1 |
mock |
alay etmek |
v. |
|
- It's wrong to mock your friends.
- Arkadaşlarınızla alay etmek yanlıştır.
- This is how these profound thinkers mock the whole world.
- Bu derin düşünürler tüm dünyayla böyle alay ediyorlar.
- They're mocking you.
- Onlar seninle alay ediyor.
- The boy mocked his friend for being a coward.
- Çocuk, arkadaşıyla korkak olduğu için alay etti.
- Do not mock the tiger.
- Kaplanla alay etmeyin.
- He continued to mock me.
- Benimle alay etmeye devam etti.
- Sami often mocked Layla.
- Sami sık sık Layla'yla alay ederdi.
- Don't mock me.
- Benimle alay etme.
- He mocked my efforts.
- Çabalarımla alay etti.
- You're mocking me, aren't you?
- Benimle alay ediyorsun, değil mi?
- He mocked the way the professor speaks.
- Profesörün konuşma tarzıyla alay etti.
- You're mocking me.
- Benimle alay ediyorsun.
- People once mocked the idea that the earth is round.
- İnsanlar bir zamanlar dünyanın yuvarlak olduğu fikriyle alay ederlerdi.
- People once mocked the idea that the earth is round.
- İnsanlar bir zamanlar dünyanın yuvarlak olduğu fikriyle alay ettiler.
- He kept mocking me.
- Benimle alay edip durdu.
- Tom mocked Mary for her failure.
- Tom Mary ile başarısızlığı için alay etti.
- The boy mocked his friend for being a coward.
- Çocuk, korkak olduğu için, arkadaşıyla alay etti.
- He mocked me.
- Benimle alay etti.
- Tom mocked Mary for her failure.
- Tom, Mary'nin başarısızlığıyla alay etti.
- Do not mock the tiger.
- Kaplanla alay etme.
- They're mocking you.
- Seninle alay ediyorlar.
Show More (18)
|
2 |
mock |
dalga geçmek |
v. |
|
- This is how these profound thinkers mock the whole world.
- Bu derin düşünürler tüm dünyayla böyle dalga geçiyorlar.
- He kept mocking me.
- O benimle dalga geçmeye devam etti.
- He mocked me.
- O benimle dalga geçti.
Show More (0)
|
3 |
mock |
ile alay etmek |
v. |
|
- Tom is mocking Ken.
- Tom Ken ile alay ediyor.
- He mocked the way the professor speaks.
- O, profesörün konuşma şekli ile alay etti.
- She was mocking the superficiality of fashion slaves.
- O moda kölelerinin yüzeyselliği ile alay ediyordu.
Show More (0)
|
4 |
mock |
tatbiki |
adj. |
|
- Mock trials help us prepare for real judicial proceedings.
- Tatbiki duruşmalar gerçek yargı süreçlerine hazırlanmamıza yardımcı olur.
Show More (-2)
|
5 |
mock |
sahte |
pref. |
|
- She told the story in a mock-serious tone.
- Hikayeyi sahte bir ciddiyetle anlattı.
Show More (-2)
|
6 |
mock |
taklit |
pref. |
|
- There was a mock-gothic castle sitting on the shores of the lake.
- Gölün kıyısında gotik taklidi bir kale vardı.
Show More (-2)
|
7 |
mock |
boşa çıkarmak |
v. |
|
- The rain mocked their attempt to paint the fences.
- Yağmur yağışı çitleri boyama yönündeki çabaları boşa çıkarıyordu.
Show More (-2)
|
8 |
mock |
deneme sınavı |
n. |
|
- He is home studying for his mocks.
- Evde deneme sınavlarına çalışıyor.
Show More (-2)
|