|
- Please don't let my wife be remembered for one bad decision.
- Lütfen karımın yanlış bir kararla hatırlanmasına izin verme.
- My wife and I have given everything that we love for this cause.
- Karım ve ben bu dava uğruna sevdiğimiz her şeyi verdik.
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Karım bazen bir uzaylı olmadığını unutuyor.
- Please don't let my wife be remembered for one bad decision.
- Lütfen karımın bir tek yanlış kararla anılmasına izin vermeyin.
- I don't understand why my wife doesn't like baseball films.
- Karımın beyzbol filmlerini neden sevmediğini anlamıyorum.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda evde karım ve çocuklarımla olmalıydım.
- My wife and I want to have two children.
- Karım ve ben iki çocuk istiyoruz.
- My wife and I have given everything that we love for this cause.
- Karım ve ben bu uğurda sevdiğimiz her şeyi verdik.
- Please don't let my wife be remembered for one bad decision.
- Lütfen karımın yanlış bir kararla anılmasına izin vermeyin.
- I don't understand why my wife doesn't like baseball films.
- Karım beysbol filmlerini niye sevmez, anlamış değilim.
- My wife was pregnant at the time.
- Karım o zaman hamileydi.
- I didn't really want to leave the party early, but I had to go home to help my wife.
- Partiden erken ayrılmak istemedim ama karıma yardım etmek için eve gitmem gerekiyordu.
- You are already my wife!
- Sen zaten benim karımsın!
- I really miss my wife.
- Karımı gerçekten özlüyorum.
- How dare you talk that way in front of my wife!
- Karımın önünde bu şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin!
- My child likes to sleep between me and my wife.
- Çocuğum, karımla benim aramda uyumayı seviyor.
- He asked after my wife when I met him today.
- Bugün onunla karşılaştığımda karımın halini hatırını sordu.
- My wife and I prefer to spend time at home together.
- Karım ve ben birlikte evde vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.
- Do you want to know why my wife left me?
- Karımın beni neden terk ettiğini öğrenmek istiyor musun?
- My wife died of cancer.
- Karım kanserden öldü.
- My wife went to the farm.
- Karım çiftliğe gitti.
- My wife has decided to leave me.
- Karım beni terk etmeye karar verdi.
- My wife is cooking.
- Karım yemek pişiriyor.
- My wife is worried.
- Karım endişeli.
- I don't like my wife calling me at work.
- Karımın beni işteyken aramasından hoşlanmıyorum.
- My wife will be glad to see you, too.
- Karım da sizi gördüğüne sevinecek.
- My wife spends a lot more on clothes than I do.
- Karım kıyafetlere benden çok daha fazla para harcıyor.
- I constantly quarrel with my wife.
- Karımla sürekli tartışırım.
- I've never even told my wife.
- Karıma bile söylemedim.
- My wife did not attend the party and neither did I.
- Karım partiye katılmadı ve ben de.
- Why does my wife not understand me?
- Karım niçin beni anlamıyor?
- My wife cannot sleep.
- Karım uyuyamıyor.
- I want you to be my wife.
- Karım olmanı istiyorum.
- My wife is a good cook.
- Karım iyi bir aşçıdır.
- My wife's taste in clothes is different from mine.
- Karımın kıyafet zevki benimkinden farklı.
- I'm glad Mary isn't my wife.
- Mary'nin karım olmadığına memnunum.
- I lost my cat and job on the same day, and on top of it all, my wife announced that she was leaving me.
- Aynı gün kedimi ve işimi kaybettim, üstüne üstlük karım beni terk edeceğini açıkladı.
- My wife is obsessed with cleanliness.
- Karım temizlik konusunda takıntılıdır.
- You sound like my wife.
- Sen karım gibi ses çıkarıyorsun.
- My wife goes to the village market to buy foods every day.
- Karım her gün yiyecek almak için köy pazarına gider.
- Stop bothering my wife.
- Karımı rahatsız etmeyi bırak.
- My wife throws my money around as if I were the richest man in town.
- Karım sanki kasabanın en zengin adamıymışım gibi paramı etrafa saçıyor.
- My wife didn't come with me.
- Karım benimle gelmedi.
- I'm happy because my wife is so happy.
- Karım çok mutlu olduğu için mutluyum.
- My wife has cooked a delicious meal.
- Karım lezzetli bir yemek pişirdi.
- I just recently lost my wife, too.
- Ben de son günlerde karımı kaybettim.
- I am writing this letter to my wife.
- Bu mektubu karıma yazıyorum.
- I've left my wife.
- Karımı terk ettim.
- My mother was a very good cook, unfortunately my wife isn't!
- Annem çok iyi bir aşçıydı, ne yazık ki karım öyle değil!
- I used to beat my wife.
- Eskiden karımı döverdim.
- I'm thinking of going to Boston with my wife next month.
- Gelecek ay karımla Boston'a gitmeyi düşünüyorum.
- My wife is Canadian.
- Karım Kanadalı.
- I want to live with my wife.
- Karımla yaşamak istiyorum.
- My wife supports me.
- Karım beni destekliyor.
- He is my wife's acquaintance.
- O benim karımın tanıdığı.
- My wife is preparing dinner right now.
- Karım şu anda yemek hazırlıyor.
- My wife and children depend on me.
- Karım ve çocuklarım bana bağlıdır.
- This is my wife Edita.
- Bu, karım Edita.
- My wife is the boss at home.
- Karım evin patronudur.
- My wife doesn't cook.
- Karım yemek yapmıyor.
- I went home and told my wife about the job in Boston.
- Eve gittim ve karıma Boston'daki işten bahsettim.
- I wish my wife was like that.
- Keşke karım öyle olsa.
- I'll tell my wife.
- Karıma anlatacağım.
- My wife still hasn't met my parents.
- Karım hâlâ ebeveynlerimle tanışmadı.
- Are you telling me that it's completely normal to cheat on my wife?
- Bana karımı aldatmamın tamamen normal olduğunu mu söylüyorsun?
- I was in Paris with my wife.
- Karımla Paris'teydim.
- My wife catches colds easily.
- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- That's my wife.
- Bu benim karım.
- I saw Tom flirt with my wife.
- Tom'u karımla flört ederken gördüm.
- My wife is pregnant!
- Karım hamile!
- I'll tell my wife.
- Karıma söyleyeceğim.
- My wife is leaving town for a few days.
- Karım kasabadan birkaç günlüğüne ayrılıyor.
- My wife's trying to sleep.
- Karım uyumaya çalışıyor.
- My wife wanted to adopt a child.
- Karım bir çocuk evlat edinmek istedi.
- My wife is Palestinian.
- Benim karım Filistinli.
- My wife is Chinese.
- Karım Çinli.
- My wife is Scottish.
- Karım bir İskoçtur.
- My wife quit her job after her sister died.
- Karım, kız kardeşi öldükten sonra işinden ayrıldı.
- She is a friend of my wife's.
- O, karımın bir arkadaşıdır.
- May I present my wife to you?
- Karımı sana tanıtabilir miyim?
- It's impossible for me to be away from my wife for long.
- Uzun süre için karımdan uzak kalmam olanaksız.
- There is milk all over the kitchen floor because my wife broke the bottle.
- Karım şişeyi kırdığı için mutfağın her yerinde süt var.
- My wife is an actress.
- Benim karım bir oyuncu.
- I wish my wife was like that.
- Keşke benim karım da böyle olsaydı.
- My wife is from Boston.
- Karım Boston'dan.
- My wife has been here once.
- Karım buraya bir kez geldi.
- My wife likes to eat out and so she doesn't have to cook.
- Karım yemek pişirmek zorunda kalmadığı için dışarıda yemeyi sever.
- My wife is liable to catch a cold.
- Karım soğuk algınlığına yakalanabilir.
- I forgot my wife's birthday.
- Ben karımın doğum gününü unuttum.
- Why did my wife leave me?
- Karım beni neden bıraktı?
- My wife telephones me often when I am abroad.
- Karım bana sıklıkla telefon eder yurtdışında olduğumda.
- My wife is mad.
- Karım deli.
- Please don't tell my wife about this.
- Lütfen karıma bundan bahsetme.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
- Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
- Tom is a friend of my wife's younger brother.
- Tom karımın küçük kardeşinin arkadaşı.
- I didn't tell Tom Mary was my wife.
- Tom'a Mary'nin karım olduğunu söylemedim.
- I don't want to lose my wife.
- Karımı kaybetmek istemiyorum.
- I wish my wife could cook.
- Keşke karım da yemek yapabilseydi.
- I love my wife.
- Karımı seviyorum.
- Tell my wife I love her.
- Karıma onu sevdiğimi söyle.
- My wife is a teacher.
- Karım bir öğretmendir.
- My wife is a lawyer.
- Benim karım bir avukat.
- I'll discuss it with my wife.
- Onu karımla tartışacağım.
- My wife is suffering from pneumonia.
- Karım zatürreeden muzdarip.
- My wife sings in the ladies' choir.
- Karım kadınlar korosunda şarkı söylüyor.
- I want to go home and see my wife.
- Eve gitmek ve karımı görmek istiyorum.
- My wife doesn't like it when I talk to her about politics.
- Karım onunla politika hakkında konuşmamdan hoşlanmıyor.
- My wife keeps the household accounts.
- Evin hesaplarını karım tutuyor.
- My wife said that I had talked in my sleep.
- Karım uykumda konuştuğumu söyledi.
- The most important people in my life are my wife, my son, and my parents in that order.
- Hayatımdaki en önemli insanlar sırayla karım, oğlum ve anne ile babamdır.
- My wife is very unpredictable.
- Karımın ne yapacağı belli olmaz.
- My wife did not attend the party and neither did I.
- Karım partiye katılmadı ve ben de katılmadım.
- I caught Tom flirting with my wife.
- Tom'u karımla flört ederken yakaladım.
- My wife is cooking.
- Karım yemek yapıyor.
- My wife did not want to play chess with me.
- Karım benimle satranç oynamak istemedi.
- My wife is wearing a blue dress.
- Karım mavi bir elbise giyiyor.
- How dare he have sex with my wife?
- Karımla seks yapmaya nasıl cüret eder?
- My wife really hates cats.
- Karım kedilerden gerçekten nefret eder.
- That's not my wife.
- O benim karım değil.
- My wife just had a baby.
- Karımın yeni bebeği oldu.
- How dare he have sex with my wife?
- O benim karımla seks yapmaya nasıl cesaret eder?
- I didn't really want to leave the party early, but I had to go home to help my wife.
- Partiyi erkenden terk etmek istemiyordum, fakat karıma yardım etmek için eve gitmek zorunda kaldım.
- My wife thinks I'm crazy.
- Karım deli olduğumu düşünüyor.
- My wife told Tom I wasn't at home.
- Karım Tom'a evde olmadığımı söylemiş.
- My wife and I can't decide on names for the twins.
- Karım ve ben ikizlerin isimlerine karar veremiyoruz.
- I bought a smartphone for my wife.
- Karıma bir akıllı telefon aldım.
- My wife is cooking right now.
- Karım şimdi yemek pişiriyor.
- This is my wife Edita.
- Bu benim karım Edita.
- After I got married, my French got better since I started speaking French with my wife.
- Evlendikten sonra karımla Fransızca konuşmaya başladığım için Fransızcam daha iyi oldu.
- I should be home with my wife.
- Evde karımın yanında olmalıydım.
- My wife is hiding something from me.
- Karım benden bir şey saklıyor.
- My wife is a seamstress.
- Benim karım bir terzidir.
- My wife is liable to catch a cold.
- Karım üşütmeye eğilimli.
- I went to the hospital to see my wife.
- Karımı görmek için hastaneye gittim.
- Last week I was in Boston with my wife.
- Geçen hafta karımla Boston'daydım.
- My wife is always complaining about something.
- Karım sürekli bir şeylerden yakınır.
- My wife was mad.
- Karım çılgındı.
- My wife has left me.
- Karım beni terk etti.
- I'm looking for a gift for my wife.
- Karım için bir hediye arıyorum.
- Let me introduce you to my wife.
- Sizi karımla tanıştırayım.
- My wife is preparing dinner right now.
- Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.
- My wife and I would just like to go home quietly.
- Karım ve ben sessizce eve gitmek istiyoruz.
- I love my wife, but I sometimes need to be alone.
- Karımı seviyorum fakat bazen yalnız olmaya ihtiyacım var.
- The woman over there holding a baby is my wife.
- Orada bir bebek tutan kadın benim karım.
- My wife is hiding something from me.
- Karım benden bir şeyler gizliyor.
- My wife works part time.
- Karım yarı zamanlı çalışıyor.
- My wife told Tom I wasn't at home.
- Karım Tom'a evde olmadığımı söyledi.
- Tom knows my wife.
- Tom karımı tanıyor.
- My wife has been here once.
- Karım bir kez burada bulundu.
- While my wife was shopping in town, I tidied up in the kitchen.
- Karım şehirde alışveriş yaparken ben de mutfağı toparladım.
- My wife is always complaining about something.
- Karım hep bir şeylerden şikayet ediyor.
- My wife's constant nagging really gets on my nerves.
- Karımın sürekli dırdırı gerçekten sinirlerimi bozuyor.
- My wife went on a two-day trip.
- Karım iki günlük bir geziye gitti.
- I'm Canadian, but my wife isn't.
- Ben Kanadalıyım ama karım değil.
- My wife is usually the one who puts the children to bed.
- Çocukları yatıran genellikle karımdır.
- My wife and I have a joint bank account.
- Karımla ortak bir banka hesabım var.
- My wife is a good manager.
- Karım iyi bir yöneticidir.
- My wife gave me a sign from across the room.
- Karım odanın öbür ucundan bana bir işaret verdi.
- Mary is not my girlfriend but my wife.
- Mary benim kız arkadaşım değil, karımdır.
- Let me introduce my wife.
- Karımı tanıştırayım.
- Were you shouting at my wife?
- Karıma bağırıyor muydunuz?
- My wife telephones me often when I am abroad.
- Yurtdışındayken karım bana sık sık telefon eder.
- I'm having an extremely hard time with my wife.
- Karımla çok zor zamanlar geçiriyorum.
- My wife was there.
- Karım oradaydı.
- I was going to tell you about my wife and kids.
- Sana karımı ve çocuklarımı anlatacaktım.
- My wife wants to adopt a child.
- Karım evlat edinmek istiyor.
- I want to go home to see my wife.
- Karımı görmek için eve gitmek istiyorum.
- For my wife, the place was terribly boring, for me, that was the heaven itself.
- Karım için mekân çok sıkıcıydı, benim içinse adeta cennetti.
- Unfortunately, my wife and my lover don't get along very well together.
- Ne yazık ki, karım ve sevgilim pek iyi anlaşamıyorlar.
- After getting married, my wife put on five pounds.
- Karım evlendikten sonra beş kilo aldı.
- Don't tell my wife that.
- Onu karıma söyleme.
- My wife is going out of town for a few days.
- Karım birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyor.
- My wife is a lawyer.
- Karım bir hukukçudur.
- How dare you talk that way in front of my wife!
- Karımın önünde o şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin!
- My wife has had it in for me since I forgot her birthday.
- Onun doğum gününü unuttuğum için karım bana diş biledi.
- My wife is an alcoholic.
- Karım bir alkolik.
- My wife is the boss at home.
- Evde patron karım.
- My wife is a physician.
- Karım bir doktordur.
- My wife lied to me.
- Karım bana yalan söyledi.
- Finnish is the language of my wife.
- Fince benim karımın dilidir.
- My wife is missing.
- Karım kayıp.
- Do you want to know why my wife left me?
- Karımın beni neden terk ettiğini bilmek ister misin?
- I never even told my wife.
- Karıma bile söylemedim.
- My wife is always complaining about something.
- Karım her zaman bir şeylerden şikayet eder.
- My wife and kids were there.
- Karım ve çocuklar oradaydı.
- Don't tell my wife.
- Karıma söyleme.
- My wife is very upset.
- Karım çok üzgün.
- I don't want children, but my wife does.
- Ben çocuk istemiyorum ama karım istiyor.
- My wife wouldn't like that.
- Karım ondan hoşlanmazdı.
- Where's my wife?
- Karım nerede?
- I want to live with my wife.
- Karımla birlikte yaşamak istiyorum.
- Last month I officially divorced my wife.
- Geçen ay karımdan resmi olarak boşandım.
- I just found out that my wife cheated on me.
- Az önce karımın beni aldattığını öğrendim.
- My wife is ill.
- Karım hasta.
- My wife is a good cook.
- Karım iyi bir aşçı.
- The father of my wife is my father-in-law.
- Karımın babası benim kayınpederim.
- I'd never leave my wife.
- Ben asla karımı terk etmezdim.
- I just recently lost my wife, too.
- Ben de karımı yeni kaybettim.
- My wife never wanted to have kids.
- Karım hiç çocuk sahibi olmak istemedi.
- The father of my wife is my father-in-law.
- Karımın babası benim kayınpederimdir.
- I just found out that my wife cheated on me.
- Karımın beni aldattığını yeni öğrendim.
- My wife and kids are all sick in bed.
- Karım ve çocuklarım yatakta hasta.
- My wife went on a two-day trip.
- Karım iki günlük bir seyahate çıktı.
- My wife's going to kill me.
- Karım beni öldürecek.
- I wish my wife knew how to cook better.
- Keşke karım daha iyi yemek yapmayı bilseydi.
- I taught my wife how to drive.
- Karıma araba kullanmayı öğrettim.
- Stop bothering my wife.
- Karımı rahatsız etmeyi kesin.
- Let me show you a picture of my wife.
- Size karımın bir resmini göstereyim.
- My wife has had it in for me since I forgot her birthday.
- Karım, doğum gününü unuttuğumdan beri benimle uğraşıyor.
- I'm faithful to my wife.
- Karıma sadığım.
- I wish my wife knew how to cook better.
- Keşke karım nasıl yemek pişireceğini daha iyi bilse.
- This is my wife.
- Bu benim karım.
- My wife doesn't get up before me.
- Karım benden önce kalkmaz.
- My wife loves her garden.
- Karım bahçesini sever.
- I was going to tell you about my wife and kids.
- Ben size karımdan ve çocuklarımdan bahsedecektim.
- My wife was a Smith.
- Karım bir Smith'ti.
- I'd never leave my wife.
- Karımı asla terk etmem.
- My wife and kids were there.
- Karım ve çocuklarım oradaydı.
- I'd never testify against my wife.
- Karıma karşı asla tanıklık etmem.
- No, I'm waiting for my wife.
- Hayır, karım için bekliyorum.
- My wife wants to adopt a child.
- Karım bir çocuk evlat edinmek istiyor.
- My wife looked surprised.
- Karım şaşırmış görünüyordu.
- My wife really hates cats.
- Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.
- My wife is a doctor.
- Karım bir doktor.
- I made a big mistake when choosing my wife.
- Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
- Mary is my wife.
- Mary benim karım.
- I am calling back my wife.
- Karımı geri çağırıyorum.
- I don't like my wife to call me at work.
- Karımın beni işteyken aramasından hoşlanmıyorum.
- I just want to go home and see my wife and the kids.
- Sadece eve gidip karımı ve çocuklarımı görmek istiyorum.
- My wife is worried.
- Karım kaygılı.
- My wife loves cats.
- Benim karım kedileri sever.
- My wife often called me when I was travelling abroad.
- Yurt dışına seyahat ettiğimde karım beni sık sık arardı.
- I cheated on my wife with my boss.
- Karımı patronumla aldattım.
- I taught my wife how to drive.
- Karıma nasıl araba süreceğini öğrettim.
- My wife, the mother of my children, is Palestinian.
- Karım, çocuklarımın annesi, Filistinli.
- My wife still hasn't met my parents.
- Karım hâlâ annem ve babamla tanışmadı.
- My child likes to sleep between me and my wife.
- Çocuğum karımla benim aramda uyumayı seviyor.
- I decided to wait at the station until my wife came.
- Karım gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdim.
- Tom is the one who introduced me to my wife.
- Beni karımla tanıştıran kişi Tom'du.
- My wife just had a baby.
- Karım daha yeni doğum yaptı.
- I miss my wife.
- Karımı özledim.
- I beat my wife.
- Karımı dövdüm.
- I wish my wife were here with me now.
- Keşke karım şu an yanımda olsaydı.
- The plane had just taken off when my wife suddenly started to panic.
- Karım aniden paniklemeye başladığında uçak daha yeni havalanmıştı.
- I hid my worries from my wife.
- Endişelerimi karımdan sakladım.
- It's impossible for me to be away from my wife for long.
- Karımdan uzun süre ayrı kalmak benim için imkansız.
- Have you seen my wife?
- Karımı gördün mü?
- Both my wife and I can speak French.
- Karım da ben de Fransızca konuşabiliyoruz.
- I have not touched my wife in twenty-one years.
- Yirmi bir yıldır karıma dokunmadım.
- My wife doesn't seem to like even her own children.
- Karım kendi çocuklarını bile sevmiyor gibi görünüyor.
- I want to go home to see my wife.
- Eve gidip karımı görmek istiyorum.
- My wife used to stay home, but she works now.
- Karım eskiden evde otururdu ama şimdi çalışıyor.
- My wife hates cats.
- Karım kedilerden nefret eder.
- My wife and I are preparing to retire.
- Karım ve ben emekli olmak için hazırlanıyoruz.
- I guess my wife was right.
- Sanırım karım haklıydı.
- I like to make my wife happy.
- Karımı mutlu etmeyi severim.
- Yesterday my wife and I went to the theatre.
- Karım ve ben dün tiyatroya gittik.
- I'm cheating on my wife.
- Karımı aldatıyorum.
- My wife works in a nearby pub.
- Karım yakındaki bir barda çalışıyor.
- Let me call my wife and tell her I won't be home for dinner.
- Karımı arayıp akşam yemeğinde evde olmayacağımı söyleyeyim.
- I wish my wife were here with me now.
- Keşke şimdi karım benimle burada olsa.
- My wife is a scientist, too.
- Karım da bir bilim insanıdır.
- My wife is a physician.
- Karım bir doktor.
- I didn't tell Tom Mary was my wife.
- Mary'nin karım olduğunu Tom'a söylemedim.
- My wife is a poor driver.
- Benim karım kötü bir sürücüdür.
- My wife is having a baby.
- Karımın bir bebeği olacak.
- This encyclopedia belongs to my wife.
- Bu ansiklopedi karıma aittir.
- Let me show you a picture of my wife.
- Sana karımın bir resmini göstereyim.
- Why does my wife not understand me?
- Neden karım beni anlamıyor?
- My wife asked me to throw this old hat away.
- Karım bu eski şapkayı atmamı istedi.
- My wife is dying.
- Karım ölüyor.
- Tom is the one who introduced me to my wife.
- Beni karımla tanıştıran kişi Tom'dur.
- My wife doesn't seem to like even her own children.
- Karım kendi çocuklarından bile hoşlanıyor gibi görünmüyor.
- I lost my wife in a traffic accident.
- Karımı bir trafik kazasında kaybettim.
- Please call my wife.
- Lütfen karımı arayın.
- I lost my wife due to a traffic accident.
- Bir trafik kazası nedeniyle karımı kaybettim.
- I intend to buy a gold bracelet for my wife.
- Karıma altın bir bilezik almak istiyorum.
- My wife is getting tired of the daily routine.
- Karım günlük rutinden sıkılmaya başladı.
- My wife is afraid to drive my new car.
- Karım yeni arabamı sürmekten korkuyor.
- I don't often eat lunch with my wife.
- Karımla sık sık öğle yemeği yemem.
- My wife loves cats.
- Karım kedileri sever.
- She isn't my sister, she's my wife.
- O benim kız kardeşim değil, karım.
- She's my wife's friend.
- O, karımın arkadaşıdır.
- My wife is from Kedah.
- Karım Kedah'lı.
- My wife and I have a joint bank account.
- Karımın ve benim ortak bir banka hesabım var.
- My wife spends too much money on herself.
- Karım kendine çok para harcıyor.
- The police think I killed my wife.
- Polis, karımı öldürdüğümü düşünüyor.
- My wife left me.
- Karım beni terk etti.
- When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
- Karım kollarını kavuşturup ayağını yere vurduğunda kızgın olduğunu anlıyorum.
- My wife gave me a sign from across the room.
- Karım odanın karşısından bana bir işaret verdi.
- I'll discuss it with my wife.
- Bunu karımla konuşacağım.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
- Karımın elleri tezgâhtarınkilerden biraz daha küçük.
- My wife and I hope to get away for a week during the Christmas break.
- Benim karım ve ben Noel molasında bir haftalığına uzaklaşmayı umuyoruz.
- I'd like you to meet my wife.
- Karımla tanışmanı isterim.
- My wife will pick me up at the airport.
- Karım beni havaalanından alacak.
- You sound like my wife.
- Karıma benziyorsun.
- My wife and I are both from Boston.
- Karım da ben de Boston'luyuz.
- I haven't even told my wife.
- Karıma bile söylemedim.
- Don't tell my wife that.
- Bunu karıma söyleme.
- My wife said that I had talked in my sleep.
- Karım, uykumda konuştuğumu söyledi.
- My wife bought a new pram.
- Karım yeni bir bebek arabası aldı.
- I really miss my wife.
- Karımı gerçekten özledim.
- I beat my wife.
- Ben karımı dövdüm.
- My wife is a poor driver.
- Karım kötü bir şofördür.
- Tom was the one who introduced me to my wife.
- Tom beni karıma tanıştıran kişiydi.
- My wife is a native of Ürümqi.
- Karım Urumçi'nin yerlisidir.
- My wife cooks well.
- Karım iyi yemek yapar.
- She's my wife.
- O benim karım.
- My wife is very unpredictable.
- Karımın sağı solu belli olmaz.
- My wife is Chinese.
- Karım Çinlidir.
- The family of my wife is very rich.
- Karımın ailesi çok zengindir.
- My wife suggested to me that I take her on the trip.
- Karım bana onu geziye götürmemi önerdi.
- My wife doesn't cook.
- Karım yemek pişirmez.
- The father of my wife is my father-in-law.
- Karımın babası benim kayınbabamdır.
- I can't betray my wife.
- Karıma ihanet edemem.
- Today my wife and I are celebrating our twentieth wedding anniversary.
- Bugün karım ve ben yirminci evlilik yıldönümümüzü kutluyoruz.
- My wife loves romantic novels.
- Karım romantik romanları sever.
- I sometimes translate lyrics for my wife.
- Bazen karım için şarkı sözleri çeviririm.
- Tom was the one who introduced me to my wife.
- Beni karımla tanıştıran Tom'du.
- My wife's constant nagging really gets on my nerves.
- Karımın sürekli dırdırı sinirlerimi bozuyor.
- I have problems with my wife, too.
- Benim de karımla sorunlarım var.
- My wife won't talk to me except through her lawyer.
- Karım avukatı aracılığı ile hariç benimle konuşmayacak.
- I talked my wife out of buying a new car.
- Karımı yeni bir araba almaktan vazgeçirdim.
- I wanted a sports car, but my wife said we needed a van.
- Spor bir araba istiyordum ama karım bir minibüse ihtiyacımız olduğunu söyledi.
- My wife buys vegetables from a supermarket nearby.
- Karım yakınlardaki bir süpermarketten sebze alıyor.
- My wife talked me into buying a new car.
- Karım yeni bir araba almam için beni ikna etti.
- Do you know my wife?
- Karımı biliyor musun?
- After getting married, my wife put on five pounds.
- Evlendikten sonra karım beş kilo aldı.
- I'm faithful to my wife.
- Ben karıma sadığım.
- My wife is cooking right now.
- Karım şu an yemek yapıyor.
- My wife is away for the weekend.
- Karım hafta sonu için uzakta.
- I'm happy because my wife is so happy.
- Karım çok mutlu olduğu için ben de mutluyum.
- My wife told me to throw this old hat away.
- Karım bu eski şapkayı atmamı söyledi.
- My wife and I tell each other everything.
- Karım ve ben birbirimize her şeyi anlatırız.
- My wife and I are both from Boston.
- Karım ve ben ikimiz de Bostonluyuz.
- Mary is my wife's middle name.
- Mary karımın göbek adı.
- I think I'm in trouble with my wife.
- Sanırım karımla başım belada.
- Are you telling me that it's completely normal to cheat on my wife?
- Bana karımı aldatmanın tamamen normal olduğunu mu söylüyorsun?
- My wife is an alcoholic.
- Karım alkolik.
- My wife is Canadian.
- Benim karım Kanadalıdır.
- Mary is not my girlfriend but my wife.
- Mary benim kız arkadaşım değil, karım.
- Let me call my wife and tell her I won't be home for dinner.
- Karımı arayayım ve ona akşam yemeği için evde olmayacağımı söyleyeyim.
- My wife is trying to sleep.
- Karım uyumaya çalışıyor.
- I'm looking for a bag for my wife.
- Karım için bir çanta arıyorum.
- We're spending Christmas Eve at my wife's parents' house.
- Noel arifesini karımın ailesinin evinde geçireceğiz.
- I guess I should get home to my wife.
- Sanırım eve, karımın yanına gitmeliyim.
- My wife won't talk to me except through her lawyer.
- Karım avukatı aracılığıyla olmadıkça benimle konuşmuyor.
- My wife usually doesn't drink coffee at night, and neither do I.
- Karım genellikle geceleri kahve içmez, ben de içmem.
- I forgot my wife's birthday.
- Karımın doğum gününü unuttum.
- My wife is three years younger than I am.
- Karım benden üç yaş küçük.
- Please don't tell my wife.
- Lütfen karıma söyleme.
- My wife beats me.
- Karım beni dövüyor.
- I love my wife, but I sometimes need to be alone.
- Karımı seviyorum ama bazen yalnız kalmaya ihtiyacım oluyor.
- This is a snapshot of my wife on the beach.
- Bu karımın sahilde çekilmiş anlık bir fotoğrafı.
- My wife catches colds easily.
- Karım kolayca soğuk algınlığına yakalanır.
- Yesterday my wife and I went to the theatre.
- Dün karım ve ben tiyatroya gittik.
- If you were my wife, I'd hang myself.
- Eğer benim karım olsaydın, kendimi asardım.
- Were you shouting at my wife?
- Karıma bağırıyor muydun?
- Both my wife and I can speak French.
- Hem karım hem de ben Fransızca konuşabiliyoruz.
- Do you know my wife?
- Karımı tanıyor musunuz?
- My wife passed out in the Muay Thai lesson.
- Karım Muay Thai dersinde bayıldı.
- I have cheated on my wife.
- Ben karımı aldattım.
- My wife is pregnant.
- Karım hamile.
- My wife loves her garden.
- Karım bahçesini çok sever.
- I have cheated on my wife.
- Karımı aldattım.
- I want to grow old with my wife.
- Karımla birlikte yaşlanmak istiyorum.
- My wife stayed at home.
- Karım evde kaldı.
- When using the kitchen knife, my wife cut her finger.
- Karım mutfak bıçağını kullanırken parmağını kesti.
- I want to grow old with my wife.
- Karımla yaşlanmak istiyorum.
- Please don't tell my wife about this.
- Lütfen bu konudan karıma söz etme.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Karım sanki ben şehrin en zengin adamıymışım gibi para harcar.
- My wife is a scientist, too.
- Benim karım da bir bilim insanı.
- I miss my wife.
- Karımı özlüyorum.
- I bought a smartphone for my wife.
- Karım için bir akıllı telefon aldım.
- She is not my sister, she's my wife.
- O benim kız kardeşim değil, o benim karım.
- I worked in my study after my wife had gone to bed.
- Karım yatmaya gittikten sonra çalışma odamda çalıştım.
- My wife likes apple pie a lot.
- Karım elmalı turtayı çok sever.
- My wife's friend's name is Linda.
- Karımın arkadaşının adı Linda.
- My wife is an actress.
- Karım bir aktris.
- She's my wife's friend.
- O benim karımın arkadaşı.
- My wife was mad.
- Karım kızgındı.
- This encyclopedia belongs to my wife.
- Bu ansiklopedi benim karıma ait.
- My wife prepares very good meals in this kitchen.
- Karım bu mutfakta çok iyi yemekler hazırlar.
- I don't love my wife.
- Karımı sevmiyorum.
- May I present my wife to you?
- Size karımı takdim edebilir miyim?
- My wife doesn't like it when I talk to her about politics.
- Onunla politika hakkında konuştuğumda karım bundan hoşlanmıyor.
- My wife often telephones me when I'm traveling in another country.
- Başka bir ülkeye seyahat ettiğimde karım sık sık telefon eder.
- My wife will pick me up at the airport.
- Karım beni havaalanında alacak.
- I lied constantly to my wife.
- Karıma sürekli yalan söyledim.
- My wife loves apple pie.
- Karım elmalı tartı sever.
- My wife isn't doing very well.
- Karımın durumu pek iyi değil.
- This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.
- I haven't had a home-cooked meal since my wife died.
- Karım öldüğünden beri ev yemeği yemedim.
- My wife made me a delicious apple cake.
- Karım bana nefis bir elmalı pasta yaptı.
- Do you know my wife?
- Karımı tanıyor musun?
- I worked in my study after my wife had gone to bed.
- Karım yattıktan sonra çalışma odamda çalıştım.
- My wife wouldn't like that.
- Karım bundan hoşlanmazdı.
- My wife is having a baby.
- Karım bir çocuk doğuruyor.
- I'd like you to meet my wife.
- Karımla tanışmanı istiyorum.
- I grew up in Boston, but my wife comes from Chicago.
- Ben Boston'da büyüdüm fakat karım Şikagoludur.
- My wife is from Boston.
- Karım Bostonlu.
- My mother was a very good cook, unfortunately my wife isn't!
- Annem çok iyi bir aşçıydı, ne yazık ki karım değil!
- I lied constantly to my wife.
- Karıma sürekli olarak yalan söyledim.
- My wife left me in October.
- Karım ekim ayında beni terk etti.
- My wife loves apple pie.
- Karım elmalı turtaya bayılır.
- Tom is a friend of my wife's younger brother.
- Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.
- I lost my wife last year.
- Karımı geçen sene kaybettim.
- I wish my wife wouldn't complain so much.
- Keşke karım çok şikayet etmese.
- I would be more than happy to share my wife with my workers.
- Karımı işçilerimle paylaşmaktan büyük mutluluk duyarım.
- My wife burst into tears.
- Karım gözyaşlarına boğuldu.
- My wife is leaving town for a few days.
- Karım birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyor.
- No, I'm waiting for my wife.
- Hayır, karımı bekliyorum.
- My wife has just cleared the table.
- Karım az önce masayı topladı.
- My granddaughter is listening to my wife.
- Torunum karımı dinliyor.
- I can't be away from my wife for that long.
- Karımdan o kadar uzun süre ayrı kalamam.
- My wife and I have a joint bank account.
- Karım ve benim ortak bir banka hesabımız var.
- My wife is mad.
- Karım delirdi.
- My wife is a vegetarian.
- Karım bir vejetaryendir.
- My wife and I tell each other everything.
- Karım ve ben birbirimize her şeyi söyleriz.
- My wife telephones me often when I am abroad.
- Ben yurtdışındayken karım bana sıklıkla telefon eder.
- When my wife finds out, she won't be happy.
- Karım öğrendiğinde, mutlu olmayacak.
- Please call my wife.
- Lütfen karımı arayınız.
- My wife left me a surprise.
- Karım bana bir sürpriz bıraktı.
- When using the kitchen knife, my wife cut her finger.
- Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.
- The police think I killed my wife.
- Polis karımı öldürdüğümü düşünüyor.
- My problem is that my wife doesn't love me anymore.
- Benim sorunum karımın artık beni sevmemesi.
- My wife and I hope to get away for a week during the Christmas break.
- Karım ve ben Noel tatilinde bir haftalığına kaçmayı umuyoruz.
- That's my wife.
- O benim karım.
- Tom is one of my wife's acquaintances.
- Tom karımın tanıdıklarından biri.
- My wife left me in October.
- Karım beni Ekim ayında terk etti.
- My wife had a baby last week.
- Karımın geçen hafta bir bebeği oldu.
- I've chosen her to be my wife.
- Karım olması için onu seçtim.
- My wife is italian.
- Karım İtalyan.
- My wife is afraid to drive my new car.
- Karım yeni arabamı kullanmaya korkuyor.
- I intend to buy a gold bracelet for my wife.
- Karım için altın bir bilezik almak niyetindeyim.
- I need to tell my wife I'll be late.
- Karıma geç kalacağımı söylemeliyim.
- My wife works as a nurse at a local hospital.
- Karım yerel bir hastanede hemşire olarak çalışıyor.
- I don't love my wife anymore.
- Artık karımı sevmiyorum.
- He asked after my wife when I met him today.
- Bugün karşılaştığımızda karımı sordu.
- My wife has the strange habit of pilfering wads of toilet paper from public restrooms.
- Karımın umumi tuvaletlerden tuvalet kağıdı çalmak gibi garip bir alışkanlığı var.
- He is my wife's acquaintance.
- O karımın tanıdığı.
- I used to beat my wife.
- Karımı döverdim.
- My wife is obsessed with cleaning.
- Karım temizlik konusunda takıntılı.
- I am inconvenienced when my wife is away.
- Karım uzaktayken sıkıntılı oluyorum.
- Why did my wife leave me?
- Karım neden beni terk etti?
- She's my wife.
- O benim karımdır.
- My wife buys vegetables from a supermarket nearby.
- Karım yakındaki bir süpermarketten sebze satın alır.
- My wife is a teacher.
- Karım bir öğretmen.
- My wife wanted to adopt a child.
- Karım bir çocuk evlat edinmek istiyordu.
- How's my wife doing?
- Karım nasıl?
- What should I do if my wife snores?
- Karım horluyorsa ne yapmalıyım?
- My wife is obsessed with cleaning.
- Karım temizlik konusunda takıntılıdır.
- My wife and children depend on me.
- Karım ve çocuklarıma ben bakarım.
- My wife is Polish.
- Karım Polonyalı.
- The bus had already left by the time my wife was finished dressing.
- Karım giyinmeyi bitirdiğinde otobüs çoktan gitmişti.
- My wife is not only the most beautiful woman I've ever met, she's also the most loyal and hardworking.
- Karım sadece tanıdığım en güzel kadın değil, aynı zamanda en sadık ve çalışkan kadındır.
- My wife gets on well with my mother.
- Karım annemle iyi geçinir.
- Let me introduce my wife.
- Karımı tanıtayım.
- May I introduce you to my wife?
- Sizi karımla tanıştırabilir miyim?
- I write this letter to my wife.
- Bu mektubu karıma yazıyorum.
- I want to go home and see my wife.
- Eve gidip karımı görmek istiyorum.
- My wife is a lawyer.
- Karım bir avukat.
- My wife is a seamstress.
- Karım bir terzidir.
- My wife is a vegetarian.
- Karım vejetaryendir.
- My wife and I are expecting our first child.
- Karım ve ben ilk çocuğumuzu bekliyoruz.
- My wife is Swedish.
- Karım İsveçli.
- My wife is asleep on the couch, but her snoring is disturbing my sleep.
- Karım kanepede uyuyor ama horlaması uykumu bölüyor.
- My wife arrived in the airport at seven o'clock.
- Karım saat yedide havaalanına geldi.
- I decided to wait at the station until my wife came.
- Karım gelene kadar istasyonda beklemeye karar verdim.
- Do you want to know why my wife left me?
- Karım beni niye terk etti, bilmek ister misin?
- My wife never wanted to have kids.
- Karım asla çocuk sahibi olmak istemedi.
- I wish my wife wouldn't complain so much.
- Keşke karım bu kadar şikayet etmeseydi.
- My wife is very unpredictable.
- Karımın davranışları önceden kestirilemez.
- I constantly quarrel with my wife.
- Karımla sürekli tartışıyoruz.
- My wife's pregnant.
- Karım hamile.
- My wife telephones me often when I am abroad.
- Ben yurtdışındayken karım bana sık sık telefon eder.
- I left my wife.
- Karımı terk ettim.
- My wife and I agreed on a holiday plan.
- Karım ve ben bir tatil planı üzerinde anlaştık.
- My wife is usually the one who puts the children to bed.
- Karım genellikle çocukları yatağa götüren kişidir.
Show More (476)
|
|
- My wife and I have one cell phone between us.
- Eşim ve benim aramızda bir cep telefonu var.
- My wife needed a flash drive, and I had an unused one.
- Eşimin bir flash sürücüye ihtiyacı vardı ve bende de kullanılmamış bir tane vardı.
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Eşim bazen bir uzaylı olmadığı gerçeğini unutuyor.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda eşimin ve çocuklarımın yanında olmam gerek.
- I should be at home with my wife and kids right now.
- Şu anda eşim ve çocuklarımla evde olmam gerekiyor.
- My wife and I have given everything that we love for this cause.
- Eşimle birlikte sevdiğimiz her şeyi bu uğurda verdik.
- My wife sometimes forgets she is not a space alien.
- Eşim bazen kendisinin uzaylı olmadığını unutuyor.
- My wife started her new job on the same day.
- Eşim de aynı gün yeni işine başladı.
- My wife and I want to have two children.
- Eşimle iki çocuk sahibi olmak istiyoruz.
- I'm thinking of coming to Boston with my wife next month.
- Gelecek ay eşimle Boston'a gelmeyi düşünüyorum.
- My wife works as a nurse at a local hospital.
- Eşim yerel bir hastanede bir hemşire olarak çalışıyor.
- I'd like to introduce you to my wife.
- Sizi eşimle tanıştırmak isterim.
- My wife spends too much money on herself.
- Eşim kendine çok fazla para harcıyor.
- My wife is going out of town for a few days.
- Eşim birkaç gün için şehir dışına gidiyor.
- My wife wanted to adopt a child.
- Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- My wife told me to throw this old hat away.
- Eşim bana bu eski şapkayı atmamı söyledi.
- Last week, I was in Australia with my wife.
- Geçen hafta eşimle birlikte Avustralya'daydım.
- Last week, I was in Australia with my wife.
- Geçen hafta, eşimle Avustralya’daydım.
- My wife is a good manager.
- Eşim iyi bir yöneticidir.
- My wife doesn't get up before me.
- Eşim benden önce kalkmaz.
- My wife will be glad to see you, too.
- Eşim de seni görmekten memnun olacak.
- I sometimes translate lyrics for my wife.
- Bazen eşim için şarkı sözleri çeviriyorum.
- I lost my wife due to a traffic accident.
- Eşimi trafik kazasında kaybettim.
- I saw Tom flirt with my wife.
- Tom'un eşimle flört ettiğini gördüm.
- My wife and kids are all sick in bed.
- Eşim ve çocuklarım hepsi yatağa düşmüşler.
- My wife suggested to me that I take her on the trip.
- Eşim bana onu geziye götürmemi önerdi.
- I intend to buy a gold bracelet for my wife.
- Eşim için altın bir bilezik almayı düşünüyorum.
- My wife is Polish.
- Eşim Polonyalı.
- Finnish is the language of my wife.
- Fince eşimin dilidir.
- My wife prepares very good meals in this kitchen.
- Eşim bu mutfakta çok güzel yemekler hazırlıyor.
- My wife and I did our Christmas shopping in October.
- Eşim ve ben Noel alışverişimizi Ekim ayında yaptık.
- I grew up in Boston, but my wife comes from Chicago.
- Ben Boston'da büyüdüm ama eşim Chicago'dan geliyor.
- My wife made me a delicious apple cake.
- Eşim bana lezzetli bir elmalı kek yaptı.
- My wife is very upset.
- Eşim çok üzgün.
- I'm thinking of going to Boston with my wife next month.
- Gelecek ay eşimle Boston'a gitmeyi düşünüyorum.
- I'd like to introduce you to my wife.
- Ben sizi eşime tanıtmak istiyorum.
- My wife keeps the household accounts.
- Ev hesaplarını eşim tutar.
- My wife Lidia is a beautiful, clever woman.
- Eşim Lidia güzel ve zeki bir kadındır.
- I haven't even told my wife.
- Daha eşime bile söylemedim.
- My wife and I are preparing to retire.
- Eşim ve ben emekli olmaya hazırlanıyoruz.
- My wife is pregnant.
- Eşim gebe.
- I went home and told my wife about the job in Boston.
- Eve gittim ve eşime Boston'daki işten bahsettim.
- My wife arrived in the airport at seven o'clock.
- Eşim havaalanına saat yedide geldi.
- For my wife, the place was terribly boring, for me, that was the heaven itself.
- Eşim için bu yer son derece sıkıcıydı, benim içinse cennetin ta kendisiydi.
- My wife is a native of Ürümqi.
- Eşim Ürümçi'nin yerlisidir.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- The family of my wife is very rich.
- Eşimin ailesi çok zengin.
- Allow me to introduce my wife to you.
- Sana eşimi takdim edeyim.
- My wife is getting tired of the daily routine.
- Eşim günlük rutinden yorulmaya başladı.
- I'd never testify against my wife.
- Eşim aleyhine asla tanıklık etmezdim.
- My wife and I prefer to spend time at home together.
- Eşim ve ben evde birlikte vakit geçirmeyi tercih ediyoruz.
- Would it be OK if I discussed it with my wife?
- Bunu eşimle konuşsam sorun olur mu?
- I lost my wife in a traffic accident.
- Eşimi bir trafik kazasında kaybettim.
- I was in Boston last week with my wife.
- Geçen hafta eşimle Boston'daydım.
- I'm glad Mary isn't my wife.
- Mary'nin eşim olmadığına memnun oldum.
- My wife is Scottish.
- Eşim İskoçyalı.
- My wife had a baby last week.
- Eşimin geçen hafta bir bebeği oldu.
- My wife loves apple pie.
- Eşim elmalı tartı seviyor.
- My wife and Mary were in the rear of the aircraft.
- Eşim ve Mary uçağın arka tarafındaydı.
- My wife and I are planning to visit Boston next month.
- Eşim ve ben önümüzdeki ay Boston'u ziyaret etmeyi planlıyoruz.
- Please don't tell my wife.
- Lütfen eşime söyleme.
- Don't tell my wife.
- Eşime söyleme.
- I should be home with my wife.
- Ben eşimle evde olmalıyım.
- My wife and I are planning to visit Boston next month.
- Eşim ve ben gelecek ay Boston'a gitmeyi planlıyoruz.
- Let me introduce you to my wife.
- Seni eşimle tanıştırayım.
- I am calling back my wife.
- Eşimi geri arayacağım.
- This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki eşime almak istiyorum.
- Allow me to introduce my wife to you.
- Size eşimi tanıştırmama izin verin.
- The most important people in my life are my wife, my son, and my parents in that order.
- Hayatımdaki en önemli insanlar sırasıyla eşim, oğlum ve ebeveynlerimdir.
- My wife is a doctor.
- Eşim bir doktordur.
Show More (67)
|