| 1 |
quotation |
alıntı |
n. |
|
- They should include a quotation from the manager in the press release.
- Basın açıklamasına yöneticiden bir alıntı eklemeliler.
- I could not interrupt a Hemingway quotation, but I would urge colleagues to keep to their speaking time!
- Hemingway'den bir alıntıyı kesemezdim, ancak meslektaşlarımı konuşma sürelerine uymaya çağırıyorum!
- What they put in as a quotation was correct.
- Alıntı olarak koydukları şey doğruydu.
- That is not a quotation from some irresponsible or lunatic left-winger.
- Bu, sorumsuz ya da çılgın bir solcudan alıntı değildir.
- I will not accept responsibility for what is not a quotation of my own.
- Bana ait olmayan bir alıntı için sorumluluk kabul etmeyeceğim.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
- Aşağıdaki parça iyi bilinen bir fabldan bir alıntıdır.
- The following passage is a quotation from a well-known fable.
- Aşağıdaki pasaj iyi bilinen bir masaldan alıntıdır.
Show More (4)
|
| 2 |
quotation |
alıntılama |
n. |
|
- She supported her argument by quotations from a number of sources.
- Argümanını bir dizi kaynaktan yaptığı alıntılamalarla destekledi.
Show More (-2)
|
| 3 |
quotation |
fiyat teklifi |
n. |
|
- They sent a quotation for repairing the fence.
- Çitin onarımı için bir fiyat teklifi gönderdiler.
Show More (-2)
|
| 4 |
quotation |
(fiyat) teklif |
n. |
|
- We need a firm quotation by Monday.
- Pazartesiye kadar kesin bir teklife ihtiyacımız var.
Show More (-2)
|
