1 |
moderation |
ılımlılık |
n. |
|
- I think it is time for such a dialogue, as a focus for the good forces of moderation and moderate people.
- Bence ılımlılığın iyi güçleri ve ılımlı insanlar için bir odak noktası olarak böyle bir diyaloğun zamanı geldi.
- We expect the Community to advocate reason, moderation and cooperation.
- Topluluğun akıl, ılımlılık ve işbirliğini savunmasını bekliyoruz.
- Moderation, stable objectives and efficiency are the common ground for joint action in such cases.
- Ilımlılık, istikrarlı hedefler ve verimlilik bu tür durumlarda ortak hareket etmenin ortak zeminidir.
- Moderation, stable objectives and efficiency are the common ground for joint action in such cases.
- Ilımlılık, istikrarlı hedefler ve verimlilik, bu tür durumlarda ortak eylem için ortak zemindir.
- Moderation is a virtue.
- Ilımlılık bir erdemdir.
Show More (2)
|
2 |
moderation |
ölçülü olma |
n. |
|
- A sense of moderation should be kept in these matters.
- Bu konularda ölçülü olunmalıdır.
- Moderation is a virtue.
- Ölçülü olmak bir erdemdir.
Show More (-1)
|
3 |
moderation |
moderasyon |
n. |
|
- First, we must look at the moderation process itself.
- İlk olarak moderasyon sürecinin kendisine bakmalıyız.
Show More (-2)
|
4 |
moderation |
itidal |
n. |
|
- I asked Tom to react with moderation.
- Tom'un itidal ile tepki göstermesini istedim.
Show More (-2)
|
5 |
moderation |
ölçülülük |
n. |
|
- Good health is inseparable from exercise and moderation.
- Sağlık, egzersiz ve ölçülülükten bağımsız değildir.
Show More (-2)
|