|
- He didn't just eat 1 pear, but 3.
- O sadece 1 değil, 3 armut yedi.
- This pear is green.
- Bu armut yeşildir.
- I am eating a pear.
- Ben bir armut yiyorum.
- Do you prefer the apple or the pear?
- Elmayı mı yoksa armudu mu tercih edersin?
- An apple floats in water, but not a pear.
- Bir elma suda yüzer ama bir armut yüzmez.
- This pear is green.
- Bu armut yeşil.
- She's eating a pear.
- Armut yiyor.
- The pears we eat in Japan look almost like apples.
- Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyor.
- How are prickly pears eaten?
- Dikenli armut nasıl yenir?
- She's eating a pear.
- O armut yiyor.
- I ask about apples, and you answer me about pears.
- Ben sana elma diyorum, sen bana armut diyorsun.
- You will eat my pears.
- Armutlarımı yersin.
- These pears are great.
- Bu armutlar harika.
- I'm eating a pear.
- Bir armut yiyorum.
- You will eat my pears.
- Armutlarımı yiyeceksin.
- The pears of Korla are really sweet.
- Korla'nın armutları gerçekten çok tatlı.
- He didn't just eat 1 pear, but 3.
- Sadece bir armut yemedi, üç tane yedi.
- Lend me a knife with which to peel this pear.
- Bu armudu soymak için bana bir bıçak ver.
- You cook turkey with pears.
- Armutlu hindi pişiriyorsun.
- I got the pears for nothing.
- Ben armutları boşuna aldım.
- An apple will float in water, a pear won't.
- Bir elma suda yüzecektir, bir armut yüzmeyecektir.
- Tom is eating a pear.
- Tom armut yiyor.
- Pears are canned in this factory.
- Bu fabrikada armut konservesi yapılıyor.
- There are some pears in the box.
- Kutuda birkaç armut var.
- I am eating a pear.
- Armut yiyorum.
- Emilien wants to eat fried prickly pears.
- Emilien kızarmış dikenli armut yemek istiyor.
- Tom cut the pear in half.
- Tom armudu ikiye böldü.
- This pear smells nice.
- Bu armut güzel kokuyor.
- Do you prefer an apple or a pear?
- Elmayı mı yoksa armudu mu tercih edersin?
- Do you like pears?
- Armut sever misin?
- I eat pears.
- Ben armut yerim.
- Look boys; this bag is full of pears.
- Bakın gençler, bu çanta armutlarla dolu.
- I ask about apples, and you answer me about pears.
- Ben elmaları soruyorum, sen armutlarla cevap veriyorsun.
- I got the pears for nothing.
- Armutları bedavaya aldım.
- Tom is eating a pear.
- Tom bir armut yiyor.
- Don't cast pears before swine.
- Domuzların önüne armut atmayın.
- An apple floats in water, but not a pear.
- Elma suda yüzer ama armut yüzmez.
- I'm eating a Japanese pear.
- Ben bir Japon armudu yiyorum.
- How much are the pears?
- Armutlar ne kadar?
- This is the best tasting pear I've ever eaten.
- Bu şimdiye kadar yediğim en lezzetli armut.
- This is a pear.
- Bu bir armut.
- An apple will float in water, a pear won't.
- Elma suda yüzer, armut yüzmez.
- I'm eating a Japanese pear.
- Japon armudu yiyorum.
- I'm eating a pear.
- Armut yiyorum.
- This pear is better than yours.
- Bu armut seninkinden daha iyi.
- You cook turkey with pears.
- Hindiyi armutla pişiriyorsun.
- Do you prefer an apple or a pear?
- Bir elmayı mı yoksa bir armutu mu tercih edersin?
- Is this pear green?
- Bu armut yeşil mi?
- This is the best tasting pear I've ever eaten.
- Bu yediğim en lezzetli armut.
- I'd like to buy some pears.
- Biraz armut almak istiyorum.
- Tom cut the pear in half.
- Tom, armudu yarı yarıya böldü.
- How much are the pears?
- Armut ne kadar?
- Look boys; this bag is full of pears.
- Bakın çocuklar; bu çanta armut dolu.
Show More (50)
|
