|
- They taught her to speak French, play the piano and good manners.
- Onlardan Fransızca konuşmayı, piyano çalmayı ve görgüyü öğrendi.
- They taught her to speak French, play the piano and good manners.
- Ona Fransızca konuşmayı, piyano çalmayı ve görgü kurallarını öğrettiler.
- They taught her to speak French, play the piano and good manners.
- Ona Fransızca konuşmayı, piyano çalmayı ve adab-ı muaşereti öğrettiler.
- I wish I could play the piano as well as Susie.
- Keşke Susie kadar iyi piyano çalabilsem.
- I would like to hear you play the piano.
- Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.
- Did your mother use to play the piano when she was younger?
- Annen gençken piyano çalar mıydı?
- I'm not good at playing the piano because I never practice.
- Asla pratik yapmadığım için piyano çalmakta iyi değilim.
- I see Mary playing the piano.
- Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.
- Tom was playing the piano.
- Tom piyano çalıyordu.
- Tom can play the piano by ear quite well.
- Tom kulaktan oldukça iyi piyano çalabilir.
- It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.
- Piyano çalarken küçük ellere sahip olmaktansa büyük ellere sahip olmak daha iyidir.
- Tom can play the piano much better than Mary.
- Tom, Mary'den çok daha iyi piyano çalabilir.
- She plays the piano very well.
- O çok iyi şekilde piyano çalar.
- I want to hear you play the piano.
- Piyano çalışını duymak istiyorum.
- My father plays the piano and so does my mother.
- Babam piyano çalar, annem de öyle.
- He played the guitar and she played the piano.
- Adam gitar, kadın piyano çalıyordu.
- I hear that you play the piano.
- Piyano çaldığını duyuyorum.
- Tom doesn't want to play the piano anymore.
- Tom artık piyano çalmak istemiyor.
- You might not be able to play the piano after your operation.
- Ameliyattan sonra piyano çalamayabilirsin.
- They play the piano.
- Onlar piyano çalar.
- She practices playing the piano regularly.
- Düzenli olarak piyano çalma pratiği yapıyor.
- I've only heard Tom play the piano once.
- Sadece Tom'un bir kez piyano çaldığını duydum.
- The man behind them is playing the piano.
- Onların arkasındaki adam piyano çalıyordu.
- The boy plays the piano.
- Çocuk piyano çalıyor.
- Who plays the piano better, you or Tom?
- Kim daha iyi piyano çalar, sen mi yoksa Tom mu?
- I thought you said you could play the piano.
- Piyano çalabileceğini söylediğini düşünüyordum.
- I don't know how to play the piano.
- Piyano çalmayı bilmiyorum.
- I heard Jill play the piano.
- Ben Jill'in piyano çaldığını duydum.
- Tom has played the piano since he was thirteen.
- Tom on üç yaşından beri piyano çalıyor.
- She plays the piano by ear.
- O notasız piyano çalar.
- I want to hear you play the piano.
- Piyano çaldığını duymak istiyorum.
- Tanaka plays the piano well.
- Tanaka iyi piyano çalar.
- Tom can play the piano better than I can.
- Tom benden daha iyi piyano çalabiliyor.
- Do you like to play the piano?
- Piyanoyu çalmayı seviyor musun?
- Have you ever heard her play the piano?
- Onu hiç piyano çalarken dinlediniz mi?
- Jane and I play the piano very well.
- Jane ve ben, çok iyi piyano çalıyoruz.
- Tom played the piano and Mary sang.
- Tom piyano çaldı ve Mary şarkı söyledi.
- My sister can play the piano better than I can.
- Kız kardeşim benden daha iyi piyano çalabilir.
- I'm very good at playing the piano.
- Piyano çalmakta çok iyiyimdir.
- Tony heard her voice and stopped playing the piano.
- Tony onun sesini duydu ve piyano çalmayı bıraktı.
- I know how to play the piano.
- Piyano çalmayı biliyorum.
- I heard Tom playing the piano.
- Tom'un piyanoyu çaldığını duydum.
- He plays the piano better than me.
- O benden daha iyi piyano çalar.
- Does he play the piano?
- Piyano çalıyor mu?
- I can't play the piano very well.
- Çok iyi piyano çalamıyorum.
- After a while she began to play the piano again.
- Bir süre sonra tekrar piyano çalmaya başladı.
- She plays the piano every day.
- O, her gün piyano çalar.
- Betty can play the piano.
- Betty, piyano çalabilir.
- She would often play the piano after school.
- Okuldan sonra sık sık piyano çalardı.
- It is difficult to play the piano.
- Piyano çalmak zordur.
- Jane and I play the piano well.
- Jane ve ben iyi piyano çalarız.
- Tom plays the piano, doesn't he?
- Tom piyano çalıyor, değil mi?
- I wish I could play the piano as well as Susie.
- Keşke ben de Susie kadar iyi piyano çalabilseydim.
- Tom played the piano for three hours without taking a break.
- Tom hiç ara vermeden üç saat boyunca piyano çaldı.
- Playing the piano isn't easy.
- Piyano çalmak kolay değildir.
- She can't play the piano very well.
- Çok iyi piyano çalamıyor.
- Tom played the piano.
- Tom piyano çaldı.
- After practicing for a year, she is barely able to play the piano.
- Bir yıllık uygulamadan sonra zar zor piyano çalabiliyor.
- She can play the piano.
- Piyano çalabiliyor.
- Who is the man playing the piano?
- Piyano çalan adam kim?
- Tom is learning to play the piano.
- Tom piyano çalmayı öğreniyor.
- She plays the piano.
- Piyano çalıyor.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin bu kadar iyi piyano çalabilmesine şaşırmıştı.
- Do you like to play the piano?
- Piyano çalmayı sever misiniz?
- She practices playing the piano regularly.
- O düzenli olarak piyano çalışması yapar.
- I can play the piano after a fashion.
- Biraz piyano çalabilirim.
- Do you still play the piano?
- Hâlâ piyano çalıyor musun?
- She played the piano with enthusiasm.
- Coşkuyla piyano çaldı.
- He plays the piano.
- Piyano çalıyor.
- The girl who's playing the piano is my sister.
- Piyano çalan kız benim kardeşim.
- He can play the piano.
- Piyano çalabiliyor.
- I'd like to hear you play the piano.
- Piyano çaldığını duymak isterim.
- I used to play the piano a lot when I was younger.
- Ben gençken çok piyano çalardım.
- Tom is the one playing the piano.
- Tom piyano çalıyor.
- I've only heard Tom play the piano once.
- Tom'u sadece bir kez piyano çalarken dinledim.
- I've never heard Tom play the piano.
- Tom'un piyano çaldığını hiç duymadım.
- Tom can play the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalabilir.
- The girl who's playing the piano is my sister.
- Piyano çalan kız kardeşimdir.
- She's been practicing piano for a year and can play the piano a bit.
- O birr yıldır piyano çalışıyor ve birazcık piyano çalabiliyor.
- I wish I could play the piano as well as Susie.
- Keşke Susie kadar iyi piyano çalabilseydim.
- I play the piano every day.
- Her gün piyano çalarım.
- Tom told me that Mary was good at playing the piano, but I didn't really believe him until I heard her play.
- Tom bana Mary'nin iyi piyano çaldığını söyledi, ama onu çalarken dinleyene kadar ona inanmadım.
- Tom used to play the piano professionally.
- Tom eskiden profesyonel olarak piyano çalardı.
- Betty can play the piano.
- Betty piyano çalabiliyor.
- Tom tried to forget his love sorrow by playing the piano.
- Tom aşk acısını piyano çalarak unutmaya çalıştı.
- Do you play the piano?
- Piyano çalar mısınız?
- Tom has played the piano since he was thirteen.
- Tom, on üç yaşından beri piyano çaldı.
- Entering the room, I found her playing the piano.
- Odaya girince onu piyano çalarken buldum.
- Who's the man playing the piano?
- Piyano çalan adam kim?
- It is difficult for me to play the piano.
- Piyano çalmak benim için çok zor.
- Can you play the piano?
- Piyano çalabiliyor musun?
- Tom plays the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalar.
- I heard Tom playing the piano.
- Tom'un piyano çaldığını duydum.
- Tom plays the piano.
- Tom piyano çalar.
- Playing the piano requires manual dexterity.
- Piyano çalmak el becerisi gerektirir.
- Keep silent while he is playing the piano.
- O piyano çalarken sessiz olun.
- I like playing the piano.
- Piyano çalmayı seviyorum.
- Who plays the piano?
- Kim piyano çalıyor?
- I heard Jill play the piano.
- Jill'in piyano çaldığını duydum.
- She's been practicing piano for a year and can play the piano somewhat.
- Bir yıldır piyano çalışıyor ve biraz piyano çalabiliyor.
- Who is playing the piano?
- Kim piyano çalıyor?
- Tom taught Mary how to play the piano.
- Tom, Mary'ye piyano çalmayı öğretti.
- It is difficult for me to play the piano.
- Piyano çalmam zordur.
- I've never been very good at playing the piano.
- Piyano çalmakta hiç iyi olmadım.
- Tom taught himself to play the piano.
- Tom piyano çalmayı kendi kendine öğrendi.
- Tom plays the piano better than I do.
- Tom benden daha iyi piyano çalar.
- Mary plays the piano.
- Mary, piyano çalıyor.
- If you heard him playing the piano, you would never think he is an eight-year-old boy.
- Onu piyano çalarken dinlesen onun asla sekiz yaşındaki bir çocuk olduğunu düşünmezsin.
- My sister plays the piano every day.
- Kız kardeşim her gün piyano çalar.
- She is beginning to play the piano.
- Piyano çalmaya başlıyor.
- He played the piano and she sang.
- Piyano çaldı ve şarkı söyledi.
- Why don't you come to my house and play the piano?
- Neden evime gelip piyano çalmıyorsun?
- Tom practices playing the piano almost every day.
- Tom neredeyse her gün piyano çalışıyor.
- Tom isn't very good at playing the piano.
- Tom piyano çalmada çok iyi değil.
- The girl playing the piano is Akiko.
- Piyano çalan kız, Akiko'dur.
- Tom plays the piano every day.
- Tom her gün piyano çalıyor.
- Tom doesn't play the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalamıyor.
- Miho plays the piano.
- Miho piyano çalar.
- Tom can't play the piano as well as he used to.
- Tom eskisi kadar iyi piyano çalamıyor.
- Keep silent while he is playing the piano.
- O piyanoyu çalarken sessizce durun.
- She was playing the piano when the guests arrived.
- Misafirler geldiğinde, o piyano çalıyordu.
- I spent two hours playing the piano.
- Piyano çalarak iki saat geçirdim.
- I'm very good at playing the piano.
- Ben piyano çalmada çok iyiyim.
- Tom stopped playing the piano as soon as we walked into the room.
- Tom, biz odaya girer girmez piyano çalmayı bıraktı.
- Who plays the piano better, you or Tom?
- Kim daha iyi piyano çalıyor, sen mi Tom mu?
- He's not playing the piano.
- Piyano çalmıyor.
- He played the piano and she sang.
- O piyano çaldı ve kız şarkı söyledi.
- Who taught you how to play the piano?
- Piyano çalmayı sana kim öğretti?
- He played the piano.
- O, piyano çaldı.
- Who's playing the piano right now?
- Şu anda kim piyano çalıyor?
- You certainly play the piano well.
- Kesinlikle iyi piyano çalıyorsun.
- How did Tom know you could play the piano?
- Tom piyano çalabildiğini nereden biliyordu?
- I saw her play the piano.
- Onun piyano çaldığını gördüm.
- Would you like to learn how to play the piano?
- Piyano çalmayı öğrenmek ister misiniz?
- Do you like playing the piano?
- Piyano çalmayı seviyor musun?
- Tom heard Mary play the piano.
- Tom Mary'nin piyano çaldığını duydu.
- Tom knows how to play the piano.
- Tom piyano çalmayı biliyor.
- Tom asked me if I could play the piano.
- Tom bana piyano çalıp çalamadığımı sordu.
- She is happiest when she is playing the piano.
- Piyano çalarken çok mutlu oluyor.
- Does Tom know how to play the piano?
- Tom piyano çalmayı biliyor mu?
- Lucy would often play the piano after dinner.
- Lucy genellikle akşam yemeğinden sonra piyano çalardı.
- She insisted that he play the piano.
- Piyano çalması için ısrar etti.
- Tom used to play the piano when he was younger.
- Tom daha gençken piyano çalardı.
- I enjoy playing the piano.
- Piyano çalmaktan hoşlanıyorum.
- My fingers are so numb with cold that I can't play the piano.
- Parmaklarım soğuktan o kadar uyuştu ki piyano çalamıyorum.
- After a while she began to play the piano again.
- Bir süre sonra o tekrar piyano çalmaya başladı.
- Tom didn't start to play the piano until he was thirty.
- Tom otuz yaşına kadar piyano çalmaya başlamadı.
- Tom isn't very good at playing the piano.
- Tom piyano çalmakta pek iyi değil.
- Tom is very good at playing the piano.
- Tom piyano çalmada çok iyidir.
- She can play the piano very well.
- Çok iyi şekilde piyano çalabilir.
- The guy playing the piano is Tom.
- Piyano çalan adam Tom'dur.
- Tom can play the piano much better than me.
- Tom benden çok daha iyi piyano çalabiliyor.
- If you want me to play the piano, I'll play the piano.
- Piyano çalmamı istiyorsan piyano çalacağım.
- Tom can play the piano well.
- Tom iyi piyano çalabilir.
- I see Mary playing the piano.
- Mary'yi piyano çalarken gördüm.
- Would you like to learn to play the piano?
- Piyano çalmayı öğrenmek ister misin?
- How well she plays the piano!
- Ne kadar iyi piyano çalıyor!
- Entering the room, I found her playing the piano.
- Odaya girdiğimde onu piyano çalarken buldum.
- I can play the piano after a fashion.
- Az çok piyano çalabilirim.
- Tom can still play the piano even though he doesn't own one now.
- Şu anda kendine ait bir piyanosu olmasa bile Tom hâlâ piyano çalabiliyor.
- Tom can still play the piano even though he doesn't own one now.
- Tom şu anda bir piyanosu olmasa da hala piyano çalabiliyor.
- It was a torture for me to play the piano.
- Piyano çalmak benim için bir işkenceydi.
- Tom used to play the piano when he was younger.
- Tom gençken piyano çalardı.
- Tom is able to play the piano better than anyone else I know.
- Tom tanıdığım herkesten daha iyi piyano çalabiliyor.
- Who taught you how to play the piano?
- Nasıl piyano çalacağını sana kim öğretti?
- I'd like to hear you play the piano.
- Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.
- The man behind them is playing the piano.
- Arkalarındaki adam piyano çalıyor.
- I like to play the piano.
- Piyano çalmayı severim.
- He plays the piano better than me.
- Benden daha iyi piyano çalıyor.
- Tom can't play the piano.
- Tom piyano çalamıyor.
- She plays the piano.
- O piyano çalar.
- I'm not good at playing the piano because I never practice.
- Piyano çalmakta iyi değilim çünkü hiç pratik yapmıyorum.
- I play the piano every day.
- Her gün piyano çalıyorum.
- She played the piano beautifully.
- O, güzelce piyano çaldı.
- The man behind them plays the piano.
- Arkalarındaki adam piyano çalıyor.
- She taught him how to play the piano.
- Ona piyano çalmayı öğretti.
- Playing the piano is her favorite pastime.
- Piyano çalmak, onun en sevdiği eğlencedir.
- Tom knows how to play the piano.
- Tom nasıl piyano çalacağını biliyor.
- They play the piano.
- Piyano çalıyorlar.
- I thought you said you could play the piano.
- Piyano çalabildiğini söylediğini sanıyordum.
- I don't play the piano as often as I used to.
- Eskisi kadar piyano çalmıyorum.
- I enjoy playing the piano.
- Piyano çalmayı severim.
- When I entered the room, she was playing the piano.
- Ben odaya girdiğimde piyano çalıyordu.
- She was playing the piano at that time.
- O zaman piyano çalıyordu.
- Tom can play the piano better than Mary.
- Tom Mary'den daha iyi piyano çalabilir.
- Tom plays the piano by ear.
- Tom kulaktan piyano çalıyor.
- I'm teaching myself to play the piano.
- Kendi kendime piyano çalmayı öğreniyorum.
- She is good at playing the piano.
- Piyano çalmada iyidir.
- Susan was not playing the piano then.
- Susan, o zaman piyano çalmıyordu.
- If you want me to play the piano, I'll play the piano.
- Piyano çalmamı istersen, çalarım.
- My older sister plays the piano every day.
- Ablam her gün piyano çalar.
- All of us play the piano.
- Hepimiz piyano çalarız.
- Could you teach me how to play the piano?
- Bana piyano çalmayı öğretebilir misin?
- Does she play the piano?
- Piyano çalıyor mu?
- Have you ever heard her play the piano?
- Onun piyano çaldığını hiç duydunuz mu?
- She is good at playing the piano.
- Piyano çalmakta çok iyi.
- Would you like to learn how to play the piano?
- Piyano çalmayı öğrenmek ister misin?
- The girl playing the piano is my sister.
- Piyano çalan kız kız, kardeşimdir.
- He doesn't know how to play the piano.
- Piyano çalmayı bilmiyor.
- The girl playing the piano is my sister.
- Piyano çalan kız, benim kardeşim.
- Miho plays the piano.
- Miho piyano çalıyor.
- I don't play the piano as often as I used to.
- Eskisi gibi sık piyano çalmıyorum.
- It takes years of practice to play the piano well.
- İyi piyano çalmak için, yıllarca pratik yapmak gerekir.
- Tom plays the piano every day.
- Tom her gün piyano çalar.
- Do you know how to play the piano?
- Piyano çalmayı biliyor musun?
- Tom played the piano and the children sang.
- Tom piyano çaldı ve çocuklar şarkı söyledi.
- Playing the piano isn't easy.
- Piyano çalmak kolay değil.
- Tom would like to hear Mary play the piano.
- Tom, Mary'nin piyano çalışını dinlemek istiyor.
- Does he play the piano?
- O, piyano çalar mı?
- I would like to hear you play the piano.
- Piyano çaldığını duymak isterim.
- Who taught you to play the piano?
- Sana piyano çalmayı kim öğretti?
- She plays the piano by ear.
- Kulaktan piyano çalıyor.
- Do you play the piano?
- Piyano çalıyor musun?
- Does anyone in your family play the piano?
- Ailenizde piyano çalan var mı?
- She can play the piano.
- O, piyano çalabilir.
- She cannot play the piano.
- O piyano çalamaz.
- He plays the piano.
- O, piyano çalıyor.
- Tom can play the piano.
- Tom piyano çalabilir.
- I like to play the piano.
- Piyano çalmayı seviyorum.
- He knows how to play the piano.
- Piyano çalmayı biliyor.
- I don't play the piano.
- Piyano çalmıyorum.
- Tom isn't playing the piano.
- Tom piyano çalmıyor.
- She's been practicing piano for a year and can play the piano somewhat.
- O bir yıl boyunca piyano çalışıyor ve biraz piyano çalabiliyor.
- Tom is very good at playing the piano.
- Tom piyano çalmakta çok iyidir.
- He plays the piano very well.
- O çok iyi piyano çalar.
- Tom plays the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalıyor.
- She was playing the piano at that time.
- O sırada piyano çalıyordu.
- The man playing the piano is named Tom Jackson.
- Piyano çalan adamın adı Tom Jackson'dur.
- Tom can't play the piano.
- Tom piyano çalamaz.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi piyano çalabildiğine şaşırdı.
- She plays the piano every day.
- Her gün piyano çalıyor.
- It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.
- Piyano çalarken büyük ellere sahip olmak, küçük ellere sahip olmaktan daha iyidir.
- I play the piano.
- Piyano çalarım.
- Do you know how to play the piano?
- Nasıl piyano çalacağınızı biliyor musunuz?
- Tom loves playing the piano.
- Tom piyano çalmayı seviyor.
- I often hear her play the piano.
- Ben sık sık onun piyano çaldığını duyarım.
- I've played the piano ever since I was a boy.
- Çocukluğumdan beri piyano çalarım.
- Tom plays the piano better than I do.
- Tom benden daha iyi piyano çalıyor.
- Tom heard Mary play the piano not too long ago.
- Tom çok geçmeden Mary'nin piyano çaldığını duydu.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom, Mary'nin ne kadar iyi piyano çaldığına şaşırdı.
- I can't play the piano.
- Piyano çalamıyorum.
- Tom can't play the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalamıyor.
- I don't want you to quit playing the piano.
- Piyano çalmayı bırakmanı istemiyorum.
- Tom taught Mary how to play the piano.
- Tom Mary'ye piyano çalmayı öğretti.
- I wish that I could play the piano.
- Keşke piyano çalabilseydim.
- Somebody is playing the piano.
- Biri piyano çalıyor.
- The girl playing the piano is my daughter.
- Piyano çalan kız benim kızım.
- I often hear her play the piano.
- Sık sık piyano çaldığını duyuyorum.
- I've played the piano ever since I was a boy.
- Çocukluğumdan beri piyano çalmaktayım.
- I hear that you play the piano.
- Piyanoyu çaldığınızı duyuyorum.
- If you heard him playing the piano, you would never think he is an eight-year-old boy.
- Piyano çaldığını duysanız, onun sekiz yaşında bir çocuk olduğunu asla düşünmezsiniz.
- Does Tom play the piano?
- Tom piyano çalıyor mu?
- She cannot play the piano.
- Piyano çalamıyor.
- He plays the piano for his own amusement.
- O, kendi eğlencesi için piyano çalar.
- She can play the piano well.
- İyi piyano çalabiliyor.
- I play the piano.
- Piyano çalıyorum.
- He was playing the piano.
- Piyano çalıyordu.
- Tom has stopped playing the piano.
- Tom piyano çalmayı bıraktı.
- She was playing the piano when the guests arrived.
- Misafirler geldiğinde piyano çalıyordu.
- I used to play the piano a lot when I was younger.
- Gençken çok piyano çalardım.
- I played the piano.
- Piyano çaldım.
- Tom wasn't playing the piano.
- Tom piyano çalmıyordu.
- Mary is playing the piano.
- Mary piyano çalıyor.
- She plays the guitar, he plays the piano.
- O gitar çalar, o piyano çalar.
- She can play the piano very well.
- Çok iyi piyano çalabiliyor.
- He was playing the piano and she was singing.
- O piyano çalıyordu ve o şarkı söylüyordu.
- Tom hasn't played the piano in years.
- Tom yıllarca piyano çalmadı.
- The girl playing the piano is named Akiko.
- Piyano çalan kızın adı Akiko.
- He plays the piano better than I do.
- Benden daha iyi piyano çalıyor.
- You might not be able to play the piano after your operation.
- Ameliyatından sonra piyano çalamayabilirsin.
- Tom can play the piano very well.
- Tom çok iyi piyano çalabiliyor.
- I play the piano after supper.
- Akşam yemeğinden sonra piyano çalıyorum.
- You said you could play the piano.
- Piyano çalabildiğini söylemiştin.
- He doesn't know how to play the piano.
- O nasıl piyano çalacağını bilmiyor.
- It isn't true that Jack is no good at music; on the contrary, he plays the piano well.
- Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil; tam tersine, iyi piyano çalıyor.
- I don't play the piano.
- Ben piyano çalmam.
- The homeless man played the piano excellently.
- Evsiz adam mükemmel şekilde piyano çaldı.
- Tom can play the piano better than Mary can.
- Tom, Mary'den daha iyi piyano çalabilir.
- I hear that you play the piano.
- Duyduğuma göre piyano çalıyormuşsun.
- I don't play the piano as often as I used to.
- Eskisi kadar sık piyano çalmıyorum.
- The man playing the piano is named Tom Jackson.
- Piyano çalan adamın adı Tom Jackson.
- We asked Hanako to play the piano.
- Hanako'dan piyano çalmasını istedik.
- Tom heard Mary play the piano.
- Tom, Mary'nin piyano çaldığını duydu.
- I'm not good at playing the piano because I never practice.
- Piyano çalmakta iyi değilim çünkü asla pratik yapmıyorum.
- Mary plays the piano.
- Mary, piyano çalar.
- Tom doesn't know how to play the piano.
- Tom nasıl piyano çalacağını bilmiyor.
- I have been playing the piano since I was fifteen.
- On beş yaşından beri piyano çalıyorum.
- The girl playing the piano is Akiko.
- Piyano çalan kızın adı, Akiko.
- Someone is playing the piano.
- Birisi piyano çalıyor.
- Tom plays the piano well.
- Tom iyi piyano çalar.
- She insisted that he play the piano.
- Piyano çalma konusunda ısrar etti.
- Jane and I play the piano very well.
- Jane ve ben, çok iyi piyano çalarız.
- Who's playing the piano in the living room?
- Kim oturma odasında piyano çalıyor.
- Tom can play the piano better than I can.
- Tom benden iyi piyano çalabiliyor.
- Tom enjoys playing the piano.
- Tom piyano çalmaktan hoşlanır.
- Can he play the piano?
- O piyano çalabilir mi?
- Susan was not playing the piano then.
- Susan o zamanlar piyano çalmıyordu.
- I have been playing the piano since I was fifteen.
- On beş yaşımdan beri piyano çalıyorum.
- Can he play the piano?
- Piyano çalabiliyor mu?
- I could hear Tom playing the piano.
- Tom'un piyano çaldığını duyabiliyordum.
- Tom practices playing the piano almost every day.
- Tom neredeyse her gün piyano çalmaya çalışır.
- The guy playing the piano is Tom.
- Piyano çalan çocuk Tom.
- He earns his living by playing the piano.
- Hayatını piyano çalarak kazanıyor.
- Can you play the piano?
- Piyano çalabilir misin?
- He can play the piano better than I can.
- Benden daha iyi piyano çalabiliyor.
- I can't play the piano.
- Ben piyano çalamam.
- Dick played the piano and Lucy sang.
- Dick piyano çaldı ve Lucy şarkı söyledi.
- Tom plays the piano.
- Tom piyano çalıyor.
- Tom taught himself to play the piano.
- Tom kendine piyano çalmayı öğretti.
- Tom can't read music, so he plays the piano by ear.
- Tom nota okuyamıyor, bu yüzden notasız piyano çalıyor.
- Tom plays the piano and sings.
- Tom piyano çalar ve şarkı söyler.
- Tom was surprised how well Mary could play the piano.
- Tom Mary'nin ne kadar iyi piyano çalabildiğine şaşırmıştı.
- Tom played the piano for three hours without taking a break.
- Tom hiç ara vermeden üç saat piyano çaldı.
- I wish I could play the piano as well as Tom.
- Keşke Tom kadar iyi piyano çalabilseydim.
- Tom plays the piano well.
- Tom iyi piyano çalıyor.
- She is happiest when she is playing the piano.
- Piyano çalarken en mutludur.
- Tom can play the piano much better than I can.
- Tom benden çok daha iyi piyano çalabiliyor.
- How did Tom know you could play the piano?
- Tom piyanoyu çalabileceğini nasıl bildi?
- I've never been very good at playing the piano.
- Piyano çalmada asla çok iyi değildim.
- May I play the piano?
- Piyano çalabilir miyim?
- My mother plays the piano well.
- Annem iyi piyano çalar.
- Tom enjoys playing the piano.
- Tom piyano çalmaktan hoşlanıyor.
- Tom would like to hear Mary play the piano.
- Tom, Mary'nin piyano çalmasını duymak ister.
- After practicing for a year, she is barely able to play the piano.
- Bir yıl boyunca çalıştıktan sonra, zar zor piyano çalabiliyor.
- My older sister plays the piano every day.
- Ablam her gün piyano çalıyor.
- Tom heard Mary play the piano not too long ago.
- Tom, Mary'nin kısa bir süre önce piyano çaldığını duydu.
- The girl playing the piano is named Akiko.
- Piyano çalan kızın adı Akiko'dur.
- Tom doesn't know how to play the piano.
- Tom piyano çalmayı bilmiyor.
- Tanaka plays the piano well.
- Tanaka iyi piyano çalıyor.
- I play the piano after supper.
- Ben akşam yemeğinden sonra piyano çalarım.
- I played the piano.
- Ben piyano çaldım.
- Tom used to play the piano professionally.
- Tom profesyonel olarak piyano çalardı.
- She plays the piano very well.
- Çok iyi piyano çalıyor.
- Tom plays the piano better than Mary.
- Tom, Mary'den daha iyi piyano çalıyor.
- I play the piano well.
- İyi piyano çalarım.
- Her hands are small, but not so small that she can't play the piano.
- Elleri küçüktür ama piyano çalamayacak kadar küçük değil.
- He can play the piano better than I can.
- Benden daha iyi piyano çalabilir.
- He plays the piano for his own amusement.
- Kendi eğlencesi için piyano çalıyor.
- The man behind them plays the piano.
- Onların arkasındaki adam piyano çalıyor.
- She played the piano well enough.
- Yeterince iyi piyano çalıyordu.
- The girl that plays the piano is my sister.
- Piyano çalan kız benim kardeşim.
- I have seen her playing the piano.
- Onu piyano çalarken gördüm.
- Somebody is playing the piano.
- Birisi piyano çalıyor.
- He is making good progress in playing the piano.
- Piyano çalmada iyi bir ilerleme kaydediyor.
- Tom doesn't play the piano nowadays.
- Tom bugünlerde piyano çalmıyor.
- I can play the piano.
- Piyano çalabilirim.
- He played the piano.
- Piyano çalıyordu.
- Tom hasn't played the piano in years.
- Tom yıllardır piyano çalmıyor.
- I wish I could play the piano as well as Tom.
- Keşke Tom kadar iyi piyano çalabilsem.
- I saw her play the piano.
- Onu piyano çalarken gördüm.
- He earns his living by playing the piano.
- Piyano çalarak geçimini sağlar.
- He was playing the piano.
- O piyano çalıyordu.
- You play the piano, don't you?
- Piyano çalıyorsun, değil mi?
- Tom can play the piano better than Mary can.
- Tom Mary'nin çalabildiğinden daha iyi piyano çalabilir.
- When I entered the room, she was playing the piano.
- Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.
- Does Tom play the piano?
- Tom piyano çalar mı?
- He was playing the piano and she was singing.
- O piyano çalıyordu, kız da şarkı söylüyordu.
Show More (354)
|