|
- Let us not play on the hopes and fears of sufferers.
- Hastaların umutları ve korkularıyla oynamayalım.
- I believe we can be pleased about the role we ourselves played on that forum.
- Bu forumda kendimizin oynadığı rolden memnun olabileceğimize inanıyorum.
- You should not play on his generous nature.
- Onun cömert doğası üzerine oynamamalısın.
- Children like playing on the beach.
- Çocuklar sahilde oynamayı seviyor.
- Many children are playing on the beach.
- Birçok çocuk sahilde oynuyor.
- Tom is playing on the jungle gym with his friends.
- Tom arkadaşlarıyla jimnastik salonunda oynuyor.
- My children like to play on the swings in the park near my house.
- Çocuklarım evimin yakınındaki parkta salıncakta oynamayı severler.
- My children like to play on the swings in the park near my house.
- Çocuklarım evimin yanındaki parkta salıncaklarda oynamayı seviyor.
- The children played on the monkey bars.
- Çocuklar maymun demirlerinde oynadılar.
- No matter what he plays on the screen, Tom looks great.
- Ekranda ne oynarsa oynasın, Tom harika görünüyor.
- We played on the banks of the Thames.
- Biz Thames kıyılarında oynadık.
- Some children are playing on the grass.
- Bazı çocuklar çimenlerin üzerinde oynuyor.
- We were playing on the beach.
- Biz plajda oyun oynuyorduk.
- We were playing on the beach.
- Sahilde oynuyorduk.
- Tom played on his college team.
- Tom üniversite takımında oynuyordu.
- Tom is playing on his gamecube.
- Tom gamecube'ünde oynuyor.
- Tom is pretty good at baseball, but he isn't good enough to play on our team.
- Tom beyzbolda oldukça iyi ama bizim takımda oynayacak kadar iyi değil.
- Tom is pretty good at baseball, but he's not good enough to play on our team.
- Tom beyzbolda oldukça iyi ama bizim takımda oynayacak kadar iyi değil.
- It is very dangerous for children to play on the street.
- Çocukların caddede oynaması çok tehlikelidir.
- Go play on the highway, kids!
- Gidin otoyolda oynayın çocuklar!
- We played on the banks of the Thames.
- Thames Nehri'nin kıyısında oynadık.
- In the summer, they used to play on the beach all day long.
- Yazın bütün gün sahilde oynarlardı.
- Do you guys play on the same team?
- Sizler aynı takımda mı oynuyorsunuz?
- Children really like playing on the beach.
- Çocuklar sahilde oynamayı çok seviyor.
- Children like playing on the beach.
- Çocuklar sahilde oynamayı severler.
- She was in the park, playing on the swing, when a stranger came by and offered him caramels.
- Parkta salıncakta oynarken bir yabancı geldi ve ona karamel ikram etti.
- I don't like playing on a team.
- Bir takımda oynamayı sevmiyorum.
- Tom is playing on his gamecube.
- Tom, GameCube'üyle oynuyor.
- We played on the beach.
- Biz sahilde oynadık.
- They like to play on the swings in the park.
- Onlar parktaki salıncaklarda oynamayı seviyorlar.
- We played on the beach.
- Sahilde oynadık.
- Several children are playing on the sandy beach.
- Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.
- Tom and his brother play on the same team.
- Tom ve onun erkek kardeşi aynı takımda oynuyor.
- We're playing on the computer.
- Biz bilgisayarda oyun oynuyoruz.
- Do you guys play on the same team?
- Aynı takımda mı oynuyorsunuz?
- Children love playing on the beach.
- Çocuklar kumsalda oynamayı çok seviyor.
- Tom is pretty good at baseball, but he isn't good enough to play on our team.
- Tom beyzbolda oldukça iyi ama takımımızda oynamak için yeterince iyi değil.
- Tom played on his college team.
- Tom üniversite takımında oynadı.
- You should not play on his generous nature.
- Onun cömert doğasıyla oynamamalısınız.
- Tom is pretty good at baseball, but he's not good enough to play on our team.
- Tom beyzbolda oldukça iyi ancak takımımızda oynamak için yeterince iyi değil.
- Several children are playing on the beach.
- Birkaç çocuk sahilde oynuyor.
- You can't always play on both sides of the fence.
- Her zaman çitin iki tarafında da oynayamazsın.
- The children played on the monkey bars.
- Çocuklar oyun parkı demirlerinde oynadılar.
- We're playing on the computer.
- Bilgisayarda oynuyoruz.
- Tom and his brother play on the same team.
- Tom ve kardeşi aynı takımda oynuyorlar.
- Two girls played on the seesaw.
- İki kız tahterevallide oynadı.
- Because it had been raining for a couple of days, the pitch was muddy and difficult to play on.
- Birkaç gündür yağmur yağdığı için saha çamurluydu ve üstünde oynaması zordu.
- No matter what he plays on the screen, Tom looks great.
- Tom ekranda ne oynarsa oynasın, muhteşem görünüyor.
- Several children are playing on the beach.
- Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.
- There were two children playing on the street.
- Caddede oynayan iki çocuk vardı.
- In our park, we have a nice slide for children to play on.
- Parkımızda çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
- I didn't see any children playing on the swings.
- Salıncaklarda oynayan çocuk görmedim.
- Children really like playing on the beach.
- Çocuklar plajda oynamayı gerçekten çok seviyorlar.
- Ding is playing on the computer.
- Ding bilgisayarda oynuyor.
- Don't let the children play on the street.
- Çocukların caddede oynamalarına izin verme.
- In the summer, they used to play on the beach all day long.
- Yaz mevsiminde onlar bütün gün plajda oynardı.
- I didn't see any children playing on the swings.
- Salıncakta oynayan hiç çocuk görmedim.
- Some children are playing on the grass.
- Bazı çocuklar çimlerin üzerinde oynuyor.
- We played on the same soccer team.
- Aynı futbol takımında oynadık.
- In our park, we have a nice slide for children to play on.
- Bizim parkta çocukların oynaması için güzel bir kaydırağımız var.
- I don't like playing on a team.
- Ben bir takımda oynamayı sevmem.
- Children love playing on the beach.
- Çocuklar sahilde oynamayı seviyorlar.
- They like to play on the swings in the park.
- Parktaki salıncaklarda oynamayı seviyorlar.
Show More (60)
|