|
- In any case, this matter will be dealt with next Monday in our committee's ordinary session.
- Her halükarda bu konu önümüzdeki Pazartesi günü komitemizin olağan oturumunda ele alınacaktır.
- The latest example was seen as recently as last Monday.
- En son örnek geçtiğimiz Pazartesi günü görüldü.
- This report supports the European Arms Agency, established last Monday by the Council of Ministers.
- Bu rapor, geçtiğimiz Pazartesi günü Bakanlar Konseyi tarafından kurulan Avrupa Silah Ajansı'nı desteklemektedir.
- There was considerable discussion in the Council last Monday on this issue.
- Geçtiğimiz Pazartesi günü Konsey'de bu konuda önemli tartışmalar yaşandı.
- There was, in fact, due to be a court hearing this Monday.
- Aslında bu Pazartesi günü bir mahkeme duruşması yapılacaktı.
- EU governments are meeting next Monday to review the political situation.
- AB hükümetleri siyasi durumu gözden geçirmek üzere önümüzdeki Pazartesi günü bir araya geliyor.
- Such a special debate would be decided on at the beginning of each part-session on Monday afternoon.
- Böyle bir özel tartışma Pazartesi öğleden sonra her bir bölüm oturumunun başında kararlaştırılacaktır.
- Such a special debate would be decided on at the beginning of each part-session on Monday afternoon.
- Böyle bir özel görüşme Pazartesi öğleden sonra her bir bölüm oturumunun başında kararlaştırılacaktır.
- Next Monday, Aung San Suu Kyi will be 55 years old.
- Önümüzdeki pazartesi Aung San Suu Kyi 55 yaşına basacak.
- The translations had to be carried out very quickly between Monday and Wednesday.
- Çevirilerin pazartesi ve çarşamba günleri arasında çok hızlı bir şekilde yapılması gerekiyordu.
- I have no requests for amendments to Monday or Tuesday's agendas.
- Pazartesi ya da Salı günkü gündemlerde herhangi bir değişiklik talebim yok.
- Last Monday, we discussed East Timor in the Committee on Budgets, and I just want to explain what we are doing here.
- Geçtiğimiz Pazartesi günü Bütçe Komisyonunda Doğu Timor'u görüştük ve burada ne yaptığımızı açıklamak istiyorum.
- We would then be able to put the draft regulation to the General Affairs Council next Monday.
- Daha sonra taslak yönetmeliği önümüzdeki Pazartesi günü Genel İşler Konseyi'ne sunabileceğiz.
- Last Monday, I sent a letter from Brussels to Austria, and it has still not arrived there.
- Geçtiğimiz Pazartesi günü Brüksel'den Avusturya'ya bir mektup gönderdim ve mektup hala oraya ulaşmadı.
- The message which came out of Luxembourg last Monday has triggered insecurity in the candidate countries.
- Geçtiğimiz Pazartesi günü Lüksemburg'dan gelen mesaj aday ülkelerde güvensizliği tetikledi.
- No amendments have been proposed relating to Monday and Tuesday.
- Pazartesi ve salı günlerine ilişkin herhangi bir değişiklik önerilmemiştir.
- This situation did not change on the following Monday, when sales began in many European countries.
- Bu durum, birçok Avrupa ülkesinde satışların başladığı bir sonraki Pazartesi günü de değişmedi.
- Mr Blak, it is too soon on a Monday for me to rise to such a challenge.
- Sayın Blak, Pazartesi günü böyle bir meydan okumaya kalkışmam için çok erken.
- I've been sick with a cold since Monday.
- Pazartesi gününden beri soğuk algınlığı nedeniyle hastayım.
- I've been sick with a cold since Monday.
- Ben pazartesi gününden beri üşütme nedeniyle hastayım.
- Tom has Monday off.
- Tom pazartesi izinli.
- I look forward to my Mondays.
- Pazartesilerimi iple çekiyorum.
- Did you tell Tom who you met last Monday?
- Geçen pazartesi kimle tanıştığını Tom'a söyledin mi?
- Tom isn't coming back till Monday.
- Tom pazartesiye kadar geri gelmeyecek.
- We start classes next Monday.
- Derslere önümüzdeki pazartesi başlıyoruz.
- Tom has agreed to babysit the kids Monday evening.
- Tom pazartesi akşamı çocuklara bakıcılık yapmayı kabul etti.
- I saw you with Tom last Monday.
- Seni geçen pazartesi Tom'la gördüm.
- I can't help you next Monday, but I can help you the Monday after next.
- Gelecek pazartesi günü sana yardım edemem, ama sonraki Pazartesi günü sana yardımcı olabilirim.
- I wasn't here last Monday.
- Geçen pazartesi burada değildim.
- This spring, I plan to start taking Mondays off.
- Bu bahar, pazartesileri izin almaya başlamayı planlıyorum.
- We won't be in Boston until Monday.
- Pazartesi gününe kadar Boston'da olmayacağız.
- The park is closed Monday.
- Park pazartesileri kapalıdır.
- Tom was in Boston last Monday, too.
- Tom da geçen pazartesi Boston'daydı.
- Tom will get back home on Monday.
- Tom pazartesi eve dönecek.
- I think I'll be able to help you next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi sana yardım edebileceğimi düşünüyorum.
- Tickets go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkıyor.
- I started reading this book last Monday.
- Geçen Pazartesi günü bu kitabı okumaya başladım.
- Is it next Monday that Tom returns?
- Tom önümüzdeki pazartesi günü mü dönecekti?
- You have until Monday to finish that report.
- Raporu bitirmek için pazartesiye kadar vaktin var.
- It looks like I might have to go to Boston next Monday.
- Gelecek Pazartesi Boston'a gitmem gerekecek gibi görünüyor.
- Tom is going to leave next Monday.
- Tom gelecek pazartesi gidecek.
- Monday is a tough day.
- Pazartesi günü zor bir gündür.
- I'd prefer to do that on Monday.
- Bunu pazartesi yapmayı tercih ederim.
- The registration deadline is noon Monday.
- Son kayıt tarihi pazartesi öğlen.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Pazartesiye kadar bu işi bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- I'd like to make a reservation for next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi günü için rezervasyon yaptırmak istiyorum.
- It's only Monday.
- Bugün daha pazartesi.
- A year ago Monday, Tom moved to Boston.
- Bir yıl önce Pazartesi, Tom Boston'a taşındı.
- I'll be back the Monday after next.
- Öbür pazartesi geri döneceğim.
- Let us know your decision by next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi gününe kadar kararınızı bildirin.
- Did you talk to him on Monday?
- Pazartesi onunla konuştun mu?
- Is this store open on Monday?
- Bu dükkan pazartesi açık mı?
- The days of the week are Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, and Sunday.
- Haftanın günleri Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar.
- Tom moved to Australia a year ago Monday.
- Tom bir yıl önce Pazartesi günü Avustralya'ya taşındı.
- Tom has promised to pay us an extra $3,000 if we finish the job by next Monday.
- Tom, önümüzdeki Pazartesi gününe kadar işi bitirirsek bize fazladan 3.000 dolar ödeyeceğine söz verdi.
- The committee met Monday morning.
- Komite pazartesi sabahı buluştu.
- The agreement was announced Monday.
- Anlaşma pazartesi günü açıklandı.
- Tom is scheduled to stay with us until next Monday.
- Tom'un önümüzdeki pazartesiye kadar bizimle kalması planlanıyor.
- The Prado Museum is closed because today is Monday.
- Bugün Pazartesi olduğu için Prado Müzesi kapalı.
- Next Monday, she'll have been in the hospital for a month.
- Gelecek pazartesi, o bir aydır hastanede olacak.
- Tom is lucky it's not Monday.
- Tom bugün Pazartesi olmadığı için şanslı.
- Tom was arrested early Monday.
- Tom pazartesi günü erken saatlerde tutuklandı.
- Can you help me Monday afternoon?
- Pazartesi öğleden sonra bana yardım edebilir misin?
- Tom isn't going to do that until Monday.
- Tom Pazartesiye kadar bunu yapmayacak.
- Do it Monday.
- Onu pazartesi yap.
- Tom went missing last Monday.
- Tom geçen pazartesi kayboldu.
- Our next meeting will be next Monday.
- Bir sonraki toplantımız önümüzdeki pazartesi olacak.
- Tom may be in Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'da olabilir.
- Tom won't be home until Monday.
- Tom pazartesiye kadar evde olmayacak.
- I'd rather do that on Monday.
- Pazartesi yapmayı tercih ederim.
- Tom died Monday at the age of 30.
- Tom, 30 yaşında pazartesi günü öldü.
- The supermarket is open Monday through Saturday.
- Süpermarket pazartesiden cumartesiye kadar açık.
- It'll be difficult to complete this report by Monday.
- Bu raporu pazartesiye kadar tamamlamak zor olacak.
- Monday wasn't much better.
- Pazartesi daha iyi değildi.
- Is today really Monday?
- Bugün gerçekten Pazartesi mi?
- I'll come back Monday.
- Pazartesi geri geleceğim.
- I won't do that until Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmayacağım.
- My new job starts Monday.
- Benim yeni işim pazartesi başlıyor.
- I spent Monday with her.
- Pazartesi gününü onunla geçirdim.
- Tom has been here since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri burada.
- Tom was working on that last Monday.
- Tom geçen pazartesi bunun üzerinde çalışıyordu.
- Tom called me last Monday.
- Tom geçen pazartesi beni aradı.
- Monday is a bank holiday.
- Pazartesi resmi tatil.
- Tom will stay here till next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar burada kalacak.
- Last Monday, Tom and Mary ate lunch together.
- Geçen pazartesi Tom ve Mary birlikte öğle yemeği yedi.
- Any day will do except Monday.
- Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
- I need to take Monday off.
- Pazartesi izin almalıyım.
- The first day of school is Monday.
- Okulun ilk günü Pazartesi başlıyor.
- Why don't we set up a meeting for Monday.
- Pazartesi için neden bir toplantı düzenlemiyoruz?
- Ask Tom if he plans to be here on Monday.
- Tom'a pazartesi burada olmayı planlayıp planlamadığını sor.
- I gave her Monday off.
- Ona pazartesi izni verdim.
- I hope Tom does that on Monday.
- Umarım Tom bunu pazartesi yapar.
- I started reading this book last Monday.
- Bu kitabı geçen pazartesi okumaya başladım.
- Could you wait until after Monday?
- Pazartesi sonrasına kadar bekleyebilir misin?
- I don't think Tom will be home on Monday.
- Tom'un pazartesi evde olacağını sanmıyorum.
- Will I be able to see you next Monday?
- Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
- Tom has decided to wait until Monday.
- Tom pazartesiye kadar beklemeye karar verdi.
- I called Tom Monday evening.
- Pazartesi akşamı Tom'u aradım.
- Your test papers must be handed in by Monday.
- Sınav kağıtlarınız Pazartesi gününe kadar teslim edilmelidir.
- I have to do that by Monday.
- Bunu pazartesiye kadar yapmak zorundayım.
- Tom will get home next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi eve dönecek.
- I'm meeting him next Monday.
- Onunla gelecek pazartesi buluşacağım.
- I wrote that last Monday evening.
- Onu geçen pazartesi akşamı yazmıştım.
- Monday is a tough day.
- Pazartesi zor bir gün.
- This isn't a bad way to spend a Monday, right?
- Bu pazartesiyi geçirmenin kötü bir yolu değil, değil mi?
- I'm very likely to be busy next Monday.
- Gelecek pazartesi büyük olasılıkla yoğun olacağım.
- Tom doesn't have to work next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi çalışmak zorunda değil.
- Tom announced the agreement Monday.
- Tom anlaşmayı pazartesi günü açıkladı.
- I didn't go to school last Monday.
- Geçen pazartesi okula gitmedim.
- He has been absent since last Monday.
- O geçen pazartesiden beri yok.
- Tom told me he was going to be on the road until next Monday.
- Tom bana önümüzdeki pazartesiye kadar yolda olacağını söyledi.
- The shooting occurred early Monday.
- Olay Pazartesi günü erken saatlerde meydana geldi.
- The translator said the translation would be ready by Monday.
- Çevirmen çevirinin pazartesi gününe kadar hazır olacağını söyledi.
- Tom talked to Mary Monday afternoon.
- Tom pazartesi öğleden sonra Mary ile konuştu.
- Is Monday OK?
- Pazartesi uygun mu?
- Did you visit your grandmother last Monday?
- Geçen pazartesi büyükanneni ziyaret ettin mi?
- I should be OK by Monday.
- Pazartesiye kadar iyi olmalıyım.
- Tom's resignation was effective Monday.
- Tom'un istifası pazartesi günü yürürlüğe girdi.
- It has been raining since last Monday.
- Geçen Pazartesiden beri yağmur yağıyor.
- Tom is planning to take the first flight to Boston on Monday.
- Tom Pazartesi Boston'a giden ilk uçağa binmeyi planlıyor.
- October 20, 2014 was a Monday.
- 20 Ekim 2014 bir pazartesi idi.
- This work must be finished by Monday.
- Bu iş pazartesiye kadar bitmeli.
- I have to do that before Monday.
- Onu pazartesiden önce yapmak zorundayım.
- We'll see you on Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler gelecek pazartesi satışa sunulacak.
- She went shopping with him last Monday.
- Geçen Pazartesi onunla alışverişe gitti.
- In the Spanish calendar, the week begins with Monday.
- İspanyol takviminde hafta Pazartesi ile başlar.
- The days of the week are Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday, and Sunday.
- Haftanın günleri pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar'tır.
- Tom says he expects Mary to get home on Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi eve dönmesini beklediğini söyledi.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the days of the week.
- Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın günleridir.
- Tom is going to come on Monday.
- Tom pazartesi gelecek.
- Tom said he expected Mary to get home on Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi eve gelmesini beklediğini söyledi.
- I stayed at home all day Monday.
- Pazartesi günü bütün gün evde kaldım.
- That store is closed Mondays.
- O mağaza pazartesi günleri kapalı.
- Let's wait until Monday.
- Pazartesiye kadar bekleyelim.
- Let's make it Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra yapalım.
- That happened Monday afternoon at Tom's.
- Bu, Pazartesi öğleden sonra Tom'da oldu.
- I saw you with them last Monday.
- Geçen pazartesi seni onlarla birlikte gördüm.
- I'm supposed to do that on Monday.
- Onu pazartesi yapmam gerekiyor.
- I agreed to meet Tom next Monday.
- Gelecek Pazartesi Tom'la buluşmayı kabul ettim.
- Tom will get home next Monday.
- Tom gelecek pazartesi eve dönecek.
- Monday's protests were mostly peaceful.
- Pazartesinin protestoları çoğunlukla barışçıldı.
- I can't wait till next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar bekleyemem.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
- Tom Pazartesi öğleden sonraları genellikle çalışmak zorunda değildir.
- I hope Tom comes on Monday.
- Umarım Tom pazartesi gelir.
- We'll have a French test next Monday.
- Gelecek pazartesi Fransızca test olacağız.
- I'm leaving on Monday.
- Pazartesi gidiyorum.
- We ate pizza last Monday.
- Geçen pazartesi pizza yedik.
- Tom left the house early on Monday morning.
- Tom pazartesi sabahı erkenden evden ayrıldı.
- Tom will return on Monday.
- Tom pazartesi dönecek.
- Tom said he plans on going Monday.
- Tom Pazartesi gitmeyi planladığını söyledi.
- I've been in Boston since Monday morning.
- Pazartesi sabahından beri Boston'dayım.
- How about next Monday?
- Gelecek pazartesiye ne dersin?
- I'm usually at home Monday afternoons.
- Genelde pazartesi öğleden sonraları evde olurum.
- Yesterday was Friday and the day after tomorrow will be Monday.
- Dün cumaydı öbür gün pazartesi olacak.
- Tom attended Monday's meeting.
- Tom pazartesi günkü toplantıya katıldı.
- Tom was in rare form Monday.
- Tom Pazartesi günü nadir bir formdaydı.
- It rained all Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra yağmur yağdı.
- The translator said the translation would be ready by Monday.
- Çevirmen çevirinin pazartesiye kadar hazır olacağını söyledi.
- I saw you with them last Monday.
- Seni geçen pazartesi onlarla gördüm.
- Are you open on Monday?
- Pazartesi açık mısın?
- Is it still Monday?
- Bugün hala Pazartesi mi?
- Tom said Mary may return on Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi dönebileceğini söyledi.
- We'll have a French test on Monday.
- Pazartesi Fransızca sınavımız var.
- Can we do it before Monday?
- Pazartesiden önce yapabilir miyiz?
- Tom said he'd expected Mary to get home on Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi eve gelmesini beklediğini söyledi.
- My last day of work was Monday.
- Son çalışma günüm pazartesiydi.
- I asked Tom to do that before Monday.
- Tom'dan bunu pazartesiden önce yapmasını istedim.
- I can't stand Mondays.
- Pazartesilere dayanamıyorum.
- Tom was notified Monday.
- Tom'a pazartesi günü haber verildi.
- Are they open on Monday?
- Pazartesi açıklar mı?
- The store is closed Mondays.
- Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.
- Do you remember what you did last Monday?
- Geçen pazartesi ne yaptığını hatırlıyor musun?
- Tom is likely to be in Boston next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki Pazartesi Boston'da olacak.
- Tom said he plans on going Monday.
- Tom, pazartesi günü gitmeyi planladığını söyledi.
- I might see Tom on Monday.
- Tom'u pazartesi görebilirim.
- Tom suggested that the meeting be postponed until next Monday.
- Tom toplantının gelecek pazartesiye kadar ertelenmesini önerdi.
- Did you come here last Monday?
- Geçen pazartesi buraya geldin mi?
- I need a flight that leaves on Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra kalkacak bir uçağa ihtiyacım var.
- Where do you go on Monday evenings?
- Pazartesi akşamları nereye gidiyorsunuz?
- That store is closed Mondays.
- Bu mağaza pazartesileri kapalı.
- Tom wants me to stay here in Boston until Monday.
- Tom pazartesiye kadar Boston'da burada kalmamı istiyor.
- I should be there on Monday.
- Pazartesi orada olmalıyım.
- We're not going to do that until Monday.
- Bunu pazartesi gününe kadar yapmayacağız.
- We'll talk with Tom on Monday.
- Tom'la pazartesi konuşacağız.
- Tom says he'll pay back all the money he owes me before Monday.
- Tom bana olan borcunun tamamını Pazartesi'den önce ödeyeceğini söylüyor.
- I won't get home until Monday.
- Pazartesi gününe kadar eve gitmeyeceğim.
- I got out of jail on Monday.
- Pazartesi hapisten çıktım.
- Tom is usually free on Monday.
- Tom genellikle pazartesi boş olur.
- Tom was notified Monday.
- Tom pazartesi günü bilgilendirildi.
- You have until Monday.
- Pazartesiye kadar vaktin var.
- I wanted to visit Tom next Monday, but he said he was going to be busy, so I'm planning to visit him the Monday after next.
- Gelecek pazartesi Tom'u ziyaret etmek istedim, ama meşgul olacağını söyledi, bu yüzden onu bir sonraki pazartesi günü ziyaret etmeyi planlıyorum.
- Tom was at Mary's house on Monday afternoon.
- Tom pazartesi öğleden sonra Mary'nin evindeydi.
- Today, it's Monday.
- Bugün, pazartesi.
- I'm meeting her next Monday.
- Gelecek pazartesi onunla buluşacağım.
- We plan to have a party for Tom next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Tom için bir parti vermeyi planlıyoruz.
- I'll be there Monday.
- Pazartesi orada olacağım.
- I want to be in Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'da olmak istiyorum.
- Tom usually comes here on Monday.
- Tom buraya genellikle pazartesi gelir.
- Tom is going to be with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar bizimle olacak.
- I have to be back in Boston by Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olmam gerekiyor.
- How will we get this done by Monday?
- Bunu pazartesiye kadar nasıl halledeceğiz?
- I don't need to go back to Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar Boston'a dönmeme gerek yok.
- Let's play tennis on Monday.
- Pazartesi tenis oynayalım.
- Let's schedule a meeting for next Monday.
- Gelecek pazartesi için bir toplantı planlayalım.
- Monday is a difficult day.
- Pazartesi zor bir gün.
- I told Tom I'd do that on Monday.
- Tom'a bunu pazartesi yapacağımı söyledim.
- Tom expects Mary to stay in Boston until Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi gününe kadar Boston'da kalmasını bekliyor.
- April 1st, 2013 is a Monday.
- 1 Nisan 2013 Pazartesi.
- Could you wait until after Monday?
- Pazartesiden sonraya kadar bekleyebilir misin?
- The committee met Monday morning.
- Komite pazartesi sabahı toplandı.
- If we're going to finish this by Monday, we'd better not waste time.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceksek, zaman kaybetmesek iyi olur.
- Will you be eating out this Monday?
- Bu pazartesi dışarıda mı yiyeceksin?
- Tom helped Mary last Monday.
- Tom geçen Pazartesi Mary'ye yardım etti.
- Do you still want to go to the zoo on Monday?
- Hâlâ pazartesi hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?
- I'll leave next Monday.
- Gelecek pazartesi gidiyorum.
- Yesterday was Friday and the day after tomorrow is Monday.
- Dün cumaydı ve yarından sonraki gün pazartesi.
- I'll meet Tom next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Tom'la buluşacağım.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- How about Monday?
- Pazartesi nasıl?
- Tom's trial resumes Monday.
- Tom'un duruşması Pazartesi günü devam edecek.
- I'm aware that this is Monday.
- Bugünün pazartesi olduğunun farkındayım.
- Tom should be OK by Monday.
- Tom pazartesiye kadar iyi olmalı.
- We'll see you next Monday.
- Gelecek pazartesi görüşürüz.
- Tom said he'll get it done before Monday.
- Tom pazartesiden önce halledeceğini söyledi.
- Monday mornings make me really grouchy.
- Pazartesi sabahları beni gerçekten huysuz yapar.
- You have to stay in bed until next Monday.
- Gelecek Pazartesiye kadar yatakta kalmalısın.
- I spent Monday with him.
- Pazartesiyi onunla geçirdim.
- Tom played golf last Monday.
- Tom geçen pazartesi golf oynadı.
- It's on on Monday evenings at 9.
- Pazartesi akşamları saat 9'da.
- I'm ready to start Monday.
- Pazartesi başlamaya hazırım.
- Tom will probably be home on Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi evde olacak.
- Tom hasn't been here since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri burada değil.
- The inspector arrived at the school late on Monday morning.
- Müfettiş pazartesi sabahı okula geç vakit geldi.
- Tom usually comes here on Monday.
- Tom buraya genelde pazartesi gelir.
- In the Spanish calendar, the week begins with Monday.
- İspanyol takvimde hafta pazartesi ile başlar.
- Tom and Mary are lucky it's not Monday.
- Tom ve Mary bugün Pazartesi olmadığı için şanslı.
- How many classes do you have on Monday?
- Pazartesi kaç dersiniz var?
- Is it next Monday that Tom returns?
- Gelecek pazartesi Tom dönecek mi?
- We'll talk to Tom on Monday.
- Tom'la pazartesi konuşacağız.
- I'll call you on Monday.
- Pazartesi seni ararım.
- The conference starts on Monday.
- Konferans pazartesi başlıyor.
- I need to be in Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'da olmam gerekiyor.
- Tom probably thought I could stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesiye kadar kalabileceğimi düşünmüştür.
- Tom left Boston early on Monday morning.
- Tom Pazartesi sabahı erkenden Boston'dan ayrıldı.
- Can we go hiking next Monday?
- Gelecek pazartesi yürüyüşe çıkabilir miyiz?
- Monday is Tom's thirtieth birthday.
- Pazartesi Tom'un otuzuncu doğum günüdür.
- Jury selection begins Monday.
- Jüri seçimi Pazartesi başlıyor.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- Call me on Monday.
- Pazartesi beni ara.
- Tickets go on sale Monday.
- Biletler pazartesi satışa çıkıyor.
- The homework is due next Monday.
- Ödevin son günü önümüzdeki Pazartesi.
- Can I make an appointment for next Monday?
- Gelecek pazartesi için randevu alabilir miyim?
- Tom should be OK by Monday.
- Tom pazartesiye kadar iyi olur.
- I have to work on Monday.
- Pazartesi çalışmak zorundayım.
- Tom is planning to stay here until next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar burada kalmayı planlıyor.
- Tom will be released Monday.
- Tom Pazartesi serbest bırakılacak.
- We're going to have a birthday party for Tom Monday evening.
- Pazartesi akşamı Tom için bir doğum günü partisi vereceğiz.
- Tom said I have to wait until Monday.
- Tom pazartesiye kadar beklemem gerektiğini söyledi.
- I'll go there on Monday, too.
- Pazartesi ben de oraya gideceğim.
- The meeting will take place next Monday.
- Toplantı gelecek pazartesi gerçekleşecek.
- We will have an English test next Monday.
- Gelecek pazartesi İngilizce sınavımız var.
- Tom was reported missing Monday.
- Tom'un pazartesi günü kayıp olduğu bildirildi.
- This has to be done by Monday.
- Bu, pazartesiye kadar yapılmak zorunda.
- Monday was a busy day for me.
- Pazartesi benim için yoğun bir gündü.
- Tom always calls on Monday.
- Tom her zaman pazartesi arar.
- The shooting occurred Monday morning.
- Çatışma Pazartesi sabahı meydana geldi.
- Tom wanted to stay with us until next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar bizimle kalmak istedi.
- I hope to be back by Monday.
- Umarım pazartesiye kadar dönerim.
- It rained all Monday afternoon.
- Pazartesi bütün öğleden sonra yağmur yağdı.
- The first day of school is Monday.
- Okulun ilk günü pazartesi.
- How do you start your Monday?
- Pazartesine nasıl başlıyorsun?
- I think I'll be able to help you next Monday.
- Sanırım gelecek pazartesi size yardım edebilirim.
- Tom is usually at home on Monday evenings.
- Tom genellikle pazartesi akşamları evde olur.
- The owners want you out of this house by next Monday.
- Ev sahipleri gelecek pazartesiye kadar bu evden çıkmanızı istiyor.
- I plan to stay at home all day Monday.
- Pazartesi bütün gün evde kalmayı planlıyorum.
- Monday will likely be a windy day.
- Pazartesi büyük ihtimalle rüzgârlı olacak.
- See you Monday at school.
- Pazartesi okulda görüşürüz.
- Monday was a horrible day.
- Pazartesi korkunç bir gündü.
- That might happen on Monday.
- Pazartesi olabilir.
- Tom is probably going to get home next Monday.
- Tom muhtemelen gelecek pazartesi günü eve dönecek.
- Tom said he wouldn't do that until Monday.
- Tom bunu pazartesi gününe kadar yapmayacağını söyledi.
- The auction ends Monday.
- Açık artırma pazartesi bitiyor.
- I won't get home until Monday.
- Pazartesiye kadar eve gelemeyeceğim.
- Tom was arrested Monday.
- Tom pazartesi günü tutuklandı.
- Tom won't come until Monday.
- Tom pazartesiye kadar gelmeyecek.
- I think I might be in Boston next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Boston'da olabileceğimi düşünüyorum.
- Monday was no different.
- Pazartesi farklı değildi.
- Yesterday was Friday and the day after tomorrow will be Monday.
- Dün cumaydı ve yarından sonraki gün pazartesi olacak.
- We'll do our best to deliver everything before next Monday.
- Her şeyi gelecek pazartesiden önce teslim etmek için elimizden geleni yapacağız.
- Did you hear what happened at school last Monday?
- Geçen pazartesi okulda ne olduğunu duydun mu?
- I should be OK by Monday.
- Pazartesiye kadar iyi olurum.
- Tom won't get home until Monday.
- Tom pazartesiye kadar eve gelmeyecek.
- She came on Monday, and left again the following day.
- Pazartesi geldi ve ertesi gün tekrar gitti.
- Classes begin on Monday.
- Dersler pazartesi başlıyor.
- I had a date with Tom last Monday.
- Geçen pazartesi Tom'la bir randevum vardı.
- Have your paper on my desk by Monday.
- Ödevin pazartesiye kadar masamda olsun.
- Tickets are $13, $30, and $33, and go on sale Monday at noon.
- Biletler 13, 30 ve 33 dolar ve Pazartesi öğlen satışa çıkıyor.
- We won't need any help until Monday.
- Pazartesiye kadar yardıma ihtiyacımız olmayacak.
- I stayed at home all day Monday.
- Pazartesi bütün gün evdeydim.
- I don't go to work on Monday.
- Pazartesi işe gitmiyorum.
- Tom is coming next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi geliyor.
- Tom's birthday is next Monday.
- Tom'un doğum günü önümüzdeki pazartesi.
- Hand in your homework by next Monday.
- Gelecek Pazartesiye kadar ev ödevini teslim et.
- Tom was home Monday.
- Tom pazartesi evdeydi.
- Any day will do except Monday.
- Pazartesi hariç her gün olur.
- How can we get this done by Monday evening?
- Pazartesi akşamına kadar bu işi nasıl halledebiliriz?
- Tom went home Monday.
- Tom pazartesi eve gitti.
- I'm probably going to do that next Monday.
- Onu muhtemelen önümüzdeki pazartesi yapacağım.
- Monday was a cold day.
- Pazartesi soğuk bir gündü.
- I don't work on Monday.
- Pazartesi çalışmıyorum.
- Results will be announced Monday.
- Sonuçlar pazartesi açıklanacak.
- I'll be out of town until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar şehir dışında olacağım.
- Tom spent all day Monday with Mary.
- Tom bütün Pazartesi gününü Mary ile geçirdi.
- Here's a list of things that we need to do before Monday.
- İşte pazartesiden önce yapmamız gereken şeylerin listesi.
- Mondays are open mike nights.
- Pazartesiler canlı gösteri geceleridir.
- I'll be back the Monday after next.
- Bir sonraki pazartesi döneceğim.
- Monday wasn't much better.
- Pazartesi çok daha iyi değildi.
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa sunulacak.
- Tom said that he wasn't at home last Monday.
- Tom geçen Pazartesi günü evde olmadığını söyledi.
- I'm meeting them next Monday.
- Onlarla gelecek pazartesi buluşacağım.
- You should leave there on Monday.
- Pazartesi oradan ayrılmalısın.
- It is important for everything to be ready by Monday.
- Pazartesiye kadar her şeyin hazır olması çok önemli.
- I'm sure today is Monday.
- Bugünün Pazartesi olduğuna eminim.
- I thought it was Monday today.
- Bugün pazartesi sanıyordum.
- Would you have some time on Monday to come over and help me move my piano?
- Pazartesi gelip piyanomu taşımama yardım etmek için vaktiniz var mı?
- Monday's game was rained out.
- Pazartesi günkü maç yağmur nedeniyle iptal edildi.
- Tom was in Boston last Monday.
- Tom geçen Pazartesi Boston'da idi.
- The owners want you out of this house by next Monday.
- Ev sahipleri önümüzdeki pazartesiye kadar bu evi boşaltmanızı istiyor.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir arazi gezisine çıktı.
- I gave them Monday off.
- Onlara pazartesi izin verdim.
- Tom made the announcement Monday.
- Tom duyuruyu pazartesi yaptı.
- It's Monday, you know.
- Bugün pazartesi, biliyorsun.
- I suggest you do that before Monday.
- Pazartesiden önce bunu yapmanı öneririm.
- We never work on Monday.
- Pazartesi hiç çalışmayız.
- Tom doesn't know if he'll be able to visit us next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi bizi ziyaret edip edemeyeceğini bilmiyor.
- I'll call Tom Monday evening.
- Pazartesi akşam Tom'u arayacağım.
- Tom left the house early on Monday morning.
- Tom pazartesi sabahı evden erken ayrıldı.
- The standard working week begins on Monday and ends on Friday.
- Standart çalışma haftası pazartesi başlar ve cuma sona erer.
- Can you come back on Monday?
- Pazartesi gelebilir misin?
- It doesn't look like I'm going to be able to finish doing that before Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden önce bitiremeyeceğim gibi görünüyor.
- Tom announced the decision Monday.
- Tom kararını Pazartesi günü açıkladı.
- Tom wanted to stay with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar bizimle kalmak istedi.
- Are you busy this coming Monday?
- Bu önümüzdeki Pazartesi meşgul müsünüz?
- It's Monday today and it will be Tuesday tomorrow.
- Bugün Pazartesi ve yarın Salı olacak.
- Tom says he'll do his best to finish the job before next Monday.
- Tom gelecek pazartesiden önce işi bitirmek için elinden geleni yapacağını söylüyor.
- Is it still Monday?
- Hâlâ Pazartesi mi?
- Tom had a party at his place Monday evening.
- Tom Pazartesi akşamı evinde bir parti verdi.
- Let's go there on Monday.
- Pazartesi oraya gidelim.
- Tom came on Monday and went back home the next day.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün eve döndü.
- I can't guarantee we'll be able to get the job done by next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar işi yaptırabileceğimizi garanti edemiyorum.
- Applications are due by Monday.
- Başvuruların pazartesiye kadar yapılması gerekiyor.
- I won't be home next Monday.
- Haftaya pazartesi evde olmayacağım.
- We have to do that before Monday.
- Pazartesiden önce bunu yapmak zorundayız.
- Tom will come back from Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Boston'dan dönecek.
- Tom is likely to want to stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi gününe kadar kalmak isteyecektir.
- Tom is going to get home next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi eve dönecek.
- I'll get in touch with you on Monday.
- Pazartesi seninle bağlantıya geçerim.
- I've got to get back home before Monday.
- Pazartesiden önce eve geri dönmek zorundayım.
- The latest issue of the magazine will come out next Monday.
- Derginin son basımı, gelecek Pazartesi yayınlanacak.
- I must be in Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'da olmalıyım.
- We're not going to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmayacağız.
- Why don't you stay with us until Monday?
- Neden pazartesiye kadar bizimle kalmıyorsun?
- Do you have plans for Monday night?
- Pazartesi akşamı için planın var mı?
- Tom left Boston early Monday morning.
- Tom Pazartesi sabahı Boston'dan erken ayrıldı.
- I have done all my homework and now I am completely free until Monday.
- Tüm ödevlerimi yaptım ve şimdi pazartesiye kadar tamamen boşum.
- I'll get home next Monday.
- Gelecek pazartesi eve döneceğim.
- Try to be there on Monday.
- Pazartesi orada olmaya çalış.
- The agreement was announced Monday.
- Anlaşma pazartesi duyuruldu.
- Monday will be a rainy day.
- Pazartesi yağmurlu bir gün olacak.
- I met with Tom again on Monday morning.
- Pazartesi sabahı Tom'la tekrar buluştum.
- I can be in Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'da olabilirim.
- Tom has Monday off.
- Tom pazartesi günü izinlidir.
- I'm not going to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar onu yapmayacağım.
- Tom does that every day but Monday.
- Tom bunu pazartesi hariç her gün yapıyor.
- Monday was a windy day.
- Pazartesi rüzgarlı bir gündü.
- Where was Tom last Monday?
- Geçen pazartesi Tom neredeydi?
- What did Tom do last Monday?
- Tom geçen pazartesi ne yaptı?
- I don't have to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar onu yapmak zorunda değilim.
- Where do you go on Monday evenings?
- Pazartesi akşamları nereye gidiyorsun?
- I wish I'd been at the meeting last Monday.
- Keşke geçen pazartesi toplantıda olsaydım.
- I didn't think Tom would be home on Monday.
- Tom'un pazartesi evde olacağını sanmıyordum.
- Tom arrived in Boston last Monday.
- Tom geçen pazartesi Boston'a geldi.
- I need to finish writing this report by Monday.
- Pazartesiye kadar bu raporu yazmayı bitirmem gerekiyor.
- Can I pay you back on Monday?
- Pazartesi geri ödeyebilir miyim?
- Tom should be home on Monday.
- Tom pazartesi evde olmalı.
- Will Tom still be in Boston next Monday?
- Tom gelecek pazartesi hâlâ Boston'da olacak mı?
- Tom wants me to stay here in Boston until Monday.
- Tom pazartesiye kadar burada Boston'da kalmamı istiyor.
- This is the best way to spend my Monday!
- Bu, pazartesi günümü geçirmek için en iyi yoldur!
- Let's meet next Monday for lunch.
- Gelecek pazartesi öğle yemeği için buluşalım.
- I'll see you guys Monday.
- Pazartesi görüşürüz çocuklar.
- What did Tom do last Monday?
- Tom geçen Pazartesi günü ne yaptı?
- I worked on Sunday, so I had Monday off.
- Pazar günü çalıştım, bu yüzden pazartesi izin aldım.
- Tom moved to Australia a year ago Monday.
- Tom Avustralya'ya bir yıl önce Pazartesi günü taşındı.
- See you again next Monday.
- Gelecek pazartesi tekrar görüşürüz.
- Tom died early Monday morning.
- Tom pazartesi sabahı erken saatlerde öldü.
- I won't be ready to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmaya hazır olamayacağım.
- He'll be back by Monday at the latest.
- En geç pazartesi dönmüş olur.
- Tom visited Mary last Monday morning.
- Tom geçen pazartesi sabahı Mary'yi ziyaret etti.
- Tom is going to be in Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'da olacak.
- Tom passed the test he took last Monday.
- Tom geçen pazartesi girdiği sınavı geçti.
- Even though it's Monday today, Tom is here.
- Bugün Pazartesi olmasına rağmen Tom burada.
- Tom didn't have to work last Monday.
- Tom geçen pazartesi çalışmak zorunda değildi.
- Tom is going to be here till next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar burada olacak.
- I haven't shaved since last Monday.
- Geçen pazartesiden beri tıraş olmadım.
- Do you think you can finish doing that by Monday?
- Pazartesiye kadar bitirebilir misin?
- Tom did the same thing I did on Monday evening.
- Tom da Pazartesi akşamı benim yaptığımın aynısını yaptı.
- I'll be in Boston until Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olacağım.
- Tom will be coming back Monday.
- Tom Pazartesi dönecek.
- Tom has scheduled a meeting for next Monday.
- Tom gelecek Pazartesi için bir toplantı ayarladı.
- Tom isn't likely to be in Boston next Monday.
- Tom muhtemelen gelecek pazartesi Boston'da olmayacak.
- Why wait until Monday?
- Neden pazartesiye kadar bekleyelim?
- I have to be here until Monday.
- Pazartesiye kadar burada olmalıyım.
- We played golf last Monday.
- Geçen pazartesi golf oynadık.
- Tom will stay in Boston until Monday.
- Tom pazartesiye kadar Boston'da kalacak.
- Tom wasn't at school last Monday.
- Tom geçen pazartesi okulda değildi.
- I'm going to Boston on Monday.
- Pazartesi Boston'a gidiyorum.
- I must leave on Monday.
- Pazartesi gitmeliyim.
- I wake up late on Sundays, and I wake up early from Monday to Saturday.
- Pazar günleri geç uyanırım ve pazartesiden cumartesiye erken kalkarım.
- Tom and Mary are having a dinner party Monday evening.
- Tom ve Mary pazartesi akşamı yemekli bir parti veriyorlar.
- Monday was a hot day.
- Pazartesi sıcak bir gündü.
- Tom does that every day but Monday.
- Tom pazartesi hariç bunu her gün yapar.
- We have to be there Monday.
- Pazartesi orada olmalıyız.
- I'm resigning on Monday.
- Pazartesi istifa ediyorum.
- You must have the report done by Monday.
- Raporu pazartesiye kadar bitirmelisin.
- The trial will continue Monday.
- Duruşma pazartesi günü devam edecek.
- It's still Monday.
- Hâlâ pazartesi.
- You have until Monday to do that.
- Pazartesiye kadar onu yapmak zorundasın.
- Next Monday is a holiday.
- Önümüzdeki pazartesi tatil.
- Tom is probably going to be back by Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi dönecek.
- I know it's hard to find the time, but could you proofread this for me before next Monday?
- Zaman bulmanın zor olduğunu biliyorum ama önümüzdeki pazartesiden önce bunu benim için düzeltebilir misin?
- You should receive the letter by next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar mektubu almalısın.
- Classes will resume Monday.
- Dersler pazartesi günü devam edecektir.
- How can we get this done by Monday evening?
- Bunu pazartesi akşamına kadar nasıl bitirebiliriz?
- I'll be seeing Tom again next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom'u tekrar göreceğim.
- Tom's trial resumes Monday.
- Tom'un davası Pazartesi günü devam ediyor.
- Tom doesn't want to be in Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'da olmak istemiyor.
- Tom didn't want to work last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü çalışmak istemedi.
- I'm always bored on Monday evenings.
- Ben pazartesi akşamları hep sıkkınımdır.
- I have Monday off.
- Pazartesi izinliyim.
- Tom announced his decision Monday.
- Tom kararını pazartesi günü açıkladı.
- I'll call Tom on Monday.
- Pazartesi Tom'u arayacağım.
- You need to register by Monday.
- Pazartesiye kadar kayıt yaptırmanız gerekiyor.
- Tom is coming this Monday.
- Tom bu pazartesi geliyor.
- I'm turning thirty next Monday.
- Gelecek pazartesi otuz yaşına giriyorum.
- Tom will be out of the office until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesiye kadar ofiste olmayacak.
- Tom didn't want to work last Monday.
- Tom geçen Pazartesi çalışmak istemedi.
- I told Tom to get home before Monday.
- Tom'a pazartesiden önce eve gitmesini söyledim.
- Let's make it Monday afternoon.
- Gelin şunu Pazartesi öğleden sonra yapalım.
- I spent Monday with her.
- Pazartesiyi onunla geçirdim.
- I have to come on Monday.
- Pazartesi gelmek zorundayım.
- Please get this work finished by Monday.
- Lütfen bu işi pazartesiye kadar hallet.
- Didn't you have a test last Monday?
- Geçen pazartesi sınavın yok muydu?
- This spring, I plan to start taking Mondays off.
- Bu bahar, pazartesi günleri işten izin almaya başlamayı planlıyorum.
- Can you help me Monday afternoon?
- Pazartesi öğleden sonra bana yardım edebilir misiniz?
- Tom has been here since Monday.
- Tom pazartesi gününden beri burada.
- After Sunday comes Monday.
- Pazar'dan sonra Pazartesi geliyor.
- We'll talk with him on Monday.
- Onunla pazartesi konuşacağız.
- Monday will probably be a cold day.
- Pazartesi günü muhtemelen soğuk bir gün olacak.
- There's no way we can get this done by next Monday.
- Bunu gelecek pazartesiye kadar halletmemizin imkanı yok.
- Tom had surgery last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü ameliyat oldu.
- I promise I'll come by to see you on Monday.
- Söz veriyorum, pazartesi seni görmeye geleceğim.
- I hadn't expected us to speak so much about love this Monday morning.
- Bu pazartesi sabahı aşk hakkında bu kadar çok şey konuşmamızı beklememiştim.
- We won't be able to get back to Boston until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar Boston'a dönemeyeceğiz.
- Tom is likely to leave next Monday.
- Tom muhtemelen gelecek Pazartesi yola çıkacak.
- Our class is going on a field trip next Monday.
- Sınıfımız önümüzdeki pazartesi geziye gidiyor.
- Tom is likely to want to stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesiye kadar kalmak isteyecektir.
- Shops are open from Monday to Saturday.
- Dükkanlar pazartesiden cumartesiye kadar açık.
- Tom hasn't been here since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri burada değildi.
- Tom has an important decision to make before next Monday.
- Tom'un gelecek pazartesiden önce vermesi gereken önemli bir karar var.
- I won't be home next Monday.
- Gelecek pazartesi evde olmayacağım.
- Tom told me we didn't have to go to school next Monday.
- Tom bana önümüzdeki pazartesi günü okula gitmek zorunda olmadığımı söyledi.
- Tom says Mary will likely die before Monday.
- Tom, Mary'nin muhtemelen pazartesiden önce öleceğini söylüyor.
- I can't leave Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar Boston'dan ayrılamam.
- Why don't we meet on Monday?
- Neden pazartesi buluşmuyoruz?
- I have a date on Monday.
- Benim de pazartesi randevum var.
- I don't need to work next Monday.
- Gelecek pazartesi çalışmam gerekmiyor.
- Do you think you can finish doing that by Monday?
- Sence pazartesi gününe kadar onu yapmayı bitirebilir misin?
- I saw you with her last Monday.
- Seni geçen pazartesi onunla gördüm.
- Monday is trash day.
- Pazartesi çöp günüdür.
- Monday is a hard day.
- Pazartesi zor bir gün.
- I will be here from Monday to Thursday.
- Pazartesi'den Perşembe'ye kadar burada olacağım.
- Tom can't leave Boston until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar Boston'dan ayrılamaz.
- Can we do it before Monday?
- Bunu pazartesiden önce yapabilir miyiz?
- What's your favorite TV show on Monday evening?
- Pazartesi akşamı en sevdiğiniz TV programı hangisi?
- My uncle comes back from America next Monday.
- Amcam önümüzdeki Pazartesi Amerika'dan dönüyor.
- Tom doesn't like Mondays.
- Tom pazartesileri sevmiyor.
- Tom is probably going to leave next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki Pazartesi gidecek.
- It's possible that I might be in Boston next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi Boston'da olmam mümkün.
- Tom will talk to us on Monday.
- Tom bizimle pazartesi konuşacak.
- We'll stay here until Monday.
- Pazartesiye kadar burada kalacağız.
- I've been here since last Monday.
- Geçen pazartesiden beri buradayım.
- Last Monday, Tom and I ate lunch together.
- Geçen pazartesi, Tom ve ben birlikte öğle yemeği yedik.
- Tom left Boston early Monday morning.
- Tom Pazartesi sabahı erkenden Boston'dan ayrıldı.
- Tom looked fine Monday.
- Tom Pazartesi günü iyi görünüyordu.
- I'm afraid I can't come on Monday.
- Korkarım pazartesi gelemeyeceğim.
- Tom said he got back home on Monday.
- Tom eve pazartesi döneceğini söyledi.
- He came on Monday and went back the day after.
- Pazartesi gelip ertesi gün döndü.
- Is the mid-autumn festival on Monday this year?
- Sonbahar ortası festivali bu yıl pazartesi mi?
- I have to do that before Monday.
- Pazartesiden önce bunu yapmak zorundayım.
- Tom told me we didn't have to go to school next Monday.
- Tom bana gelecek pazartesi okula gitmek zorunda olmadığımızı söyledi.
- I hope you will return it by Monday.
- Pazartesiye kadar onu iade edeceğini umuyorum.
- I need to speak with you urgently before you leave for your trip next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi gezin için ayrılmadan önce acilen seninle konuşmam gerekiyor.
- Where did you go last Monday?
- Geçen pazartesi nereye gittin?
- Tom will be with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesiye kadar bizimle olacak.
- See you Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- We'll see you Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- I wasn't here on Monday.
- Pazartesi burada değildim.
- We are leaving Narita next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi Narita'dan ayrılıyoruz.
- I've asked Tom to babysit for us on Monday night.
- Tom'dan Pazartesi akşamı bize bakıcılık yapmasını istedim.
- Tom flew to Boston last Monday.
- Tom geçen pazartesi Boston'a uçtu.
- Tomorrow is Monday.
- Yarın pazartesidir.
- The inspector arrived at the school late on Monday morning.
- Müfettiş pazartesi sabahı okula geç geldi.
- Tom wasn't home last Monday evening.
- Tom geçen pazartesi akşamı evde değildi.
- He often cuts classes on Monday and Saturday.
- Derslerini genellikle Pazartesi ve Cumartesi günleri asıyor.
- I'm meeting Tom next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Tom'la buluşuyorum.
- Let us know by next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar bize haber ver.
- Tom won't likely be in Boston next Monday.
- Tom muhtemelen gelecek pazartesi Boston'da olmayacak.
- Tom won't get home until Monday.
- Tom pazartesiye kadar eve gitmeyecek.
- Jury selection begins Monday.
- Jüri seçimi pazartesi günü başlıyor.
- I wake up late on Sundays, and I wake up early from Monday to Saturday.
- Pazar günleri geç uyanırım ve pazartesiden cumartesiye kadar erken uyanırım.
- We'll find out Monday.
- Pazartesi öğreneceğiz.
- Tom drove to Boston last Monday.
- Tom geçen pazartesi Boston'a gitti.
- I won't be home next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi evde olmayacağım.
- Tom called Mary Monday evening.
- Tom pazartesi akşamı Mary'yi aradı.
- Tom called me last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü beni aradı.
- The shooting occurred Monday morning.
- Silahlı saldırı pazartesi sabahı meydana geldi.
- Tom started working on that last Monday.
- Tom geçen Pazartesi bunun üzerinde çalışmaya başladı.
- I'll be in Boston until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar Boston'da olacağım.
- Classes start on Monday.
- Dersler pazartesi başlıyor.
- It is Monday today.
- Bugün Pazartesi.
- You're lucky it's not Monday.
- Pazartesi olmadığı için şanslısın.
- I spent Monday with them.
- Pazartesi gününü onlarla geçirdim.
- Tom can't leave Boston until next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar Boston'dan ayrılamaz.
- Tom won't be in Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'da olmayacak.
- Tom asked me if I would be free next Monday afternoon.
- Tom bana önümüzdeki Pazartesi öğleden sonra boş olup olmadığımı sordu.
- I didn't work last Monday.
- Geçen pazartesi çalışmadım.
- Tom started working for us last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü bizim için çalışmaya başladı.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye anlatmayalım.
- Monday definitely isn't my favourite day of the week.
- Pazartesi kesinlikle haftanın en sevdiğim günü değil.
- When were you planning on telling Tom that he has to work late on Monday?
- Tom'a pazartesi geç saate kadar çalışması gerektiğini ne zaman söylemeyi planlıyordun?
- Tom talked to Mary Monday afternoon.
- Tom Mary'yle pazartesi öğleden sonra konuştu.
- Was your mother busy last Monday?
- Anneniz geçen Pazartesi meşgul müydü?
- Where was Tom last Monday?
- Tom geçen pazartesi neredeydi?
- I'll be back on Monday.
- Pazartesi geri gelirim.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi geziye gitti.
- The party's Monday.
- Parti pazartesi.
- The ticket is good through Monday.
- Biletin pazartesine kadar süresi var.
- Tom won't be home on Monday.
- Tom pazartesi evde olmayacak.
- Tom should wait until Monday.
- Tom pazartesi gününe kadar beklemeli.
- Monday will be a hot day.
- Pazartesi sıcak bir gün olacak.
- I don't have to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmak zorunda değilim.
- It's been raining since Monday.
- Pazartesi gününden beri yağmur yağıyor.
- The shop is open from Monday to Saturday.
- Mağaza Pazartesi'den Cumartesi'ye kadar açık.
- Tom thinks Mary won't be home on Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesi evde olmayacağını düşünüyor.
- He often cuts classes on Monday and Saturday.
- Pazartesi ve Cumartesi sık sık okulu asar.
- Do you think I can borrow your car next Monday?
- Sence gelecek pazartesi arabanı ödünç alabilir miyim?
- Tom will be back from Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'dan dönmüş olacak.
- Tom wants to stay with us until next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar bizimle kalmak istiyor.
- Tom doesn't like Mondays.
- Tom pazartesileri sevmez.
- Tom says he'll leave on Monday.
- Tom pazartesi gideceğini söyledi.
- Tom wants me to throw him a birthday party next Monday evening.
- Tom benim gelecek pazartesi akşamı onun için bir doğum günü partisi vermemi istiyor.
- Tom expects Mary to stay in Boston until Monday.
- Tom, Mary'nin pazartesiye kadar Boston'da kalmasını bekliyor.
- My last day of work was Monday.
- Son iş günüm pazartesiydi.
- Tom went to the park on Monday afternoon.
- Tom pazartesi öğleden sonra parka gitti.
- Monday's not good.
- Pazartesi iyi değil.
- Closing arguments will continue Monday.
- Kapanış konuşmaları Pazartesi günü devam edecek.
- That won't happen on Monday.
- Pazartesi de olmayacak.
- Tom will be with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi gününe kadar bizimle olacak.
- I can't go on Monday.
- Pazartesi gidemem.
- Tom died Monday at the age of 30.
- Tom Pazartesi günü 30 yaşında öldü.
- Classes start on Monday.
- Dersler, pazartesi başlıyor.
- Today's Monday, isn't it?
- Bugün pazartesi, değil mi?
- Tom and Mary are leaving Boston next Monday.
- Tom ve Mary önümüzdeki Pazartesi Boston'dan ayrılacaklar.
- Today is Monday, the sixteenth of October.
- Bugün Pazartesi, Ekim'in on altısı.
- Do you work on Monday?
- Pazartesi çalışıyor musun?
- I'm meeting them next Monday.
- Gelecek pazartesi onlarla buluşuyorum.
- You had better leave there on Monday.
- Pazartesi oradan ayrılsan iyi olur.
- Tom says he'll pay back all the money he owes me before Monday.
- Tom pazartesi gününden önce bana borçlu olduğu tüm parayı geri ödeyeceğini söylüyor.
- Tom got here on Monday.
- Tom buraya pazartesi geldi.
- Tom is probably going to get home next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki Pazartesi eve dönecek.
- We have to figure out a way to get this job finished by Monday.
- Bu işi pazartesiye kadar bitirtmek için bir yol bulmalıyız.
- I'll see you on Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- Tom is planning to stay with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesiye kadar bizimle kalmayı planlıyor.
- Tom will do that next Monday.
- Tom gelecek pazartesi onu yapacak.
- I saw Tom last Monday walking in the park with Mary.
- Geçen pazartesi parkta Tom'u Mary ile birlikte yürürken gördüm.
- I'll see you next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi görüşürüz.
- Tom will be thirty on Monday.
- Tom pazartesi 30 yaşında olacak.
- I'll go on Monday.
- Pazartesi gideceğim.
- Tom suggested that the meeting be postponed until next Monday.
- Tom toplantının gelecek pazartesiye ertelenmesini önerdi.
- I'll be there by Monday.
- Pazartesi orada olacağım.
- Last Monday was a holiday, so the banks were closed.
- Geçen Pazartesi tatildi, bu yüzden bankalar kapalıydı.
- Tom has to do that before Monday.
- Tom bunu pazartesiden önce yapmak zorunda.
- I'm aware that this is Monday.
- Bunun pazartesi olduğunun farkındayım.
- Yesterday was Friday; the day after tomorrow is Monday.
- Dün cumaydı; yarından sonra pazartesidir.
- Tom had a party at his place Monday evening.
- Tom'un pazartesi akşamı evinde bir parti vardı.
- Tom has been in Boston since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri Boston'da.
- Where are you going on Monday?
- Pazartesi nereye gidiyorsun?
- Tom isn't coming back on Monday.
- Tom pazartesi dönmeyecek.
- Classes will resume Monday.
- Dersler pazartesi devam edecek.
- I might go see Tom on Monday.
- Pazartesi Tom'u görmeye gidebilirim.
- It's Monday and it's sunny.
- Pazartesi ve güneşli.
- I gave him Monday off.
- Ona pazartesi izni verdim.
- It's Monday today.
- Bugün pazartesi.
- My uncle comes back from America next Monday.
- Amcam gelecek Pazartesi Amerika'dan dönecek.
- I'll get home next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi eve gideceğim.
- I don't think Tom was home on Monday.
- Tom'un pazartesi evde olduğunu sanmıyorum.
- Tom said he'd be back on Monday.
- Tom pazartesi döneceğini söyledi.
- Tomorrow is Monday.
- Yarın pazartesi.
- I work from Monday through Saturday.
- Pazartesi'den Cumartesi'ye kadar çalışıyorum.
- You can come on Monday instead.
- Pazartesi gelebilirsin.
- We're flying to Boston on Monday.
- Pazartesi Boston'a uçuyoruz.
- I'm going to Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'a gidiyorum.
- My last day of work will be Monday.
- Son iş günüm pazartesi olacak.
- Monday was so hectic.
- Pazartesi çok telaşlıydı.
- I won't be home next Monday.
- Bir sonraki pazartesi evde olmayacağım.
- You know Mondays are hard for me.
- Pazartesilerin benim için zor olduğunu biliyorsun.
- Monday was no different.
- Pazartesi de farklı değildi.
- It's Monday tomorrow so Ken might come.
- Yarın pazartesi, Ken gelebilir.
- I have a violin lesson on Monday.
- Pazartesi keman dersim var.
- Tom departed last Monday.
- Tom geçen pazartesi ayrıldı.
- I'm turning thirty next Monday.
- Gelecek pazartesi 30 yaşıma giriyorum.
- Let's do that Monday afternoon.
- Onu pazartesi öğleden sonra yapalım.
- It's possible that I might be in Boston next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Boston'da olabilmem mümkün.
- Tom will quit on Monday.
- Tom pazartesi istifa edecek.
- Tom will be out of town until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar şehir dışında olacak.
- My new job begins on Monday.
- Yeni işim pazartesi başlıyor.
- Will I be able to see you next Monday?
- Gelecek pazartesi seni görebilecek miyim?
- He suggested that the meeting be put off till Monday.
- Toplantının Pazartesi gününe ertelenmesini önerdi.
- Tom isn't going to do that until Monday.
- Tom bunu pazartesiye kadar yapmayacak.
- Reports are due next Monday.
- Raporların, gelecek Pazartesi teslim edilmesi gerek.
- Monday mornings make me really grouchy.
- Pazartesi sabahları beni gerçekten huysuz yapıyor.
- I'm always bored on Monday evenings.
- Pazartesi akşamları hep sıkılırım.
- School will start next Monday.
- Okul önümüzdeki pazartesi başlayacak.
- Did you tell Tom who you met last Monday?
- Tom'a geçen pazartesi kiminle tanıştığını söyledin mi?
- I have to be in Boston by Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olmalıyım.
- My last day was Monday.
- Son günüm pazartesi idi.
- School will start next Monday.
- Okul gelecek pazartesi başlayacak.
- Do you have Monday off?
- Pazartesi izinli misin?
- I have to write a ten-page paper by next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar on sayfalık rapor yazmak zorundayım.
- I'll go there on Monday, too.
- Ben de pazartesi oraya gideceğim.
- Do you remember what you did last Monday?
- Geçen pazartesi ne yapmıştın, anımsıyor musun?
- One way or another, we have to get this job finished by Monday.
- Öyle ya da böyle, bu işi pazartesiye kadar bitirmek zorundayız.
- Tom assured us that he'll have that done before Monday.
- Tom bunu pazartesiden önce halledeceğine dair bize güvence verdi.
- Tom wasn't home Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra Tom evde değildi.
- I'm afraid we can't go on Monday.
- Korkarım pazartesi gidemeyiz.
- This work must be finished by Monday.
- Bu iş Pazartesiye kadar bitirilmeli.
- Tom is likely to leave next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki pazartesi günü ayrılacak.
- We have to be there Monday.
- Pazartesi orada olmak zorundayız.
- We're going to visit Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom'u ziyaret edeceğiz.
- Do you think I can borrow your car next Monday?
- Sence önümüzdeki pazartesi arabanı ödünç alabilir miyim?
- I hope Tom isn't home on Monday.
- Umarım Tom pazartesi evde olmaz.
- You're lucky it's not Monday.
- Şanslısın ki bugün pazartesi değil.
- Monday's not good.
- Pazartesi iyi değildir.
- We work every day but Monday.
- Pazartesi hariç her gün çalışıyoruz.
- Tom is going to have a birthday party for Mary Monday evening.
- Tom Pazartesi akşamı Mary için bir doğum günü partisi düzenleyecek.
- Where were you last Monday?
- Geçen pazartesi neredeydin?
- Tom will be away until Monday.
- Tom pazartesiye kadar burada olmayacak.
- Tom has been sick in bed since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri hasta yatıyor.
- I asked Tom to do that on Monday.
- Tom'dan onu pazartesi yapmasını istedim.
- Tickets will go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkar.
- I'll see you next Monday.
- Gelecek pazartesi görüşürüz.
- I almost never work on Monday.
- Pazartesi neredeyse hiç çalışmam.
- Next Monday would be a good time for you to visit.
- Gelecek pazartesi ziyaret etmeniz için iyi bir zaman olacaktı.
- I'm supposed to be in Boston next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Boston'da olmam gerekiyor.
- The lesson will begin on Monday.
- Ders pazartesi başlayacak.
- Dan will give Linda the keys Monday.
- Dan, Linda'ya anahtarları Pazartesi günü verecek.
- Monday was a busy day.
- Pazartesi yoğun bir gündü.
- I agreed to meet Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom'la görüşmeyi kabul ettim.
- I'm sure Tom will be home on Monday.
- Tom'un pazartesi evde olacağına eminim.
- Tom will be released Monday.
- Tom pazartesi günü serbest bırakılacak.
- Tom isn't coming back till Monday.
- Tom pazartesiye kadar dönmeyecek.
- I can't do that until next Monday.
- Onu gelecek pazartesi gününe kadar yapamam.
- I don't know when, but it's likely to happen before next Monday.
- Ben ne zaman olacağını bilmiyorum ama muhtemelen gelecek pazartesiden önce olacak.
- Tom wasn't home Monday afternoon.
- Tom pazartesi öğleden sonra evde değildi.
- I've got to get back home before Monday.
- Pazartesiden önce eve dönmeliyim.
- Since tomorrow's Monday, Ken will probably come.
- Yarın pazartesi olduğu için Ken muhtemelen gelecek.
- Tom is going to leave next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gidecek.
- He'll be back by Monday morning at the latest.
- En geç pazartesi sabahına kadar geri dönecek.
- Tom was arrested last Monday.
- Tom geçen pazartesi tutuklandı.
- Monday will be a busy day.
- Pazartesi yoğun bir gün olacak.
- What did you do last Monday?
- Geçen pazartesi ne yaptın?
- The trial will continue Monday.
- Dava pazartesi günü devam edecek.
- We've decided to postpone the meeting till next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar toplantıyı ertelemeye karar verdik.
- I worked on Sunday, so I had Monday off.
- Pazar günü çalıştığım için pazartesi izinliydim.
- The inspector arrived at the school late on Monday morning.
- Müfettiş Pazartesi sabahı geç saatlerde okula geldi.
- Tickets go on sale next Monday.
- Biletler önümüzdeki pazartesi satışa çıkacak.
- Monday wasn't a good day for Tom.
- Pazartesi Tom için iyi bir gün değildi.
- I think I can complete the project by Monday afternoon.
- Sanırım projeyi pazartesi öğleden sonraya kadar tamamlayabilirim.
- Dan will give Linda the keys Monday.
- Dan pazartesi günü anahtarları Linda'ya verecek.
- My last day will be Monday.
- Son günüm Pazartesi olacak.
- I'll talk to Tom on Monday.
- Pazartesi Tom'la konuşacağım.
- Tom is probably going to be back by Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi gününe kadar geri dönecek.
- Why don't we set up a meeting for Monday.
- Neden pazartesi için bir toplantı ayarlamıyoruz?
- Tom and Mary are leaving Boston next Monday.
- Tom ve Mary önümüzdeki pazartesi Boston'dan ayrılıyor.
- Snow is predicted Monday afternoon.
- Kar pazartesi öğleden sonra öngörülüyor.
- He will be back by Monday at the latest.
- En geç pazartesi dönecek.
- Tom accepted the position Monday.
- Tom pazartesi günü pozisyonu kabul etti.
- I don't need to go back to Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesi gününe kadar Boston'a gitmem gerekmiyor.
- Tom died Monday morning.
- Tom pazartesi sabahı öldü.
- Monday will probably be a cold day.
- Pazartesi muhtemelen soğuk bir gün olacak.
- I should wait until Monday.
- Pazartesiye kadar beklemeliydim.
- I expect to be back next Monday.
- Gelecek Pazartesi dönmeyi umuyorum.
- Tom died last Monday evening.
- Tom geçen pazartesi akşamı öldü.
- I may be able to come to your office Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra ofisinize gelebilirim.
- A year ago Monday, Tom moved to Boston.
- Bir yıl önce Pazartesi günü, Tom Boston'a taşındı.
- Tom will play golf next Monday with Mary.
- Tom gelecek pazartesi Mary ile golf oynayacak.
- Tom is going to be with us until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesiye kadar bizimle olacak.
- Let us know your decision by next Monday.
- Kararınızı önümüzdeki Pazartesi gününe kadar bize bildirin.
- Tom says Mary will likely die before Monday.
- Tom, Mary'nin muhtemelen pazartesi gününden önce öleceğini söylüyor.
- After Sunday comes Monday.
- Pazardan sonra pazartesi gelir.
- I won't see Tom again until Monday.
- Tom'u pazartesiye kadar bir daha görmeyeceğim.
- Tom will stay home on Monday.
- Tom pazartesi evde kalacak.
- This needs to be done by Monday.
- Bu, pazartesiye kadar yapılmalı.
- I'll be ready by Monday.
- Pazartesiye kadar hazır olurum.
- Ticket sales will begin Monday.
- Bilet satışları Pazartesi başlayacak.
- Tom probably thought I could stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesiye kadar kalabileceğimi düşünüyordu.
- I almost never work on Monday.
- Neredeyse hiç pazartesi çalışmam.
- School starts next Monday.
- Okul önümüzdeki Pazartesi başlıyor.
- Let's schedule a meeting for next Monday.
- Gelecek pazartesi için bir toplantı ayarlayalım.
- We won't be in Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar Boston'da olmayacağız.
- We'll talk with them on Monday.
- Onlarla pazartesi konuşacağız.
- The last time I spoke to Tom was last Monday.
- Tom'la en son geçen Pazartesi konuştum.
- Next Monday would be a good time to do that.
- Gelecek pazartesi onu yapmak için iyi bir zaman olacaktı.
- I'll see you on Monday in Boston.
- Pazartesi Boston'da görüşürüz.
- Tom departed last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü ayrıldı.
- Tom said he called Mary Monday evening.
- Tom Pazartesi akşamı Mary'yi aradığını söyledi.
- Tom's going to Boston on Monday.
- Tom pazartesi Boston'a gidiyor.
- I don't need to work on Monday.
- Pazartesi çalışmama gerek yok.
- Mondays are open mike nights.
- Pazartesi günleri açık mikrofon geceleridir.
- I work from Monday through Saturday.
- Pazartesiden cumartesiye kadar çalışırım.
- I have an exam on Monday.
- Pazartesi bir sınavım var.
- I'm supposed to be in Australia next Monday.
- Gelecek pazartesi Avustralya’da olmam gerekiyor.
- Tom has been sick since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri hasta.
- Just make sure you get this done by Monday.
- Pazartesiye kadar hallettiğinden emin ol yeter.
- I wrote that last Monday evening.
- Bunu geçen pazartesi akşamı yazdım.
- Do it Monday.
- Pazartesi yap.
- Tom is going to stay in Boston until Monday.
- Tom Pazartesi gününe kadar Boston'da kalacak.
- Do you really want to stay until Monday?
- Gerçekten pazartesiye kadar kalmak istiyor musun?
- They can come on Monday or Tuesday, but not on Wednesday or Thursday.
- Onlar çarşamba veya perşembe günü değil pazartesi veya salı günü gelebilirler.
- Tom told me he could come on any day but Monday.
- Tom bana Pazartesi hariç herhangi bir gün gelebileceğini söyledi.
- I'll be free all day Monday.
- Pazartesi bütün gün boş olacağım.
- I saw you with him last Monday.
- Geçen pazartesi seni onunla birlikte gördüm.
- Ticket sales will begin Monday.
- Bilet satışları pazartesi günü başlayacak.
- Tom was arrested Monday afternoon.
- Tom pazartesi öğleden sonra tutuklandı.
- We came back on Monday.
- Pazartesi geri döndük.
- Give me the report on Monday.
- Pazartesi bana raporu verin.
- What do you do on Monday?
- Pazartesi ne yapıyorsun?
- I can't help you next Monday, but I can help you the Monday after next.
- Gelecek Pazartesi sana yardım edemem, ama sonraki Pazartesi yardım edebilirim.
- I saw you with her last Monday.
- Geçen pazartesi seni onunla birlikte gördüm.
- The committee will meet next Monday.
- Komite önümüzdeki pazartesi toplanacak.
- Tom almost never works on Monday.
- Tom pazartesi neredeyse hiç çalışmaz.
- The homework is due next Monday.
- Ödev gelecek Pazartesi teslim edilecek.
- Jury deliberations will begin Monday.
- Jüri müzakereleri pazartesi günü başlayacak.
- Tom died Monday afternoon.
- Tom Pazartesi öğleden sonra öldü.
- I love Monday!
- Pazartesi'yi seviyorum!
- I can't guarantee we'll be able to get the job done by next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar işi bitirebileceğimizi garanti edemem.
- I can get it done by Monday.
- Pazartesiye kadar halledebilirim.
- Tom is going to be here until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi gününe kadar burada olacak.
- Tom was arrested Monday evening.
- Tom Pazartesi akşamı tutuklandı.
- I suggest you do that before Monday.
- Bunu pazartesi gününden önce yapmanı öneririm.
- I can't leave Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesine kadar Boston'dan ayrılamam.
- Snow is predicted Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra kar bekleniyor.
- I'll be here by Monday.
- Pazartesi burada olacağım.
- I saw Tom on Monday.
- Tom'u pazartesi gördüm.
- I'll see you next Monday.
- Haftaya pazartesi görüşürüz.
- The announcement was made Monday.
- Duyuru pazartesi günü yapıldı.
- What are you doing next Monday?
- Gelecek pazartesi ne yapıyorsun?
- I have to write a ten-page paper by next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar on sayfalık bir ödev yazmam gerekiyor.
- Monday is Tom's thirtieth birthday.
- Pazartesi Tom'un 30. doğum günü.
- Tom went out Monday.
- Tom pazartesi dışarı çıktı.
- Layla's body was found Monday morning.
- Layla'nın cesedi pazartesi sabahı bulundu.
- Tom came on Monday and went back home the following day.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün eve döndü.
- Monday will likely be a windy day.
- Pazartesi muhtemelen rüzgarlı bir gün olacak.
- I might be busy on Monday.
- Pazartesi meşgul olabilirim.
- I took Monday off.
- İş yerinden pazartesi izin aldım.
- We'll have a French test next Monday.
- Gelecek pazartesi Fransızca sınavımız var.
- Can you stay till Monday?
- Pazartesiye kadar kalabilir misin?
- Tom said that he wasn't at home last Monday.
- Tom geçen Pazartesi evde olmadığını söyledi.
- I'll leave next Monday.
- Gelecek pazartesi gideceğim.
- The supermarket is open Monday through Saturday.
- Süpermarket pazartesiden cumartesiye kadar açıktır.
- Tom will do that next Monday.
- Tom bunu gelecek pazartesi yapacak.
- Tom started working for us last Monday.
- Tom geçen pazartesi bizim için çalışmaya başladı.
- Tom came on Monday and went back the day after.
- Tom pazartesi geldi ve ertesi gün geri gitti.
- Tom said he called Mary Monday evening.
- Tom pazartesi akşamı Mary'yi arayacağını söyledi.
- Tom may be in Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Boston'da olabilir.
- Monday's protests were mostly peaceful.
- Pazartesi günkü protestolar çoğunlukla barışçıldı.
- Tom is going to come to Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi günü Boston'a gelecek.
- I'll call Tom Monday evening.
- Pazartesi akşamı Tom'u arayacağım.
- Today, it's Monday.
- Bugün pazartesi.
- I have to be back in Boston by Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olmalıyım.
- The examination begins next Monday.
- Sınav önümüzdeki Pazartesi günü başlayacak.
- It's not Monday.
- Pazartesi değil.
- Monday is my busiest day.
- Pazartesi benim en yoğun günüm.
- I spent Monday with them.
- Pazartesiyi onlarla geçirdim.
- I gave Tom Monday off.
- Tom'a pazartesi izin verdim.
- The last time I saw Tom was Monday morning.
- Tom'u son gördüğümde pazartesi sabahıydı.
- October 20, 2014 was a Monday.
- 20 Ekim 2014 Pazartesi günüydü.
- Jury deliberations will begin Monday.
- Jüri müzakereleri Pazartesi başlayacak.
- I'll be free all Monday afternoon.
- Pazartesi bütün öğleden sonra serbest olacağım.
- Tickets are $30 per person and must be purchased by Monday.
- Biletler kişi başı 30 dolardır ve pazartesi gününe kadar satın alınmalıdır.
- Today is Monday.
- Bugün pazartesi.
- Tom said he'd call Mary Monday evening.
- Tom pazartesi akşamı Mary'yi arayacağını söyledi.
- My friend told me that this coming Monday an exhibition about Spanish history is opening.
- Arkadaşım önümüzdeki pazartesi İspanyol tarihiyle ilgili bir sergi açılacağını söyledi.
- Tom will be sentenced Monday.
- Tom pazartesi günü mahkum olacak.
- Tom stayed at home all day Monday.
- Tom pazartesi bütün gün evde kaldı.
- I made dinner for Tom Monday night.
- Pazartesi akşamı Tom için yemek hazırladım.
- I hate Mondays.
- Pazartesilerden nefret ediyorum.
- The registration deadline is noon Monday.
- Son başvuru tarihi Pazartesi öğlen.
- Tom was in rare form Monday.
- Tom Pazartesi günü nadir görülen bir formdaydı.
- I hadn't expected us to speak so much about love this Monday morning.
- Bu Pazartesi sabahı aşk hakkında bu kadar çok konuşacağımızı beklemiyordum.
- Tom told me he was going to be on the road until next Monday.
- Tom bana gelecek pazartesiye kadar yolda olacağını söyledi.
- Monday will likely be a rainy day.
- Pazartesi muhtemelen yağmurlu bir gün olacak.
- I don't need to work next Monday.
- Gelecek pazartesi çalışmama gerek yok.
- Tom will be at work Monday.
- Tom pazartesi işte olacak.
- We work every day except Monday.
- Pazartesi hariç her gün çalışıyoruz.
- That may happen Monday.
- Bu pazartesi olabilir.
- Tom should be able to get it done by Monday.
- Tom bu işi pazartesiye kadar halledebilir.
- I'll be free all Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra boş olacağım.
- Tom will be back by Monday.
- Tom pazartesiye kadar dönecek.
- I'm meeting her next Monday.
- Gelecek pazartesi onunla buluşuyorum.
- Results will be announced Monday.
- Sonuçlar pazartesi günü ilan edilecek.
- Tom went out Monday.
- Tom Pazartesi günü dışarı çıktı.
- I hear Tom will come on Monday.
- Tom'un pazartesi geleceğini duydum.
- The last time I saw Tom was Monday morning.
- Tom'u en son pazartesi sabahı gördüm.
- I have to be in Boston next Monday to attend an important meeting.
- Önümüzdeki pazartesi önemli bir toplantıya katılmak için Boston'da olmak zorundayım.
- My last day was Monday.
- Son günüm pazartesiydi.
- Tom will stay here till next Monday.
- Tom gelecek pazartesine kadar burada kalacak.
- I wanted to visit Tom next Monday, but he said he was going to be busy, so I'm planning to visit him the Monday after next.
- Gelecek Pazartesi Tom'u ziyaret etmek istiyordum, ama meşgul olacağını söyledi, bu yüzden onu bir sonraki Pazartesi ziyaret etmeyi planlıyorum.
- She arrived at the town last Monday.
- Geçen pazartesi kasabaya geldi.
- I gave him Monday off.
- Ona pazartesi günü izin verdim.
- The filing deadline was Monday.
- Son başvuru tarihi pazartesiydi.
- Summer vacation begins next Monday.
- Yaz tatili önümüzdeki Pazartesi başlıyor.
- Tom was working on that last Monday.
- Tom geçen pazartesi onun üzerinde çalışıyordu.
- Was your mother busy last Monday?
- Annen geçen pazartesi meşgul müydü?
- The latest issue of the magazine will come out next Monday.
- Derginin son sayısı, önümüzdeki Pazartesi günü çıkacak.
- Tom might have to go to Boston next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi Boston'a gitmek zorunda olabilirim.
- Will you be eating out this Monday?
- Bu pazartesi dışarıda yemek yiyecek misin?
- Tom will come on Monday.
- Tom pazartesi gelecek.
- I didn't have to work last Monday.
- Geçen pazartesi çalışmak zorunda değildim.
- Tom said Mary passed away last Monday.
- Tom geçen pazartesi Mary'nin öldüğünü söyledi.
- Tom and Mary flew to Boston last Monday.
- Tom ve Mary geçen Pazartesi Boston'a uçtular.
- We all agreed to meet here again next Monday.
- Gelecek pazartesi yine burada buluşmaya karar verdik.
- Tom had surgery last Monday.
- Tom geçen pazartesi ameliyat oldu.
- Tom is going to be in Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Boston'da olacak.
- Tom said he wouldn't be back until Monday.
- Tom pazartesiye kadar dönmeyeceğini söyledi.
- I'm sure today is Monday.
- Bugünün pazartesi olduğundan eminim.
- We start classes next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi derslere başlıyoruz.
- I'm meeting Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom'la buluşacağım.
- He has been absent since last Monday.
- Geçen pazartesiden beri yok.
- We're not going to do that until Monday.
- Onu pazartesi gününe kadar yapmayacağız.
- I'm probably going to do that next Monday.
- Muhtemelen gelecek pazartesi bunu yapacağım.
- Tom asked me if I would be free next Monday afternoon.
- Tom bana gelecek pazartesi öğleden sonra boş olup olmadığımı sordu.
- Tom promised he'd be here on Monday.
- Tom pazartesi burada olacağına söz verdi.
- I hope to be back by Monday.
- Pazartesi günü dönmeyi umuyorum.
- Is today Monday?
- Bugün pazartesi mi?
- I must be in Boston on Monday.
- Pazartesi Boston'da olmalıyım.
- I can't wait until Monday.
- Pazartesiye kadar bekleyemem.
- Did you talk to them on Monday?
- Onlarla pazartesi konuştun mu?
- I had a terrific day on Monday.
- Pazartesi müthiş bir gün geçirdim.
- Tom's birthday is next Monday.
- Tom'un doğum günü gelecek pazartesi.
- Aren't you busy on Monday?
- Pazartesi yoğun değil misin?
- Tom should be in Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'da olmalı.
- Tom might go to Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi Boston'a gidebilir.
- Tom might have to go to Boston next Monday.
- Tom'un önümüzdeki Pazartesi Boston'a gitmesi gerekebilir.
- Tom said he planned to go Monday.
- Tom pazartesi günü gitmeyi planladığını söyledi.
- Monday follows Sunday.
- Pazartesi, pazarı takip eder.
- Tom didn't work last Monday.
- Tom geçen Pazartesi çalışmadı.
- I know what happened last Monday.
- Geçen pazartesi ne olduğunu biliyorum.
- I didn't have to work last Monday.
- Geçen pazartesi çalışmam gerekmiyordu.
- Where will you be on Monday?
- Pazartesi nerede olacaksın?
- I expect to be back next Monday.
- Önümüzdeki Pazartesi dönmeyi umuyorum.
- We have to figure out a way to get this job finished by Monday.
- Bu işi pazartesiye kadar tamamlamanın bir yolunu bulmalıyız.
- This must be done by Monday.
- Bu pazartesiye kadar yapılmalı.
- Tom is planning to stay here until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesiye kadar burada kalmayı planlıyor.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the seven days of the week.
- Pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi ve pazar haftanın yedi günüdür.
- Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday, Friday, Saturday and Sunday are the days of the week.
- Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar haftanın günleri.
- Tom started working here last Monday.
- Tom geçen pazartesi burada çalışmaya başladı.
- I won't do that until Monday.
- Bunu pazartesi gününe kadar yapmayacağım.
- Tom announced the decision Monday.
- Tom pazartesi günü kararı duyurdu.
- I can't do that until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar yapamam bunu.
- I want to stay in Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesi gününe kadar Boston'da kalmak istiyorum.
- Tom will leave next Monday.
- Tom gelecek pazartesi ayrılacak.
- Monday is a difficult day.
- Pazartesi günü zor bir gündür.
- It looks like I might have to go to Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'a gitmek zorunda kalabilirim gibi görünüyor.
- I spent Monday with Tom.
- Pazartesi gününü Tom'la geçirdim.
- The committee will meet next Monday.
- Komite gelecek pazartesi toplanacak.
- What are you doing next Monday?
- Önümüzdeki pazartesi ne yapıyorsun?
- Tom resigned last Monday.
- Tom geçen pazartesi istifa etti.
- That happened Monday afternoon at Tom's.
- Pazartesi öğleden sonra Tom'un evinde oldu.
- Tom is probably going to leave next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki pazartesi günü gidecek.
- You are to hand in your assignments by Monday.
- Ödevlerini Pazartesiye kadar teslim edeceksin.
- Schools will be closed on Monday.
- Pazartesi okullar kapalı olacak.
- Tom isn't likely to be in Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi Boston'da olmayacak.
- I'll be there on Monday.
- Pazartesi orada olacağım.
- How do you start your Monday?
- Pazartesiye nasıl başlıyorsun?
- Last Monday, Tom and Mary ate lunch together.
- Geçen Pazartesi, Tom ve Mary birlikte öğle yemeği yediler.
- The meeting will take place next Monday.
- Toplantı önümüzdeki Pazartesi günü gerçekleşecek.
- I took Monday off.
- Pazartesi izin aldım.
- Tom is going to come to Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'a gelecek.
- The ticket is good through Monday.
- Bilet pazartesiye kadar geçerli.
- Call me Monday morning to check on the status.
- Pazartesi sabahı durumu kontrol etmek için beni ara.
- Schools will be closed on Monday.
- Pazartesi okullar kapanacak.
- We have to get home before Monday.
- Pazartesiden önce eve gitmeliyiz.
- Tom said he would leave on Monday.
- Tom pazartesi gideceğini söyledi.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar kesinlikle bitireceğim.
- I hope to be back by Monday.
- Pazartesi dönmüş olmayı umuyorum.
- Maybe I can have this done by next Monday.
- Belki bunu gelecek pazartesiye kadar halledebilirim.
- Monday begins on Saturday.
- Pazartesi, cumartesi günü başlar.
- April 1st, 2013 is a Monday.
- 1 Nisan 2013, pazartesidir.
- Monday was a rainy day.
- Pazartesi yağmurlu bir gündü.
- Would you be willing to help me on Monday?
- Pazartesi bana yardım etmek ister miydin?
- We played golf last Monday.
- Biz geçen pazartesi golf oynadık.
- I can't meet you on Monday.
- Pazartesi buluşamayız.
- I should wait until Monday.
- Pazartesiye kadar beklemeliyim.
- Give me thirty dollars now and I'll pay you back Monday.
- Şimdi bana otuz dolar ver ve ben sana pazartesi günü geri ödeyeceğim.
- Tom is coming over Monday evening for dinner.
- Tom akşam yemeği için pazartesi akşamı geliyor.
- I spent Monday with him.
- Pazartesi gününü onunla geçirdim.
- Tom will get home on Monday, too.
- Tom da pazartesi eve dönecek.
- Schools will be closed on Monday.
- Okullar pazartesi kapalı olacak.
- Hand in your homework by next Monday.
- Ödevini gelecek pazartesiye kadar teslim et.
- I need to be in Boston next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi günü Boston'da olmam gerekiyor.
- I want to stay in Boston until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar Boston'da kalmak istiyorum.
- I need to speak with you urgently before you leave for your trip next Monday.
- Gelecek pazartesi yolculuğa çıkmadan önce seninle acilen konuşmam gerek.
- Monday will be a cold day.
- Pazartesi soğuk bir gün olacak.
- I plan to go to Boston next Monday to see Tom.
- Gelecek pazartesi Tom'u görmek için Boston'a gitmeyi planlıyorum.
- I won't be ready to do that until Monday.
- Onu pazartesiye kadar yapmak için hazır olmayacağım.
- I'll be there by Monday.
- Pazartesiye kadar orada olacağım.
- I'm very likely to be busy next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi çok meşgul olurum.
- School starts Monday.
- Okul pazartesi başlıyor.
- Please come on Monday.
- Lütfen pazartesi gel.
- I need to be home on Monday.
- Pazartesi evde olmam gerekiyor.
- It's on on Monday evenings at 9.
- Pazartesi akşamları 9'da.
- Tom died early Monday.
- Tom pazartesi günü erken saatlerde öldü.
- We can't finish this by Monday.
- Bunu pazartesiye kadar bitiremeyiz.
- Tom said he wouldn't be back until Monday.
- Tom pazartesi gününe kadar dönmeyeceğini söyledi.
- What'll you be doing next Monday?
- Gelecek pazartesi ne yapacaksın?
- The same thing happened Monday.
- Pazartesi de aynı şey oldu.
- Tom plans to be in Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Boston'da olmayı planlıyor.
- Were you busy last Monday?
- Geçen pazartesi meşgul müydün?
- Tom already has plans for Monday.
- Tom'un pazartesi için planları var.
- We're lucky it's not Monday.
- Pazartesi olmadığı için şanslıyız.
- Tom is usually home on Monday.
- Tom pazartesi genellikle evde.
- My new job starts Monday.
- Yeni işim pazartesi başlıyor.
- Both Tom and Mary's resignations were announced Monday.
- Tom ve Mary'nin istifaları pazartesi günü açıklandı.
- Next Monday would be a good time to do that.
- Gelecek pazartesi bunu yapmak için iyi bir zaman.
- I think it's important that we finish doing this before Monday.
- Bence bu işi pazartesiden önce bitirmemiz çok önemli.
- Tom promised that he'd be here on Monday.
- Tom pazartesi burada olacağına söz verdi.
- I'm here on both Mondays and Tuesdays.
- Pazartesi ve Salı günleri buradayım.
- I'll be here on Monday.
- Pazartesi burada olacağım.
- Where are you on Monday?
- Pazartesi neredesin?
- Tom will do that on Monday.
- Tom bunu pazartesi yapacak.
- Tom has been absent since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri yok.
- Next Monday is a holiday.
- Önümüzdeki pazartesi günü bir tatil.
- We've decided to postpone the meeting till next Monday.
- Toplantıyı gelecek pazartesiye ertelemeye karar verdik.
- I came on Monday.
- Pazartesi geldim.
- Tom has scheduled a meeting for next Monday.
- Tom gelecek Pazartesi için bir toplantı belirledi.
- I'd like to make a reservation for next Monday.
- Gelecek pazartesi için rezervasyon yaptırmak istiyorum.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir okul gezisine çıktı.
- Tom will be back from Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi Boston'dan dönecek.
- We won't be in Boston until Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olmayacağız.
- I didn't know Tom wanted to do that on Monday.
- Tom'un bunu pazartesi yapmak istediğini bilmiyordum.
- I don't know when, but it's likely to happen before next Monday.
- Ne zaman bilmiyorum ama muhtemelen önümüzdeki pazartesiden önce olacak.
- I need to finish writing this report by Monday.
- Pazartesi gününe kadar bu raporu yazmayı bitirmem gerekiyor.
- I thought it was Monday.
- Pazartesi olduğunu düşünüyordum.
- Tom has no idea where Mary goes on Monday evenings.
- Tom'un Mary'nin pazartesi akşamları nereye gittiği hakkında hiçbir fikri yok.
- I'll be here by Monday.
- Pazartesi gününe kadar burada olacağım.
- Tom helped Mary last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü Mary'ye yardım etti.
- We have to do that before Monday.
- Onu pazartesiden önce yapmak zorundayız.
- We're leaving Boston next Monday.
- Gelecek pazartesi Boston'dan ayrılıyoruz.
- Let's do that Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra yapalım.
- I look forward to my Mondays.
- Pazartesilerimi sabırsızlıkla bekliyorum.
- I wasn't planning to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmayı planlamıyordum.
- I have to do that by Monday.
- Pazartesiye kadar bunu yapmak zorundayım.
- Tom announced his retirement last Monday.
- Tom geçen pazartesi emekliliğini duyurdu.
- Tom said he planned to go Monday.
- Tom Pazartesi gitmeyi planladığını söyledi.
- Deliberations will continue Monday.
- Görüşmeler pazartesi günü devam edecek.
- Monday is trash day.
- Pazartesi çöp günü.
- Tom has until Monday to finish the report.
- Tom'un raporu bitirmek için pazartesiye kadar vakti var.
- This work has to be finished by Monday.
- Bu iş Pazartesiye kadar bitirilmeli.
- She arrived at the town last Monday.
- Geçen Pazartesi kente geldi.
- Tom doesn't have to work next Monday.
- Tom gelecek pazartesi çalışmak zorunda değil.
- Tom will be out of town until next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesiye kadar şehir dışında olacak.
- I stayed at home last Monday.
- Geçen pazartesi evde kaldım.
- Tom doesn't have to go to school next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi okula gitmek zorunda değil.
- Tom said Mary passed away last Monday.
- Tom, Mary'nin geçen pazartesi öldüğünü söyledi.
- I thought it was Monday.
- Pazartesi olduğunu sanıyordum.
- I'm ready to start Monday.
- Pazartesiye başlamak için hazırım.
- The auction ends Monday.
- Açık artırma pazartesi sona eriyor.
- Let's not tell anybody until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimselere söylemeyelim.
- Next Monday and Tuesday are holidays.
- Önümüzdeki pazartesi ve salı tatil.
- Monday comes after Sunday.
- Pazartesi, Pazar'dan sonra gelir.
- On Monday, I'm going to visit my sister in Boston.
- Pazartesi Boston'daki kız kardeşimi ziyaret edeceğim.
- I spent Monday with Tom.
- Pazartesiyi Tom'la geçirdim.
- I'll be with Tom on Monday.
- Pazartesi Tom'la birlikte olacağım.
- Tom will probably want to stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi gününe kadar kalmak isteyecektir.
- Tom died Monday in Boston.
- Tom pazartesi günü Boston'da öldü.
- One way or another, we have to get this job finished by Monday.
- Bir şekilde, pazartesiye kadar bu işi bitirtmeliyiz.
- I'll see you Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- I did that on Monday.
- Ben onu pazartesi yaptım.
- This has to be done by Monday.
- Pazartesiye kadar yapılmalı.
- I had to go to the dentist last Monday.
- Geçen pazartesi diş hekimine gitmek zorundaydım.
- Are you free on Monday?
- Pazartesi boş musun?
- I should be home on Monday.
- Pazartesi evde olmalıyım.
- See you on Monday.
- Pazartesi görüşürüz.
- Tom was buried Monday.
- Tom pazartesi gömüldü.
- I can't wait until Monday morning.
- Pazartesi sabahına kadar bekleyemem.
- I was hoping you'd be able to babysit for us next Monday evening.
- Gelecek pazartesi akşamı bebeğimize bakıcılık yapabileceğini umuyordum.
- Tom will be staying at the Hilton Hotel next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Hilton Otel'de kalacak.
- I had to go to the dentist last Monday.
- Geçen pazartesi dişçiye gitmem gerekti.
- I have to be in Boston by Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olmak zorundayım.
- Yesterday was Friday; the day after tomorrow is Monday.
- Dün cumaydı; yarından sonraki gün pazartesi.
- I'll finish this by Monday for sure.
- Bunu pazartesiye kadar bitireceğimden eminim.
- Is this really Monday?
- Bu gerçekten Pazartesi mi?
- I'll stay in Boston until Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da kalacağım.
- Monday follows Sunday.
- Pazardan sonra pazartesi gelir.
- Tom died early Monday morning.
- Tom pazartesi sabahının erken saatlerinde öldü.
- I'll do that next Monday.
- Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.
- I saw Tom last Monday walking in the park with Mary.
- Tom'u geçen pazartesi Mary ile parkta yürürken gördüm.
- Mary has been ill in bed since last Monday.
- Mary, geçen Pazartesi'den beri hasta yatıyor.
- Tom is going to Boston on Monday.
- Tom pazartesi Boston'a gidiyor.
- Tom has agreed to babysit the kids Monday evening.
- Tom Pazartesi akşamı çocuklara bakmayı kabul etti.
- Tom will probably want to stay until Monday.
- Tom muhtemelen pazartesiye kadar kalmak isteyecektir.
- Tom is coming next Monday.
- Tom gelecek pazartesi geliyor.
- You'd better leave there on Monday.
- Pazartesi oradan ayrılsan iyi olur.
- Your test papers must be handed in by Monday.
- Sınav kağıtların Pazartesiye kadar teslim edilmelidir.
- I saw you with Tom last Monday.
- Geçen pazartesi seni Tom'la gördüm.
- What are you doing for dinner Monday night?
- Pazartesi akşamı yemekte ne yapacaksın?
- The Diet will open next Monday.
- Meclis önümüzdeki Pazartesi günü açılacak.
- Next Monday would be a good time for you to visit.
- Gelecek Pazartesi ziyaret etmeniz için iyi bir zaman.
- Dust was blowing everywhere Monday.
- Pazartesi her yerde toz püskürüyordu.
- Tom has been missing since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri kayıp.
- Tom didn't need to work last Monday.
- Tom'un geçen pazartesi çalışmasına gerek yoktu.
- Give me the report on Monday.
- Raporu pazartesi ver.
- The deadline for the reports is next Monday.
- Raporların son teslim tarihi önümüzdeki Pazartesi.
- I'll bring it on Monday.
- Pazartesi getiririm.
- I've got to get back to Boston before Monday.
- Pazartesiden önce Boston'a dönmeliyim.
- Our next meeting will be next Monday.
- Bir sonraki görüşmemiz gelecek pazartesi olacak.
- I'm free every day but Monday.
- Pazartesi hariç her gün boşum.
- Monday will be interesting.
- Pazartesi ilginç olacak.
- I'm seeing her again on Monday.
- Pazartesi onu tekrar göreceğim.
- She has been sick in bed since last Monday.
- Geçen pazartesiden beri hasta yatıyor.
- Monday will be a windy day.
- Pazartesi rüzgarlı bir gün olacak.
- Tom doesn't need to come to work next Monday.
- Tom'un gelecek pazartesi işe gelmesine gerek yok.
- I've got to get back to Boston before Monday.
- Pazartesiden önce Boston'a geri dönmek zorundayım.
- Our next meeting will be next Monday.
- Sonraki toplantımız gelecek pazartesi.
- Tom almost never works on Monday.
- Tom neredeyse hiç pazartesi çalışmaz.
- Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.
- Deniz Günü, Temmuz ayının üçüncü Pazartesi günü kutlanan Japon ulusal bayramlarından biridir.
- I plan to stay at home all day Monday.
- Pazartesi günü bütün gün evde kalmayı planlıyorum.
- We plan to have a party for Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom için bir parti vermeyi planlıyoruz.
- It'll be difficult to complete this report by Monday.
- Pazartesiye kadar bu raporu tamamlamak zor olacak.
- Tom returns Monday.
- Topm Pazartesi dönüyor.
- I don't have to get home until Monday.
- Pazartesiye kadar eve gitmek zorunda değilim.
- Layla's body was found Monday morning.
- Leyla'nın cesedi pazartesi sabahı bulundu.
- Monday morning I was bitten by a dog.
- Pazartesi sabahı bir köpek tarafından ısırıldım.
- Tom is going to be here until next Monday.
- Tom gelecek pazartesiye kadar burada olacak.
- I'll be in Boston till Monday evening.
- Pazartesi akşamına kadar Boston'da olacağım.
- Tom is going to do that next Monday.
- Tom bunu önümüzdeki Pazartesi yapacak.
- I won't be paid until Monday.
- Pazartesiye kadar ödeme alamayacağım.
- Tom wasn't at school last Monday.
- Tom geçen pazartesi okula gelmedi.
- I have to be in Boston next Monday to attend an important meeting.
- Önümüzdeki Pazartesi önemli bir toplantıya katılmak için Boston'da olmam gerekiyor.
- Tom begged Mary to wait until Monday.
- Tom, Mary'ye pazartesiye kadar beklemesi için yalvardı.
- Tom might go to Boston next Monday.
- Tom gelecek pazartesi Boston'a gidebilir.
- Tom came on Monday and went back the day after.
- Tom, pazartesi geldi ve ertesi gün geri döndü.
- Tom was in Boston last Monday.
- Tom geçen pazartesi Boston'daydı.
- I have to pay this bill by Monday.
- Bu faturayı pazartesiye kadar ödemek zorundayım.
- This work has to be finished by Monday.
- Bu işin Pazartesiye kadar bitirilmesi gerekiyor.
- Our next meeting will be next Monday.
- Bir sonraki toplantımız gelecek Pazartesi.
- I was just there last Monday.
- Daha geçen pazartesi oradaydım.
- Tom's class went on a field trip last Monday.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi okul gezisine gitti.
- Come on Monday afternoon, if possible.
- Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gelin.
- This isn't a bad way to spend a Monday, right?
- Pazartesi gününü geçirmek için fena bir yol değil, değil mi?
- Mondays will never be the same again.
- Pazartesiler bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
- I'll meet Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom'la buluşacağım.
- Monday is my busiest day.
- Pazartesi benim en yoğun günümdür.
- I went fishing last Monday.
- Geçen Pazartesi balık tutmaya gittim.
- Both Tom and Mary's resignations were announced Monday.
- Hem Tom hem de Mary'nin istifaları pazartesi duyuruldu.
- We're friends since Monday.
- Biz pazartesi gününden beri arkadaşız.
- Tom said tomorrow is Monday.
- Tom yarının pazartesi olduğunu söyledi.
- The examination begins next Monday.
- Sınav önümüzdeki pazartesi başlıyor.
- Tom should be in Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Boston'da olmalı.
- Tom's body was found Monday.
- Tom'un cesedi pazartesi günü bulundu.
- Is Monday too late?
- Pazartesi çok mu geç?
- Tom is coming over Monday evening for dinner.
- Tom pazartesi akşamı yemeğe geliyor.
- Let us know by next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar bize bildir.
- Is it next Monday that Tom returns?
- Tom pazartesiye mi dönüyor?
- Tom and I did that by ourselves last Monday.
- Tom ve ben geçen Pazartesi bunu kendi başımıza yaptık.
- Tom is probably going to do that next Monday.
- Tom muhtemelen bunu önümüzdeki Pazartesi yapacak.
- Tom was born on a Monday.
- Tom pazartesi günü doğdu.
- It's Monday, you know.
- Pazartesi, biliyorsun.
- I'll be ready by Monday.
- Pazartesiye kadar hazır olacağım.
- Were you busy last Monday afternoon?
- Geçen pazartesi öğleden sonra meşgul müydün?
- Reports are due next Monday.
- Raporların son teslim tarihi, gelecek Pazartesi.
- I'll get home on Monday.
- Pazartesi eve dönerim.
- Last Monday was a holiday, so the banks were closed.
- Geçen Pazartesi tatil olduğu için bankalar kapalıydı.
- I think I might be in Boston next Monday.
- Sanırım önümüzdeki Pazartesi Boston'da olabilirim.
- I'm going to be there from Monday to Thursday.
- Pazartesi'den Perşembe'ye kadar orada olacağım.
- You need to register by Monday.
- Pazartesi gününe kadar kayıt olman gerekiyor.
- How will we get this done by Monday?
- Pazartesiye kadar bu işi nasıl halledeceğiz?
- I had a date with Tom last Monday.
- Geçen pazartesi Tom'la randevum vardı.
- Let's not tell anybody until Monday.
- Pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- My new job starts on Monday.
- Yeni işim pazartesi başlıyor.
- Today isn't Monday.
- Bugün pazartesi değil.
- I'll meet Tom next Monday.
- Gelecek pazartesi Tom ile buluşacağım.
- Aren't you busy on Monday?
- Pazartesi meşgul değil misin?
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
- Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano, Çarşamba ve Cuma günleri de dans çalışıyorum.
- Tom said he'd call Mary Monday evening.
- Tom, Mary'i pazartesi akşamı arayacağını söyledi.
- I'll come back Monday.
- Pazartesi geleceğim.
- I have to be back in Boston by Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'a dönmeliyim.
- I can't stand Mondays.
- Ben pazartesilere katlanamıyorum.
- Mondays aren't good for me.
- Pazartesiler benim için iyi değil.
- He suggested that the meeting be put off till Monday.
- O, toplantının pazartesiye kadar ertelenmesini önerdi.
- Does the mid-autumn festival fall on Monday this year?
- Sonbahar ortası festivali bu yıl pazartesiye mi denk geliyor?
- She left on a Monday.
- Pazartesi günü gitti.
- I may be able to come to your office Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra ofisine gelebilirim.
- You have until Monday to do that.
- Bunu yapmak için pazartesiye kadar vaktin var.
- I'll be there by Monday.
- Pazartesi günü orada olacağım.
- Tom hasn't shaved since last Monday.
- Tom geçen pazartesiden beri tıraş olmadı.
- We can't finish this by Monday.
- Pazartesiye kadar bitiremeyiz.
- He will be back by Monday at the latest.
- En geç Pazartesiye kadar dönecek.
- Monday's a holiday.
- Pazartesi tatil.
- Tom already has plans for Monday.
- Tom'un zaten pazartesi için planları var.
- Tom will be staying at the Hilton Hotel next Monday.
- Tom önümüzdeki Pazartesi günü Hilton Oteli'nde kalıyor olacak.
- Tom told Mary that he was home on Monday.
- Tom Mary'e pazartesi evde olacağını söyledi.
- I'm here on both Mondays and Tuesdays.
- Hem pazartesi hem de salı günleri buradayım.
- The deadline is Monday.
- Son gün pazartesi.
- I go there on Monday.
- Pazartesi oraya gidiyorum.
- I'm supposed to be in Australia next Monday.
- Gelecek Pazartesi Avustralya'da olmam gerekiyor.
- Tom accepted the position Monday.
- Tom pazartesi günü işi kabul etti.
- That store is closed Mondays.
- Bu dükkân pazartesi günleri kapalı.
- The day after Sunday is Monday.
- Pazar gününden sonraki gün Pazartesi.
- The park is closed Monday.
- Park pazartesi günü kapalı.
- Do we have to come to school next Monday?
- Gelecek pazartesi okula gelmek zorunda mıyız?
- Monday's game was rained out.
- Pazartesi günkü maç yağmur yüzünden iptal edildi.
- We all agreed to meet here again next Monday.
- Hepimiz önümüzdeki pazartesi günü burada tekrar buluşmayı kabul ettik.
- I won't see Tom again until Monday.
- Tom'u pazartesi gününe kadar tekrar görmeyeceğim.
- I'm going to play tennis next Monday.
- Gelecek pazartesi tenis oynayacağım.
- Tom is flying to Boston next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi Boston'a uçuyor.
- I'm meeting him next Monday.
- Gelecek pazartesi onunla buluşuyorum.
- Tom has decided not to stay until Monday.
- Tom pazartesiye kadar kalmamaya karar verdi.
- Tom is going to do that next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi günü bunu yapacak.
- The Prado Museum is closed because today is Monday.
- Prado Müzesi bugün Pazartesi olduğu için kapalı.
- Give me thirty dollars now and I'll pay you back Monday.
- Bana şimdi otuz dolar ver, Pazartesi günü sana geri öderim.
- I'll be out of town until next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi gününe kadar kasaba dışında olacağım.
- She left on a Monday.
- Bir pazartesi günü ayrıldı.
- I think I'll go to Boston next Monday.
- Sanırım önümüzdeki pazartesi Boston'a gideceğim.
- I gave her Monday off.
- Ona pazartesi izin verdim.
- I may not be busy next Monday.
- Gelecek pazartesi meşgul olmayabilirim.
- Tom will be back by Monday.
- Tom pazartesi dönecek.
- Tom wants me to throw him a birthday party next Monday evening.
- Tom önümüzdeki pazartesi akşamı ona doğum günü partisi vermemi istiyor.
- Can we do it on Monday instead?
- Onun yerine pazartesi yapabilir miyiz?
- I have to give a speech in French next Monday.
- Gelecek Pazartesi Fransızca konuşma yapmam gerekiyor.
- I'll be here until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar burada olacağım.
- I'll meet you Monday night.
- Pazartesi akşamı buluşuruz.
- I'd still like to know what happened here last Monday.
- Yine de geçen Pazartesi burada ne olduğunu bilmek istiyorum.
- Let's not tell anybody until Monday.
- Pazartesiye kadar hiç kimseye söylemeyelim.
- I'm usually at home Monday afternoons.
- Ben genellikle pazartesi öğleden sonraları evdeyim.
- Tom spent all day Monday with Mary.
- Tom pazartesi bütün günü Mary ile geçirdi.
- We're not going to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar yapmayacağız.
- I'll be here from Monday through Thursday.
- Pazartesi'den Perşembe'ye kadar burada olacağım.
- Come on Monday afternoon, if possible.
- Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gel.
- I can't get home until next Monday.
- Gelecek pazartesi gününe kadar eve gidemem.
- I need a flight that leaves on Monday afternoon.
- Pazartesi öğleden sonra hareket eden bir uçuşa ihtiyacım var.
- I'm not going to do that until Monday.
- Pazartesiye kadar yapmayacağım.
- This needs to be done by Monday.
- Bunun pazartesiye kadar yapılması gerekiyor.
- Even though it's Monday today, Tom is here.
- Bugün pazartesi olmasına rağmen, Tom burada.
- That may happen Monday.
- O, pazartesi olabilir.
- Tom announced his retirement last Monday.
- Tom geçen pazartesi emekli olduğunu açıkladı.
- I'm aware this is Monday.
- Bunun pazartesi olduğunun farkındayım.
- Tom should wait until Monday.
- Tom pazartesiye kadar beklemeli.
- We need a firm quotation by Monday.
- Pazartesiye kadar kesin bir teklife ihtiyacımız var.
- Since tomorrow's Monday, Ken will probably come.
- Yarın pazartesi olduğuna göre, Ken muhtemelen gelecektir.
- The day after Sunday is Monday.
- Pazardan sonraki gün pazartesidir.
- Tom might be here on Monday.
- Tom pazartesi burada olabilir.
- Tom is usually at home on Monday evenings.
- Tom pazartesi akşamları genellikle evde olur.
- Tom will stay in Boston until Monday.
- Tom pazartesine kadar Boston'da kalacak.
- Monday follows Sunday.
- Pazartesi Pazar'ı takip eder.
- Tom has to do that before Monday.
- Tom onu pazartesi gününden önce yapmak zorunda.
- Tom will leave next Monday.
- Tom önümüzdeki pazartesi günü ayrılıyor.
- The shooting occurred early Monday.
- Silahlı saldırı pazartesi günü erken saatlerde meydana geldi.
- We'll have a meeting on Monday.
- Pazartesi bir toplantı yapacağız.
- I'm aware this is Monday.
- Bugünün Pazartesi olduğunun farkındayım.
- I can't get home until next Monday.
- Gelecek pazartesiye kadar eve dönemem.
- Monday is a bank holiday.
- Pazartesi günü resmi tatildir.
- The show's Monday.
- Gösteri pazartesi.
- He'll be back by Monday morning at the latest.
- En geç pazartesi sabahı dönmüş olur.
- I'll be in Boston until next Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da olacağım.
- It's still Monday.
- Hala Pazartesi.
- We will have an English test next Monday.
- Gelecek Pazartesi bir İngilizce sınavı olacağız.
- Tom says he'll do his best to finish the job before next Monday.
- Tom işi gelecek pazartesiden önce bitirmek için elinden geleni yapacağını söylüyor.
- I can't wait till next Monday.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar bekleyemem.
- Auditions will be held next Monday.
- Seçmeler önümüzdeki pazartesi yapılacak.
- I saw you with him last Monday.
- Seni geçen pazartesi onunla gördüm.
- I don't have any plans for Monday.
- Pazartesi için bir planım yok.
- I'm seeing him again on Monday.
- Pazartesi onu tekrar göreceğim.
- Deliberations will continue Monday.
- Görüşmeler Pazartesi devam edecek.
- Tom didn't need to work last Monday.
- Tom'un geçen pazartesi çalışması gerekmiyordu.
- I won't be paid until Monday.
- Pazartesi gününe kadar para almayacağım.
- Tom is likely to be in Boston next Monday.
- Tom muhtemelen gelecek pazartesi Boston'da olacak.
- Tom and I did that by ourselves last Monday.
- Tom ve ben bunu geçen Pazartesi günü kendi başımıza yaptık.
- Tom is having a party Monday evening.
- Tom pazartesi akşamı bir parti veriyor.
- It rained last Monday.
- Geçen pazartesi yağmur yağdı.
- Monday was a busy day for us.
- Pazartesi bizim için yoğun bir gündü.
- Is the zoo open on Monday?
- Hayvanat bahçesi pazartesi açık mı?
- Do I have to come on Monday?
- Pazartesi gelmek zorunda mıyım?
- Dust was blowing everywhere Monday.
- Pazartesi günü her yer toz içindeydi.
- I have to pay this bill by Monday.
- Bu faturayı pazartesiye kadar ödemem gerekiyor.
- Aren't you free on Monday?
- Pazartesi boş değil misin?
- Tom was absent last Monday.
- Tom geçen pazartesi yoktu.
- Yesterday was Monday.
- Dün pazartesiydi.
- I don't have to get home until Monday.
- Pazartesiye kadar eve gitmem gerekmiyor.
- He came on Monday and went back the day after.
- Pazartesi geldi ve ertesi gün geri gitti.
- Tom died of a heart attack Monday.
- Tom Pazartesi günü kalp krizinden öldü.
- Tom never works on Monday.
- Tom asla pazartesi çalışmaz.
- It is important for everything to be ready by Monday.
- Pazartesiye kadar her şeyin hazır olması önemli.
- Monday would've been Tom's thirtieth birthday.
- Pazartesi Tom'un otuzuncu doğum günü olacaktı.
- I'll do that next Monday.
- Önümüzdeki pazartesi yaparım.
- Don't you work on Monday?
- Pazartesi çalışmıyor musun?
- If he says it is Monday, it is Monday.
- Pazartesi diyorsa, Pazartesi'dir.
- You should receive the letter by next Monday.
- Mektubu gelecek pazartesiye kadar almalısınız.
- Tom started working on that last Monday.
- Tom geçen pazartesi onun üzerinde çalışmaya başladı.
- Here's a list of things that we need to do before Monday.
- İşte pazartesinden önce yapmamız gereken şeylerin bir listesi.
- Can I make an appointment for next Monday?
- Önümüzdeki pazartesi günü için randevu alabilir miyim?
- Tom won't likely be in Boston next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki Pazartesi Boston'da olmayacak.
- Monday morning was typical.
- Pazartesi sabahı tipikti.
- Tom usually doesn't have to work on Monday afternoons.
- Tom genellikle Pazartesi öğleden sonraları çalışmak zorunda değildir.
- Monday begins on Saturday.
- Pazartesi cumartesiden başlar.
- Next Monday, she'll have been in the hospital for a month.
- Önümüzdeki Pazartesi günü, bir aydır hastanede olacak.
- I want to stay in Boston until Monday.
- Pazartesiye kadar Boston'da kalmak istiyorum.
- I told Tom you'd leave on Monday.
- Tom'a pazartesi gideceğini söyledim.
- This is the best way to spend my Monday!
- Pazartesi günümü geçirmek için en iyi yol bu!
- Tom was home Monday.
- Tom pazartesi evindeydi.
- Tom left early Monday morning.
- Tom pazartesi sabahı erkenden ayrıldı.
- Are you busy this coming Monday?
- Önümüzdeki Pazartesi meşgul müsünüz?
- I met with Tom again on Monday morning.
- Pazartesi sabahı Tom'la tekrar görüştüm.
- Can you tell us what happened at school last Monday?
- Geçen pazartesi okulda neler olduğunu bize anlatabilir misin?
- The store is closed Mondays.
- Mağaza pazartesi günleri kapalı.
- School starts next Monday.
- Gelecek Pazartesi okul başlıyor.
- My friend told me that this coming Monday an exhibition about Spanish history is opening.
- Arkadaşım bana bu önümüzdeki pazartesi İspanyolca tarihi hakkında bir sergi açılacağını söyledi.
- Were you here last Monday?
- Geçen pazartesi burada mıydın?
- I gave them Monday off.
- Onlara pazartesi günü izin verdim.
- I'd still like to know what happened here last Monday.
- Geçen pazartesi burada ne olduğunu hâlâ bilmek istiyorum.
- Tom's grandfather passed away last Monday.
- Tom'un büyükbabası geçen pazartesi vefat etti.
- They can come on Monday or Tuesday, but not on Wednesday or Thursday.
- Pazartesi veya Salı gelebilirler ama Çarşamba veya Perşembe gelemezler.
- It's Monday.
- Bugün Pazartesi.
- I was in Boston last Monday.
- Geçen pazartesi Boston'daydım.
- Was your mother busy last Monday?
- Annen geçen pazartesi yoğun muydu?
- Tom is going to stay in Boston until Monday.
- Tom pazartesiye kadar Boston'da kalacak.
- I should finish my homework at least by Monday.
- Ödevimi en azından pazartesiye kadar bitirmeliyim.
- Tom died Monday.
- Tom Pazartesi günü öldü.
- I was hoping you'd be able to babysit for us next Monday evening.
- Gelecek pazartesi akşamı bizim için çocuk bakabileceğini umuyordum.
- Closing arguments will continue Monday.
- Kapanış tartışmaları pazartesi günü devam edecek.
- I'll be ready on Monday.
- Pazartesi hazır olacağım.
- Tom went missing last Monday.
- Tom geçen pazartesi günü kayboldu.
- It's Monday tomorrow so Ken might come.
- Yarın pazartesi bu yüzden Ken gelebilir.
- I'll be here from Monday through Thursday.
- Pazartesiden Perşembeye kadar burada olacağım.
- Tom said he'd be busy on Monday.
- Tom pazartesi meşgul olacağını söyledi.
- Tom is probably going to do that next Monday.
- Tom muhtemelen önümüzdeki pazartesi bunu yapacak.
- I plan to stay until Monday no matter what Tom says.
- Tom ne derse desin pazartesiye kadar kalmayı planlıyorum.
- Tom is likely to be back by Monday.
- Tom muhtemelen pazartesi dönecek.
- I'll talk to Tom on Monday.
- Tom'la pazartesi konuşacağım.
- Call me Monday morning to check on the status.
- Durumu kontrol etmek için pazartesi sabahı beni arayın.
- We'll see you next week on Monday.
- Haftaya pazartesi görüşürüz.
- Tom will play golf next Monday with Mary.
- Tom önümüzdeki Pazartesi Mary ile golf oynayacak.
- Tom said he wouldn't do that until Monday.
- Tom bunu pazartesiye kadar yapmayacağını söyledi.
- Can you tell us what happened at school last Monday?
- Geçen pazartesi okulda ne olduğunu bize anlatabilir misiniz?
- Monday will be a rainy day.
- Pazartesi yağışlı bir gün olacak.
Show More (1264)
|