|
- Did the old lady pass away?
- Yaşlı kadın öldü mü?
- Tom helped the old lady cross the street.
- Tom yaşlı kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım etti.
- Tom helped the little old lady to cross the road.
- Tom ufak tefek yaşlı kadına karşıdan karşıya geçmesi için yardım etti.
- How's your old lady doing?
- Senin yaşlı kadın nasıl?
- This sweet little old lady turned out to be the head of a crime syndicate.
- Bu tatlı küçük yaşlı kadının bir sendikanın başı olduğu ortaya çıktı.
- Tom asked the old lady what her name was.
- Tom yaşlı kadına adının ne olduğunu sordu.
- He consented to help the old lady.
- Yaşlı kadına yardım etmeyi kabul etti.
- She felt so bad for the old lady.
- Yaşlı kadın için çok kötü hissetti.
- You know this old lady that lives on second floor?
- İkinci katta yaşayan şu yaşlı kadını tanıyor musun?
- The old lady sitting next to you on the bus looked very tired.
- Otobüste yanınızda oturan yaşlı kadın çok yorgun görünüyordu.
- The old lady smiled at her granddaughter.
- Yaşlı kadın torununa gülümsedi.
- The old lady had a cane.
- Yaşlı kadının bastonu vardı.
- He killed the old lady just for kicks.
- Yaşlı kadını sırf zevk için öldürdü.
- We had a birthday party for the old lady.
- Yaşlı kadın için bir doğum günü partisi yaptık.
- Now the old lady lives alone.
- Şimdi yaşlı kadın yalnız yaşıyor.
- This sweet little old lady turned out to be the head of a crime syndicate.
- Bu küçük tatlı yaşlı kadın bir suç örgütünün elebaşı çıktı.
- I gave my seat to the old lady.
- Koltuğumu yaşlı kadına verdim.
- The old lady walked slowly up the hill.
- Yaşlı kadın tepeye doğru yavaşça yürüdü.
- The old lady is still counting her change.
- Yaşlı kadın hala para üstünü sayıyor.
- The old lady got off the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten indi.
- The old lady got down from the bus.
- Yaşlı kadın otobüsten indi.
- I gave my seat to the old lady.
- Yerimi yaşlı kadına verdim.
- She shot a warm smile at the old lady.
- Yaşlı kadına sıcak bir gülümseme attı.
- I helped the old lady cross the street.
- Yaşlı kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettim.
- The old lady was kind enough to show me the way to the station.
- Yaşlı kadın bana istasyonun yolunu gösterme nezaketinde bulundu.
- This sweet little old lady turned out to be the head of a crime syndicate.
- Bu tatlı küçük yaşlı kadının bir suç örgütünün başı olduğu ortaya çıktı.
- Fever and constant coughing weakened the old lady.
- Ateş ve sürekli öksürük yaşlı kadını zayıf düşürdü.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
- Genç adam yaşlı kadının yiyeceklerini arabasına yüklemesine yardımcı oldu.
- The old lady has been rather feeble since her illness.
- Yaşlı kadın hastalığından beri oldukça halsiz.
- The old lady climbed the stairs with difficulty.
- Yaşlı kadın merdivenleri zorlukla tırmandı.
- The young man helped the old lady load the groceries into her car.
- Genç adam, yaşlı kadının yiyecekleri arabasına yüklemesine yardım etti.
Show More (28)
|