1 |
preoccupied |
dalgın |
adj. |
|
- You seemed preoccupied.
- Dalgın görünüyordun.
- Tom seemed preoccupied and clearly wasn't listening to what Mary was saying.
- Tom dalgın görünüyordu ve belli ki Mary'nin söylediklerini dinlemiyordu.
- It looks like Tom is a little preoccupied.
- Tom biraz dalgın gibi görünüyor.
- Tom looks preoccupied.
- Tom dalgın görünüyor.
Show More (1)
|
2 |
preoccupied |
kafası meşgul |
adj. |
|
- Tom seemed preoccupied and clearly wasn't listening to what Mary was saying.
- Tom kafası meşgul görünüyordu ve açıkça Mary'nin söylediklerini dinlemiyordu.
Show More (-2)
|
3 |
preoccupied |
endişeli |
adj. |
|
- Tom is preoccupied with his studies.
- Tom çalışmalarıyla endişeli.
Show More (-2)
|