|
- As a result, we play ball inside on rainy days.
- Sonuç olarak, yağmurlu günlerde içeride top oynuyoruz.
- I hate rainy days.
- Yağmurlu günlerden nefret ederim.
- We have many rainy days in June.
- Haziran ayında çok yağmurlu günlerimiz olur.
- This year there were few rainy days in August.
- Bu yıl Ağustos ayında çok az yağmurlu gün oldu.
- Traffic accidents are likely to occur on rainy days.
- Trafik kazalarının yağmurlu günlerde meydana gelmesi muhtemeldir.
- I go to the office by bicycle except on rainy days.
- Yağmurlu günler dışında ofise bisikletle giderim.
- We have many rainy days in June.
- Haziran'da yağmurlu günümüz çok olur.
- I go to the office by bicycle except on rainy days.
- Yağmurlu günler hariç, ben büroya bisikletimle giderim.
- Rainy days make me unhappy.
- Yağmurlu günler beni mutsuz ediyor.
- There were not many rainy days in June this year.
- Bu yıl Haziran ayında pek yağmurlu gün olmadı.
- Rainy days make me unhappy.
- Yağmurlu günler beni mutsuz eder.
- I love rainy days.
- Yağmurlu günleri severim.
- He goes to work on foot every day except on rainy days.
- Yağmurlu günler hariç her gün işe yürüyerek gidiyor.
- Rainy days make me depressed.
- Yağmurlu günler beni depresif yapar.
- Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.
- Bankalar güneşli günde sana şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu günde sırtlarını dönerler.
- Apart from on rainy days, I always ride my bike to work.
- Yağmurlu günler dışında işe hep bisikletle giderim.
- We have many rainy days in June.
- Haziran'da çok sayıda yağmurlu gün olur.
- Rainy days make me depressed.
- Yağmurlu günler beni depresif yapıyor.
- I hate rainy days.
- Yağmurlu günlerden nefret ediyorum.
- She misses him, especially on rainy days.
- Onu özlüyor, özellikle yağmurlu günlerde.
Show More (17)
|