1 |
multiple |
birçok |
adj. |
|
- Our experience tells us that access for women may have multiple benefits for society.
- Deneyimlerimiz bize kadınlar için erişimin toplum için birçok faydası olabileceğini göstermektedir.
- I've visited Tom multiple times in Boston.
- Tom'u Boston'da birçok kez ziyaret ettim.
- I can't imagine how much more colourless life would be without multiple languages.
- Yaşamın birçok dil olmadan ne kadar fazla renksiz olacağını düşünemiyorum.
- Tom has been shot multiple times.
- Tom birçok kez vuruldu.
- Tom was shot multiple times.
- Tom birçok kez vuruldu.
- This book is written in multiple languages.
- Bu kitap birçok dilde yazılmıştır.
- I have visited Tom multiple times in Boston.
- Tom'u Boston'da birçok kez ziyaret ettim.
- Fadil was shot multiple times.
- Fadıl birçok kez vuruldu.
- Layla was stabbed multiple times.
- Layla birçok kez bıçaklandı.
- Tom stabbed Mary multiple times.
- Tom, Mary'i birçok kez bıçakladı.
- Tom claimed that his father had raped him on multiple occasions.
- Tom, babasının kendisine birçok kez tecavüz ettiğini iddia etti.
- Tom was shot multiple times when he was trying to protect Mary.
- Tom, Mary'yi korumaya çalışırken birçok kez vuruldu.
- Tom's and Mary's crime spree stretch multiple states.
- Tom ve Mary'nin suç çılgınlığı birçok eyalete yayılmış.
Show More (10)
|
2 |
multiple |
birden çok |
adj. |
|
- Tom was shot multiple times.
- Tom birden çok kez vuruldu.
- I prefer learning multiple languages at the same time.
- Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum.
- I have multiple native languages.
- Birden çok anadilim var.
- Tom has multiple talents.
- Tom'un birden çok yeteneği vardır.
- Sami was talking to multiple girls at once.
- Sami aynı anda birden çok kızla konuşuyordu.
Show More (2)
|
3 |
multiple |
çoklu |
adj. |
|
- It also includes making us aware of issues relating to multiple discrimination.
- Bu aynı zamanda çoklu ayrımcılıkla ilgili konularda bizi bilinçlendirmeyi de içerir.
- Only a few provisions have proved to be open to multiple interpretations.
- Sadece birkaç hükmün çoklu yorumlara açık olduğu kanıtlanmıştır.
- There was a multiple collision on the highway.
- Otoyolda çoklu bir çarpışma oldu.
- Multiple injuries have been reported.
- Çoklu yaralanmalar bildirildi.
Show More (1)
|
4 |
multiple |
birden fazla |
adj. |
|
- The coroner reported multiple gunshot wounds.
- Adli tabip birden fazla kurşun yarası olduğunu bildirdi.
Show More (-2)
|
5 |
multiple |
kat |
n. |
|
- 28 is a multiple of 7.
- 28, 7'nin katıdır.
Show More (-2)
|
6 |
multiple |
çokkatlı |
n. |
|
- The illuminated streets were dominated by multiple stores.
- Aydınlatılmış caddelerde çokkatlı mağazalar bulunuyordu.
Show More (-2)
|
7 |
multiple |
birkaç |
adj. |
|
- There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
Show More (-2)
|