|
- It is regrettable that we have missed the opportunity of communitising authorisations policy.
- İzin politikasını toplumsallaştırma fırsatını kaçırmış olmamız üzüntü vericidir.
- There are people this morning who have missed the opportunity to show the slightest institutional loyalty.
- Bu sabah en ufak bir kurumsal sadakat gösterme fırsatını kaçıran insanlar var.
- I regret that in Nice we missed the opportunity to implement this treaty change.
- Nice'de bu antlaşma değişikliğini hayata geçirme fırsatını kaçırdığımız için üzgünüm.
- We must not miss the opportunities this new beginning brings.
- Bu yeni başlangıcın getirdiği fırsatları kaçırmamalıyız.
- We have missed the opportunity to do this today.
- Bugün bunu yapma fırsatını kaçırdık.
- It is regrettable that we have missed the opportunity of communitising authorisations policy.
- Yetkilendirme politikasını toplumsallaştırma fırsatını kaçırmış olmamız üzüntü vericidir.
- Tom missed the opportunity for a promotion.
- Tom terfi fırsatını kaçırdı.
- He missed the opportunity for a promotion.
- Terfi fırsatını kaçırdı.
- You shouldn't miss the opportunity to see it.
- Onu görme fırsatını kaçırmamalısınız.
- Tom missed the opportunity to go to Boston with Mary.
- Tom Mary ile Boston'a gitme fırsatını kaçırdı.
- Don't miss the opportunity.
- Bu fırsatı kaçırma.
- Don't miss the opportunity of taking this trip!
- Bu geziye katılma fırsatını kaçırmayın!
- He missed the opportunity for a promotion.
- Terfi etme fırsatını kaçırdı.
- Don't miss the opportunity of taking this trip!
- Bu geziye çıkma fırsatını kaçırmayın!
- Don't miss the opportunity.
- Fırsatı kaçırmayın.
- Tom missed the opportunity to go to Boston with Mary.
- Tom, Mary ile Boston'a gitme fırsatını kaçırdı.
Show More (13)
|
