pioneer - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
pioneer öncü n.
  • He was a pioneer in educational apps.
  • Eğitim uygulamalarında öncü bir isimdi.
  • Indeed, fishers may become pioneers in the area as happened in Scotland with the square mesh panel.
  • Hatta balıkçılar, İskoçya'da kare ağ panelinde olduğu gibi bu alanda öncü olabilirler.
  • The pioneers sought to make a peaceful Europe and they, of course, succeeded.
  • Öncüler barışçıl bir Avrupa yaratmaya çalıştılar ve elbette bunu başardılar.
Show More (21)
pioneer öncülük etmek v.
  • This is a particularly urgent task here in Europe, the continent that has pioneered insurance banking.
  • Bu, sigorta bankacılığına öncülük etmiş olan Avrupa'da özellikle acil bir görevdir.
  • Paracelsus pioneered the use of chemicals and minerals in medicine.
  • Paracelsus, kimyasalların ve minerallerin tıpta kullanılmasına öncülük etmiştir.
Show More (-1)
pioneer ilk yerleşimci n.
  • Pioneers from the South settled in this region in 1773.
  • Güneyden gelen ilk yerleşimciler 1773 yılında bu bölgeye yerleşmiştir.
Show More (-2)
pioneer öncüsü olmak v.
  • This technique was pioneered in Japan.
  • Bu tekniğin öncülüğünü Japonya yapmıştır.
Show More (-2)
pioneer öncülük yapmak v.
  • Paracelsus pioneered the use of chemicals and minerals in medicine.
  • Paracelsus tıpta kimyasal ve mineral kullanımının öncülüğünü yaptı.
Show More (-2)
pioneer bölgeye ilk yerleşenler n.
  • The pioneers met with many dangers.
  • Bölgeye ilk yerleşenler birçok tehlikeyle karşılaştı.
Show More (-2)