- Terbiyeniz pek iyi değil.
- He has no manners at all.
- Hiç terbiyesi yok.
- How does she teach her kids manners?
- O çocuklarına nasıl terbiye veriyor?
- Didn't your parents teach you manners?
- Ailen sana terbiye vermedi mi?
- Excuse me, where are my manners?
- Affedersiniz, terbiyem nerede?
- You have no manners.
- Hiç terbiyen yok.
- How does he teach his kids manners?
- Çocuklarına terbiyeyi nasıl öğretiyor?
- I'm afraid I'm going to have to teach you some manners, Tom.
- Korkarım sana biraz terbiye vermem gerekecek, Tom.
- I'm here to teach you some manners.
- Sana biraz terbiye öğretmek için buradayım.
- Tom has no manners.
- Tom'un hiç terbiyesi yok.
- I'm going to have to teach you all some manners!
- Hepinize biraz terbiye vermem gerekecek!
- Where are your manners?
- Terbiyenize ne oldu?
- She has no manners.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.
- I'll teach him some manners.
- Ona biraz terbiye vereceğim.
- She doesn't have any manners.
- Onun hiç terbiyesi yok.
- She has no manners.
- Hiç terbiyesi yok.
- He has no manners.
- Hiç terbiyesi yok.
- What about your manners!
- Terbiyenize ne oldu?
- Tom has no manners at all.
- Tom'un hiç terbiyesi yok.
- You have no manners.
- Sende hiç terbiye yok.
- How do you teach your kids manners?
- Çocuklarına terbiyeyi nasıl öğretiyorsun?
- She has fine manners.
- İyi bir terbiyesi var.
- Tom needs to learn some manners.
- Tom'un biraz terbiye öğrenmesi gerek.
Show More (23)
|
| 2 |
manners |
görgü |
n. |
|
- I see that your manners haven't exactly improved in the last twenty years.
- Son yirmi yılda görgü kurallarının pek gelişmediğini görüyorum.
- I see that your manners haven't exactly improved in the last twenty years.
- Görgü kurallarınızın son yirmi yılda pek gelişmediğini görüyorum.
- My mother is strict about manners.
- Annem görgü kuralları konusunda katıdır.
- I'll teach him some manners.
- Ona biraz görgü öğreteceğim.
- I forgot my manners.
- Görgü kurallarını unutmuşum.
- By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs.
- Öğrenciler yurtdışında eğitim görerek diğer görgü ve geleneklerle temas edebilirler.
- Manners make the man.
- İnsanı insan yapan görgüdür.
- This book is on the manners and customs of America.
- Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.
Show More (5)
|
| 3 |
manners |
ahlak |
n. |
|
- Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
- Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
Show More (-2)
|
