1 |
mend |
tamir etmek |
v. |
|
- Why don't you mend that fuse?
- Neden o sigortayı tamir etmiyorsun?
- I want to mend this watch.
- Bu saati tamir etmek istiyorum.
- This is the first time I've ever mended a carpet.
- İlk defa bir halıyı tamir ediyorum.
- You must mend your garment.
- Elbiseni tamir etmelisin.
- It took me several hours to mend it.
- Tamir etmek birkaç saatimi aldı.
- It took me several hours to mend it.
- Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
- I got Tom to mend my shoes.
- Tom'a ayakkabılarımı tamir ettirdim.
- I think I had better have my sweater mended.
- Sanırım kazağımı tamir ettirsem iyi olur.
- Can you mend my pants?
- Pantolonumu tamir edebilir misin?
- She mended her socks.
- Çoraplarını tamir etti.
- Have you ever mended your carpets?
- Hiç halılarınızı tamir ettiniz mi?
- How can you mend a broken heart?
- Kırılmış bir kalbi nasıl tamir edebilirsin?
- Why don't you mend that fuse?
- Niçin o sigortayı tamir etmiyorsun?
- How soon can I have my shoes mended?
- Ayakkabılarımı en kısa ne kadar zamanda tamir ettirebilirim.
- He got his wife to mend his shirt.
- O, karısına gömleğini tamir ettirdi.
- Your shoes want mending.
- Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
Show More (13)
|
2 |
mend |
onarmak |
v. |
|
- I am mending the curtain.
- Perdeyi onarıyorum.
- How can you mend a broken heart?
- Kırık bir kalbi nasıl onarabilirsin?
- It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
- I think I had better have my sweater mended.
- Bence kazağımı onartsam iyi olacak.
- Have you ever mended your carpets?
- Hiç halılarını onardın mı?
- You must mend your garment.
- Giysini onarmalısın.
- I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
- It is never too late to mend.
- Onarmak için hiçbir zaman çok geç değildir.
- Mary is mending the carpet.
- Mary halıyı onarıyor.
- Love can mend your life.
- Sevgi hayatınızı onarabilir.
Show More (7)
|
3 |
mend |
dikmek |
v. |
|
- He got his wife to mend his shirt.
- Karısına gömleğini diktirdi.
Show More (-2)
|
4 |
mend |
yamamak |
v. |
|
- She mended her socks.
- O kendi çoraplarını yamadı.
Show More (-2)
|
5 |
mend |
düzeltmek |
v. |
|
- Love can mend your life.
- Aşk, hayatınızı düzeltebilir.
Show More (-2)
|