|
- We must prevent them being insufficient to cover the commitments in the near future.
- Yakın gelecekteki taahhütleri karşılamakta yetersiz kalmalarını önlemeliyiz.
- We must prevent them being insufficient to cover the commitments in the near future.
- Bunların yakın gelecekteki taahhütleri karşılamakta yetersiz kalmasını önlemeliyiz.
- It can be assumed that in the near future the main legislative framework will be in place.
- Yakın gelecekte temel yasal çerçevenin kurulacağı varsayılabilir.
- Thirdly, a strict age limit on vessels to be given access to Community waters must be established in the near future.
- Üçüncü olarak, yakın gelecekte Topluluk sularına giriş izni verilecek gemiler için katı bir yaş sınırı belirlenmelidir.
- We are expecting the Convention to look at the issue in the near future.
- Konvansiyonun bu konuya yakın gelecekte bakmasını bekliyoruz.
- A second package of measures is expected in the near future.
- Yakın gelecekte ikinci bir tedbir paketinin açıklanması beklenmektedir.
- Finally, on the issue of policy coordination, it would be good to work on this very hard in the near future.
- Son olarak, politika koordinasyonu konusunda, yakın gelecekte bu konu üzerinde çok sıkı çalışılması iyi olacaktır.
- I hope that the Commission lays down proposals on these matters in the near future.
- Komisyonun yakın gelecekte bu konulara ilişkin teklifler sunmasını umuyorum.
- Maybe that suits us for what may happen in the very near future.
- Belki de çok yakın gelecekte olabilecekler için bu bize uygundur.
- That will no longer be the case in the near future.
- Yakın gelecekte durum artık böyle olmayacak.
- The consistent exchange of information is therefore not very likely in the near future.
- Bu nedenle yakın gelecekte tutarlı bilgi alışverişi pek mümkün görünmemektedir.
- The government has announced its intention to sell the state-owned banks in the near future.
- Hükümet, devlet bankalarını yakın gelecekte satma niyetini açıklamıştır.
- The situation for women in Iraq is unlikely to improve in the near future.
- Irak'ta kadınların durumunun yakın gelecekte düzelmesi pek mümkün görünmemektedir.
- There is reasonable hope that a basis for a peace agreement can be built in the near future.
- Yakın gelecekte bir barış anlaşması için bir temel oluşturulabileceğine dair makul bir umut var.
- This case will be dealt with at a Commission meeting in the near future.
- Bu dava yakın gelecekte yapılacak bir Komisyon toplantısında ele alınacaktır.
- We are expecting the Convention to look at the issue in the near future.
- Konvansiyon'un yakın gelecekte konuyu ele almasını bekliyoruz.
- We are yet to see it, although we have heard it will come in the near future.
- Yakın gelecekte geleceğini duymamıza rağmen henüz onu görmedik.
- We hope that this situation will change in the near future.
- Bu durumun yakın gelecekte değişeceğini umuyoruz.
- We look forward to an ambitious new White Paper in the near future.
- Yakın gelecekte iddialı yeni bir Beyaz Kitap bekliyoruz.
- We thus hope that agreement with the Council will be reached in the near future.
- Bu nedenle Konsey ile yakın gelecekte bir anlaşmaya varılacağını umuyoruz.
- We will have to revisit this issue again in the near future.
- Yakın gelecekte bu konuyu tekrar ele almamız gerekecek.
- Is the EU position absolutely fixed, with no likelihood of it being altered in the near future?
- AB'nin tutumu, yakın gelecekte değişme ihtimali olmaksızın, kesinlikle sabit midir?
- Will the Commission see to it that this illegality is remedied in the near future?
- Komisyon yakın gelecekte bu hukuka aykırılığın giderilmesini sağlayacak mı?
- This should really happen in the near future.
- Bu gerçekten de yakın gelecekte gerçekleşmelidir.
- This study should be made available to Parliament in the near future.
- Bu çalışmanın yakın gelecekte Parlamento'nun bilgisine sunulması beklenmektedir.
- All these are possible in the near future.
- Bütün bunlar yakın gelecekte mümkün.
- And we will be adding new currencies in the near future.
- Ve yakın gelecekte yeni para birimleri ekleyeceğiz.
- Both e-PALS and LENA hope to expand in the near future.
- Hem e-PALS hem de LENA yakın gelecekte genişlemeyi umuyor.
- Chances are they’ll have an updated class for iOS 8 in the near future.
- Muhtemelen yakın gelecekte iOS 8 için güncellenmiş bir sınıfa sahip olacaklar.
- Chances are they'll have an updated class for iOS 8 in the near future.
- Muhtemelen yakın gelecekte iOS 8 için güncellenmiş bir sınıfa sahip olacaklar.
- This is a long process that can bring additional income in the near future.
- Bu, yakın gelecekte ek gelir getirebilecek uzun bir süreçtir.
- You will find, within the near future, that you are no longer alone.
- Yakın gelecekte artık yalnız olmadığınızı göreceksiniz.
- Where will we be in the near future?
- Yakın gelecekte nerede olacağız?
- Where will we be seeing you in the near future?
- Yakın gelecekte sizi nerede göreceğiz?
- This dream means that you will defeat your enemies in the near future.
- Bu rüya, yakın gelecekte düşmanlarınızı yeneceğiniz anlamına gelir.
- The last three digital assets are planned to be listed on the platform in the near future.
- Son üç dijital varlığın yakın gelecekte platformda listelenmesi planlanıyor.
- The play, called Hataraku Watashi (I, Worker), is set in the near future.
- Hataraku Watashi (Ben, İşçi) adlı oyun yakın gelecekte geçiyor.
- There is no where else at least in the near future, to where our species could migrate.
- En azından yakın gelecekte türümüzün göç edebileceği başka bir yer yok.
- We will be glad to establish sincere business cooperation with you in the near future.
- Yakın gelecekte sizinle samimi iş işbirliği kurmaktan mutluluk duyacağız.
- We will offer this function in the near future.
- Bu işlevi yakın gelecekte sunacağız.
- What awaits us all in the near future?
- Yakın gelecekte hepimizi neler bekliyor?
- What could change in the near future?
- Yakın gelecekte neler değişebilir?
- Personally, I think this will be more visible in the near future.
- Kişisel olarak bunun yakın gelecekte daha da görünür olacağını düşünüyorum.
- So it’s not going anywhere in the near future.
- Yani yakın gelecekte hiçbir yere gitmiyor.
- Overheating can cause the device to fail in the near future.
- Aşırı ısınma, cihazın yakın gelecekte arızalanmasına neden olabilir.
- For this reason, you should stop drinking alcohol if you plan on becoming pregnant in the near future.
- Bu nedenle yakın gelecekte hamile kalmayı planlıyorsanız alkol almayı bırakmalısınız.
- How do you see the near future?
- Yakın geleceği nasıl görüyorsunuz?
- I see two priorities for the near future.
- Yakın gelecek için iki öncelik görüyorum.
- In the near future, a long walkway will be built opposite the Dune Art Museum, extending into the ocean.
- Yakın gelecekte, Kumul Sanat Müzesi'nin karşısına okyanusa uzanan uzun bir yürüyüş yolu inşa edilecek.
- In the near future, Earth is dying.
- Yakın gelecekte Dünya ölüyor.
- In the near future, machine learning will be more efficient and produce even better results.
- Yakın gelecekte, makine öğrenimi daha verimli olacak ve daha da iyi sonuçlar üretecektir.
- In the near future, many of us will work alongside robots.
- Yakın gelecekte çoğumuz robotlarla birlikte çalışacağız.
- Do you plan to move in the near future?
- Yakın gelecekte taşınmayı planlıyor musunuz?
- Do you see a solution in the near future?
- Yakın gelecekte bir çözüm görüyor musunuz?
- Do you see any solution in the near future?
- Yakın gelecekte herhangi bir çözüm görüyor musunuz?
- Do you think space tourism will be big in the near future?
- Yakın gelecekte uzay turizminin büyük olacağını düşünüyor musunuz?
- Finally, do you think your ecosocialist project is feasible in the near future?
- Son olarak, ekososyalist projenizin yakın gelecekte uygulanabilir olduğunu düşünüyor musunuz?
- In the near future, the world order has changed.
- Yakın gelecekte dünya düzeni değişti.
- In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
- Yakın gelecekte AIDS'e son verebileceğiz.
- It is predicted to become the third leading cause of death in the near future.
- Yakın gelecekte üçüncü önde gelen ölüm nedeni olacağı tahmin edilmektedir.
- It is said that there will be a big earthquake in the near future.
- Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.
- Key partnerships can elevate this PoS system to a whole new level in the near future.
- Önemli ortaklıklar bu PoS sistemini yakın gelecekte tamamen yeni bir seviyeye taşıyabilir.
- Many friends will visit you in the near future.
- Yakın gelecekte birçok arkadaşınız sizi ziyaret edecek.
- More details are expected in the near future.
- Yakın gelecekte daha fazla ayrıntı bekleniyor.
- More is expected in the near future.
- Yakın gelecekte daha fazlası bekleniyor.
- More results are expected in the near future.
- Yakın gelecekte daha fazla sonuç bekleniyor.
- New tools of violence, such as deadly autonomous weapons, may be available in the near future.
- Ölümcül otonom silahlar gibi yeni şiddet araçları yakın gelecekte mevcut olabilir.
- Or do you plan to buy one in the near future?
- Yoksa yakın gelecekte bir tane satın almayı mı planlıyorsunuz?
- While VR delivered in a web browser is not yet commonplace, it will be in the near future.
- Bir web tarayıcısında sunulan VR henüz yaygın olmasa da, yakın gelecekte olacak.
- We plan on doing that in the near future.
- Yakın gelecekte bunu yapmayı planlıyoruz.
- We'll have to talk this matter over in the near future.
- Bu konuyu yakın gelecekte konuşmak zorunda kalacağız.
- We'll have to talk this matter over in the near future.
- Bu konuyu yakın gelecekte konuşmamız gerekecek.
- What's something you plan to do in the near future?
- Yakın gelecekte yapmayı planladığın bir şey nedir?
- What's something you plan to do in the near future?
- Yakın gelecekte yapmayı planladığın şey nedir?
- The plan will be carried out in the near future.
- Plan yakın gelecekte hayata geçirilecek.
- The plan will be carried out in the near future.
- Plan yakın gelecekte uygulanacak.
- There will be an energy crisis in the near future.
- Yakın gelecekte bir enerji krizi olacak.
- These problems will be solved in the near future.
- Bu problemler yakın gelecekte çözülmüş olacak.
- Tom said Mary knew John might be required to do that in the near future.
- Tom, Mary’nin John’un bunu yakın gelecekte yapması gerekebileceğini bildiğini söyledi.
- Tom hopes to meet Mary again in the near future.
- Tom yakın gelecekte Mary ile tekrar görüşmeyi umuyor.
- Tom said he thought Mary might be allowed to do that in the near future.
- Tom, Mary'nin yakın gelecekte bunu yapmasına izin verilebileceğini düşündüğünü söyledi.
- Tom said Mary knew John might be required to do that in the near future.
- Tom, Mary'nin John'un yakın gelecekte bunu yapması gerekebileceğini bildiğini söyledi.
- Learning Chinese might be as important as learning English in the near future.
- Yakın gelecekte Çince öğrenmek İngilizce öğrenmek kadar önemli olabilir.
- I hope to begin learning your beautiful language in the near future.
- Ben yakın gelecekte senin güzel dilini öğrenmeye başlamayı umuyorum.
- I hope to begin learning your beautiful language in the near future.
- Yakın gelecekte güzel dilinizi öğrenmeye başlamayı umuyorum.
- I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın gelecekte ziyaretinizi dört gözle bekliyorum.
- We may meet again in the near future.
- Yakın gelecekte tekrar görüşebiliriz.
- We might meet again in the near future.
- Yakın gelecekte tekrar görüşebiliriz.
- We might meet again in the near future.
- Yakın gelecekte tekrar karşılaşabiliriz.
- Some of us plan to visit you in the near future.
- Bazılarımız yakın gelecekte seni ziyaret etmeyi planlıyor.
- Some of us plan to visit you in the near future.
- Bazılarımız yakın gelecekte sizi ziyaret etmeyi planlıyor.
- We plan on doing that in the near future.
- Bunu yakın gelecekte yapmayı planlıyoruz.
- Our situation should improve in the near future.
- Durumumuz yakın gelecekte düzelecek.
- In the near future, we will be able to put an end to AIDS.
- Yakın gelecekte, AIDS'e son verebileceğiz.
- It's likely Tom and Mary will get married in the near future.
- Tom ve Mary'nin yakın gelecekte evlenmesi muhtemel.
- Learning Chinese might be as important as learning English in the near future.
- Çince öğrenmek de yakın gelecekte İngilizce öğrenmek kadar önemli olabilir.
- Let's meet sometime in the near future.
- Yakın gelecekte bir ara görüşelim.
- Your wish will come true in the near future.
- Dileğiniz yakın gelecekte gerçekleşecek.
- In the near future, space travel will no longer be just a dream.
- Yakın gelecekte uzay yolculuğu artık sadece bir hayal olmayacak.
- Your wish will come true in the near future.
- İsteğiniz yakın gelecekte gerçekleşecek.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
- Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
- Mevcut eğilimler devam ederse, dil yakın gelecekte muhtemelen ölecek.
- I'll visit you sometime in the near future.
- Yakın gelecekte seni ziyaret edeceğim.
- It is said that there will be a big earthquake in the near future.
- Yakın gelecekte büyük bir deprem olacağı söyleniyor.
- Your dream will come true in the near future.
- Hayaliniz yakın gelecekte gerçeğe dönecek.
- Your dream will come true in the near future.
- Hayalleriniz yakın gelecekte gerçekleşecek.
- You will meet a very interesting person in the near future.
- Yakın gelecekte çok ilginç biriyle tanışacaksın.
- You will meet a very interesting person in the near future.
- Yakın gelecekte çok ilginç bir insanla tanışacaksınız.
- I think Tom is likely to go to Boston in the near future.
- Bence Tom yakın gelecekte Boston'a gidecek.
- Can we get to the moon in the near future?
- Yakın gelecekte Ay'a gidebilir miyiz?
- We wish to invite Peter to Japan in the near future.
- Peter'ı yakın gelecekte Japonya'ya davet etmek istiyoruz.
- We plan to do that in the near future.
- Bunu yakın gelecekte yapmayı planlıyoruz.
- It's likely Tom and Mary will get married in the near future.
- Muhtemelen Tom ve Mary yakın gelecekte evlenecekler.
Show More (110)
|