|
- My parrot died yesterday.
- Papağanım dün öldü.
- The parrot and the pirate are best friends.
- Papağan ve korsan çok iyi arkadaştır.
- This pirate has a pet parrot.
- Bu korsanın evcil bir papağanı var.
- I want a parrot.
- Bir papağan istiyorum.
- Nobody in Avonlea had ever kept a parrot before.
- Avonlea'daki hiç kimse daha önce hiç papağan bakmamıştı.
- Parrots are very smart birds.
- Papağanlar çok zeki kuşlardır.
- A parrot is a bird that can talk.
- Papağan konuşabilen bir kuştur.
- A parrot can mimic a person's voice.
- Papağan, bir insanın sesini taklit edebilir.
- This parrot has green feathers.
- Bu papağanın yeşil tüyleri var.
- Jack keeps a cat and a parrot at home.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan besliyor.
- Would you like to hear the parrot talk?
- Papağan konuşması duymak ister misin?
- A parrot can imitate the human voice.
- Bir papağan insan sesini taklit edebilir.
- A parrot was perched on the captain's shoulder.
- Kaptanın omzuna bir papağan tünemişti.
- Parrots are very smart birds.
- Papağanlar çok akıllı kuşlardır.
- Einstein is a very smart parrot.
- Einstein çok akıllı bir papağan.
- Chiqui is a parrot that speaks Esperanto.
- Chiqui Esperanto konuşan bir papağandır.
- A parrot can mimic a person's voice.
- Bir papağan bir insanın sesini taklit edebilir.
- Buy me a parrot.
- Bana bir papağan al.
- There's a parrot in the birdcage.
- Kuş kafesinde bir papağan var.
- Would you like to hear the parrot talk?
- Papağanın konuşmasını dinlemek ister misiniz?
- My parrot flew away.
- Papağanım uçup gitti.
- But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals.
- Ancak Pepperberg, papağanla çalışmanın hayvanlara bakış açısını çoktan değiştirdiğini söylüyor.
- Buy me a parrot.
- Bana bir papağan satın al.
- Parrots imitate human speech.
- Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.
- Jack keeps a cat and a parrot at home.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan bakıyor.
- Nobody in Avonlea had ever kept a parrot before.
- Avonlea'de daha önce hiç kimse papağan beslememişti.
- Tom bought a parrot.
- Tom bir papağan aldı.
- Even the tail of the parrot makes others envious.
- Papağanın kuyruğu bile başkalarını kıskandırıyor.
- I've taught my parrot to speak Welsh.
- Papağanıma Galce konuşmayı öğrettim.
- Chiqui is a parrot that speaks Esperanto.
- Chiqui Esperanto konuşan bir papağan.
- Parrots often imitate human speech.
- Papağanlar çoğunlukla insan konuşmasını taklit eder.
- A parrot can imitate human speech.
- Bir papağan insan konuşmasını taklit edebilir.
- An old parrot doesn't learn to speak.
- Yaşlı bir papağan konuşmayı öğrenmez.
- Did you feed the parrots?
- Papağanları besledin mi?
- They bought a parrot.
- Onlar bir papağan aldı.
- I want a parrot.
- Ben bir papağan istiyorum.
- Chiqui is a good parrot.
- Chiqui iyi bir papağandır.
- The parrot escaped from its cage.
- Papağan kafesinden kaçtı.
- Parrots imitate the words of humans.
- Papağanlar insanların sözlerini taklit eder.
- Let's get what we need to keep a parrot.
- Papağan beslemek için ne gerekiyorsa alalım.
- Tom is talking to his parrot.
- Tom papağanıyla konuşuyor.
- You bought a parrot.
- Bir papağan almışsın.
- An old parrot doesn't learn to speak.
- Yaşlı bir papağan konuşmayı öğrenemez.
- The parrot is dead.
- Papağan öldü.
- I love red parrots.
- Kırmızı papağanları seviyorum.
- She keeps a parrot as a pet.
- Evcil hayvan olarak bir papağan besliyor.
- Parrots often imitate human speech.
- Papağanlar genellikle insan konuşmasını taklit eder.
- Presumably, the parrot escaped from the cage.
- Muhtemelen papağan kafesten kaçtı.
- I have a parrot in a cage.
- Kafeste bir papağanım var.
- You bought a parrot.
- Bir papağan aldın.
- Parrots imitate the words of humans.
- Papağanlar insanların sözlerini taklit ederler.
- The parrot escaped from the cage.
- Papağan kafesten kaçtı.
- Parrots are the only animal that can imitate human speech.
- Papağanlar insan konuşmasını taklit edebilen tek hayvandır.
- Chiqui is a good parrot.
- Chiqui iyi bir papağan.
- Let's get what we need to keep a parrot.
- Bir papağana bakmak için ihtiyacımız olan şeyi alalım.
- They bought a parrot.
- Bir papağan aldılar.
Show More (53)
|