| 1 |
merchant |
tüccar |
n. |
|
- He's a black-market arms merchant.
- O bir karaborsa silah tüccarı.
- I'm a merchant.
- Ben bir tüccarım.
- The merchant seems to be an honest person.
- Tüccar dürüst birine benziyor.
- Tom married the merchant's daughter.
- Tom tüccarın kızıyla evlendi.
- The merchant seems to be an honest person.
- Tüccar dürüst bir kişi gibi görünüyor.
- There is a merchant for every product.
- Her ürün için bir tüccar vardır.
- She married a rich merchant.
- O, zengin bir tüccarla evlendi.
- Each merchant praises their merchandise.
- Her tüccar kendi malını över.
- The merchant accumulated tremendous fortune during the postwar era.
- Tüccar, savaş sonrası dönemde muazzam bir servet biriktirdi.
- He was the son of a wealthy merchant.
- Zengin bir tüccarın oğluydu.
- Each merchant praises their merchandise.
- Her tüccar malını över.
- The villager sold the merchant one hundred eggs.
- Köylü tüccara yüz yumurta sattı.
- Tom is the son of a merchant.
- Tom bir tüccarın oğludur.
- The villager sold the merchant one hundred eggs.
- Köylü tüccara yüz tane yumurta sattı.
- She married a rich merchant.
- Zengin bir tüccarla evlendi.
- He is a famous merchant.
- O ünlü bir tüccar.
- There is a merchant for every product.
- Her malın bir tüccarı vardır.
- Every merchant praises their goods.
- Her tüccar mallarını över.
- A merchant is a person who buys and sells goods.
- Tüccar, mal alıp satan kişidir.
- As a result, he became a great merchant.
- Sonuç olarak o büyük bir tüccar oldu.
- Tom is the son of a merchant.
- Tom bir tüccarın oğlu.
- He was the son of a wealthy merchant.
- O zengin bir tüccarın oğluydu.
Show More (19)
|
| 2 |
merchant |
tacir |
n. |
|
- The Royal Shakespeare Company is presenting The Merchant of Venice next week.
- Kraliyet Shakespeare Tiyatrosu, önümüzdeki hafta Venedik Taciri'ni sunuyor.
- The Royal Shakespeare Company is presenting The Merchant of Venice next week.
- Kraliyet Shakespeare Kumpanyası, gelecek hafta Venedik Taciri'ni sahneleyecek.
Show More (-1)
|
| 3 |
merchant |
satıcı |
adj. |
|
- There is a merchant for every product.
- Her şeyin bir satıcısı vardır.
Show More (-2)
|
