| 1 |
mathematical |
matematiksel |
adj. |
|
- She excelled in mathematical calculations and problem-solving.
- Matematiksel hesaplamalarda ve problem çözmede mükemmeldi.
- Mathematical redistribution does not mean justice and does not lead to genuine equality.
- Matematiksel yeniden dağıtım adalet anlamına gelmez ve gerçek bir eşitliğe yol açmaz.
- There are mathematical calculations to show this.
- Bunu gösteren matematiksel hesaplamalar mevcuttur.
- The Pythagoreans are credited with many mathematical discoveries, including finding the first irrational number, 2.
- Pisagorcular, ilk irrasyonel sayı olan 2'yi bulmak da dahil olmak üzere birçok matematiksel keşifle anılırlar.
- He is good at solving complicated mathematical problems.
- O, karmaşık matematiksel problemleri çözmede iyidir.
- Tom is a mathematical genius.
- Tom matematiksel bir dâhidir.
- We offer you the chance to obtain training in mathematical sciences.
- Size matematiksel bilimlerde eğitim almak için bir şans sunuyoruz.
- Some people think everything is mathematical.
- Bazı insanlar her şeyin matematiksel olduğunu düşünüyor.
- In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
- Benim ülkemde, şok edici miktarda matematiksel cehalet var.
- Some people think everything is mathematical.
- Bazı insanlar her şeyin matematiksel olduğunu düşünür.
Show More (7)
|
| 2 |
mathematical |
matematik |
adj. |
|
- Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
- Takeo, matematik problemlerini çözmeye dalmış.
- He is a mathematical genius.
- O bir matematik dehasıdır.
- We offer you the chance to obtain training in mathematical sciences.
- Sizlere matematik bilimleri alanında eğitim alma şansı sunuyoruz.
- Tom is a mathematical genius.
- Tom bir matematik dehası.
- He is good at solving complicated mathematical problems.
- Karmaşık matematik problemlerini çözmede iyidir.
- I'll solve the mathematical problem again.
- Tekrar matematik problemi çözeceğim.
- Takeo is engrossed in solving mathematical problems.
- Takeo, matematik problemlerini çözmekle meşgul.
- I'll solve the mathematical problem again.
- Matematik problemini tekrar çözeceğim.
- He is a mathematical genius.
- O bir matematik dehası.
- Einstein was a mathematical genius.
- Einstein bir matematik dehasıydı.
Show More (7)
|
| 3 |
mathematical |
ince hesaplamalara dayalı |
adj. |
|
- The scientist conducted a mathematical analysis to verify the hypothesis.
- Bilim insanı, hipotezi doğrulamak amacıyla ince hesaplamalara dayalı bir analiz yaptı.
Show More (-2)
|
