|
- Tom called the students back into the room to tell them about the plane crash.
- Tom onlara uçak kazasından bahsetmek için öğrencileri odaya geri çağırdı.
- Yuri Gagarin was killed in a plane crash before he could travel in space a second time.
- Yuri Gagarin uzaya ikinci kez seyahat edemeden bir uçak kazasında hayatını kaybetti.
- Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary uçak kazasından kurtulan tek kişi.
- Tom called the students back into the room to tell them about the plane crash.
- Tom uçak kazasını anlatmak için öğrencileri tekrar odaya çağırdı.
- Tom survived the plane crash.
- Tom uçak kazasında hayatta kaldı.
- Mary is the only survivor of the plane crash.
- Mary, uçak kazasından sağ kalan tek kişidir.
- Tom was killed in a plane crash.
- Tom bir uçak kazasında öldü.
- Sami was the sole survivor of a terrifying plane crash.
- Sami korkunç bir uçak kazasından sağ kurtulan tek kişiydi.
- Tom died in a plane crash.
- Tom bir uçak kazasında öldü.
- Tom survived the plane crash.
- Tom uçak kazasından kurtuldu.
- No one survived the plane crash.
- Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.
- According to TV news, there was a plane crash in India.
- Televizyon haberlerine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- She cried for joy when she heard that her son had survived the plane crash.
- Oğlunun uçak kazasından sağ kurtulduğunu duyduğunda sevinç çığlığı attı.
- That was a tragic plane crash.
- Bu trajik bir uçak kazasıydı.
- Many children at a nearby school witnessed the plane crash.
- Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu.
- Tom survived the plane crash.
- Tom uçak kazasını atlattı.
- She died in a plane crash.
- Bir uçak kazasında öldü.
- She was an orphan who lost her parents in a plane crash.
- O uçak kazasında ebeveynlerini kaybeden bir yetimdi.
- No one survived the plane crash.
- Uçak kazasından kimse kurtulamadı.
- The plane crash was only last week.
- Uçak kazası tam geçen haftaydı.
- He survived the plane crash.
- O, uçak kazasında hayatta kaldı.
- Tom was killed in a plane crash.
- Tom, bir uçak kazasında hayatını kaybetti.
- She cried for joy when she heard that her son had survived the plane crash.
- Oğlunun uçak kazasından kurtulduğunu duyunca sevinçten ağladı.
- According to TV news, there was a plane crash in India.
- Televizyon haberine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- According to TV news, there was a plane crash in India.
- TV haberlerine göre, Hindistan'da bir uçak kazası olmuş.
- Tom was the only person who survived the plane crash.
- Tom uçak kazasından kurtulan tek kişiydi.
- She was an orphan who lost her parents in a plane crash.
- Ailesini bir uçak kazasında kaybetmiş bir yetimdi.
- The pilot ejected his seat seconds before the plane crashed.
- Uçak kaza yapmadan saniyeler önce pilot koltuğunu fırlattı.
- It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
- Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
- The plane crash was only last week.
- Uçak kazası daha geçen haftaydı.
- He survived the plane crash.
- Uçak kazasından kurtuldu.
- Tom died two years ago in a plane crash.
- Tom iki yıl önce bir uçak kazasında öldü.
- I was in a plane crash.
- Bir uçak kazası geçirdim.
- The plane crash took 200 lives.
- Uçak kazası 200 can aldı.
- Tom died in a plane crash three months ago.
- Tom üç ay önce bir uçak kazasında öldü.
- No one survived the plane crash.
- Uçak kazasında kurtulan olmadı.
- That was a tragic plane crash.
- O trajik bir uçak kazasıydı.
- It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
- Uçak kazasında ölmemesi bir mucize.
- She died in a plane crash.
- O bir uçak kazasında öldü.
Show More (36)
|