pinnacle - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
pinnacle doruk n.
  • Mr. Adams doesn't feel like being at the pinnacle of his career.
  • Bay Adams, kariyerinin doruk noktasındaymış gibi hissetmiyor.
Show More (-2)
pinnacle zirve n.
  • She took a selfie at the rocky pinnacle.
  • Kayalık dağın zirvesinde bir selfie çekti.
Show More (-2)
pinnacle sivri tepeli kule n.
  • Pinnacles are typical in Gothic architecture.
  • Sivri tepeli kuleler, Gotik mimarinin tipik bir unsurudur.
Show More (-2)